Beyza Dut

17 yaşımdayken Kuraldışı Yayınevi kitaplarıyla tanışmamla birlikte psikoloji ile ilgilenmeye başladım. O zamandan bu yana kitaplığımın büyük bölümüne yeşil rengin hâkim olduğunu söyleyebilirim. Aynı yıllarda dünya tarihi ve siyasetine de meraklıydım. Uluslararası İlişkiler bölümünü bitirdim. Ancak psikolojiye özel ilgi duymaya devam ettim. İnsanların belli fikirlere olan eğilimlerinin ya da toplumsal olayların arkasındaki psikolojik altyapıyı incelemeyi seviyorum. Okul yıllarımda sınav kâğıtlarım doğru cevaptan ziyade kendime özgü yazılarımla dikkat çekti. Mezuniyetten sonra bir süre, toplum gönüllüsü olarak, küçüklüğümde bizzat öğrencisi olduğum ve sunulan alternatif eğitimin gerçek özgüvenimi kazanmamı sağladığını düşündüğüm yerde (TEGV-Eğitim Parkları’nda)eğitmenlik yaptım. Aynı zamanda çeşitli konser, sanat etkinlikleri ile siyasi uluslararası organizasyonlarda çalıştım. Bir yıldır bankacılık yapmama rağmen, aslında asıl yaptığım işin eve her gün yazı çiziyle dolu kâğıtlarla gelmek olduğunu fark ettim. Böylece benim için bilinçsizce yapılan bir eylem olan yazmayı bilinçli bir şekilde geliştirmeye karar verdim. Aslında ben hep yazıyordum. Bu bir anda yağmurun yağması gibi: Bulutlar yeterince kararmışsa yağmur nerede ve ne zaman olursa olsun yağmaya başlıyor. Bunun için olsa gerek yazmak aslında biraz beklemek meselesidir. Bulutlar yeterince kararmadan ve gerçekte yeterince olgunlaşmadan iyi yazı yazamazsınız. Her birikim bir ağırlıktır ve yazmak bu ağırlıktan kurtulmanın en güzel yollarından biridir. Üstelik bu sanatın diğer dallarıyla da mümkün ve ben nerdeyse hepsini seviyorum. Resim çizmeyi de çok seviyorum örneğin. Ancak yinede işin içine bir şeyleri yazarak ifade etme arzusu karışıyor. Küçükken resimlerimin üzerine yazı yazılamayacağını öğreten okuldaki resim öğretmenime ve başarılı karakalem çizimlerime rağmen biraz daha basit, karikatürize çizimler yapmaya devam ettim. Bu benim için güzel resim yapmaya çalışmaktan daha anlamlı oldu hep. Bir başka tutkum müzik ve galiba bu ilk sırayı alır. İçerideki kötü müzikten dolayı alışverişi yarıda kesip çıkabilen ve iyi müzik çaldığı için bir kafenin önünde dikilebilen ya da konuşmayı bırakıp kulan kesilen biriyim. Bunların yanında bir süredir tiyatro eğitimi alıyorum ve bunun yazı, müzik, resim sanata dair her şeyi kapsadığını, üstelik dünyadaki bedene hâkim olma tekniklerinin en iyisi olduğunu düşünüyorum.

 

Share This