Bazı geceler boğazıma bir şeylerin düğümlendiğini hissediyorum. Üşümek geliyor içimden, gökyüzünden başka yorgan bulamıyorum, üstüme gökyüzünü çekiyorum.
Ağlamaklı oluyorum. İki damla gözyaşı düşmek için dayatıyor, ben direniyorum.
Bir rüzgar esiyor yüzüme, yar kokusu taşıyan. Uzak bir sevdanın kokusunu alıyorum. Uzak ve mazi olmuş bir sevdanın. Kim bilir kaçıncı kez aşık oluşum geliyor aklıma. “Bu kalp seni unutur mu,” diye bir şarkı tutturuyorum ama hangi kara sevdalıya okuduğumu bilmiyorum.
Bilmediğim o sevgiliye şiirler yazıyorum.
Sonra, dudağımda beliren buruk gülümsemenin izi düşüyor mehtaba. Ay alaylı, alaylı gülümsüyor bana.
Belki de platonik bir aşkın ıstırabını çekiyorum. Hani o sevme ihtimalini sevdiğimiz, yoluna yoldaş, isterse gardaş olacağımız platonik aşkın…
Yine karşılığı olmayan bir sevda acısı yaşıyorum. Her sevdanın kahrını kendim çektim, kendi kendime yetebilirim. Kendim düşmüşsem kendim kalkabilirim, diye ferahlamaya çalışıyorum. Beni böyle boynu bükük koyan utansın, diye beddua ediyorum.
Mümkünü vardır diyorum, her çarenin. Elbet her yokuşun bir inişi olacaktır, diyorum. Gözyaşlarımı içime akıtıyorum.
Öyle ya duvarı nem, yiğidi gam yıkarmış. Biliyorum bu dert de beni iflah etmez, öldürür.
Sonra kahpe feleği sorguluyorum, umarsızca…
Yıldızlara bakınıyorum boş gözlerle. O an, bir yıldız kayıyor ötelerden. Hangi sevdanın bittiğini haber veriyor acaba, diye düşünüyorum. Yüreğime bir hançer saplanıyor. Acısını hissediyorum ama kanatmıyor. İçime ılık, ılık bir şeylerin aktığını fark ediyorum.
Sonra etrafıma bakınıyorum, dalgaların kıyıyı yalayışını duyuyorum. Yakamozlara bir gölge düşüyor. “Dön gel bi’tanem!” diyorum. Ne vakit sonra kendi gölgem olduğunu anlıyorum. Kimsenin duymayacağını, yalnızlığımdan başkasının ses vermeyeceğini bile bile haykırıyorum.
Hiç yabancısı olmadığım yalnızlığımın yanımda olduğunu görüyorum. Hiç şaşırmıyorum. Bir kahkaha patlatıyorum.
Bir balıkçı teknesi gecenin sessizliğini yırtıyor, aniden motoru duruyor; sinkaflı bir küfür savuruyorum.
Karanlığa bir kurşun sıkmak geliyor o an içimden. Belki yankılanır da beni bulur diye.
Kör kurşun yerini bulur da, benim attığım bulmaz mı?