Son günlerde hayalleri gerçekleştirmenin yolunun bu günden geçtiğini fark ettim. Ancak hakkı ile yaşadığımızda bugünün pürüzlerini, sevinçlerini, üzüntülerini yarına taşımadan yolumuza devam edebiliyoruz. Ancak bu şekilde yarın bir gün zamanı geliyor ve biz kendimizi hayallerimizi yaşarken buluyoruz.
Yaşadığımız ana sahip çıkmayarak aslında hayallerimize, yarınımıza, varlığımıza sahip çıkmamış oluyoruz. Hayatımızı -bize verilmiş bu çok değerli süreyi- egolarımız ve güvensizliğimizden kaynaklanan kontrol tutkusu ile heba ediyoruz.
Endişe dediğimiz duygu tam bu noktada başlıyor; bugünü hakkıyla yaşamamış olmak yarının fırsatlarını, hayallerimizi gerçekleştirmeye olan inancımızı gün be gün elimizden alıp götürüyor, bize kalan ise her an daha da artan endişe ve korkular oluyor.
Bir süredir facebook’a yükleyip sevdiklerimle paylaşmayı düşündüğüm fotoğraflar var… Bugün yarın derken fark ettim ki zaman geçmiş ve bu fotoğraflar anı yansıtma özelliğini ve dolayısı ile orada paylaşılma anlamını yitirmiş…
Bu yaşadığınız ortamı temizlemek, eşyalarınızı elden geçirmek, dosyalarınızı toparlamak, uzun zamandır yapılacaklar listenizde bekleyen bir işinizi tamamlamak, bir arkadaşınızı aramak, yeni bir eve taşınmak…da olabilir. Bu, her ne ise bugün başlayın onu yapmaya!
Yarına odaklı yaşayıp bu günü es geçtiğinizde yaşadığınız (aslında yaşamadığınız) her an kendinizden, geleceğinizden dolayısı ile hayallerinizden çalmış oluyorsunuz.
Hayatı ertelememek kendinize, varlığınıza değer vermek ve bu duygunun yarattığı iç motivasyonla hayallerinize doğru bir adım daha yaklaşmak anlamına geliyor.
Benim için asıl olan bugün değil, bu iş değil, bu ortam değil, dediğiniz anda ise sizi o anda, orada tutan duygu ve düşüncelerinize saygısızlık ediyor ve ihtiyaçlarınıza yüz çevirmiş oluyorsunuz. Tüm bu işleri küçümserken aslında kendinizi küçümsemiş oluyorsunuz.
Kendinize değer vermek size ait olan her ana sorumluğa, duyguya, düşünceye ve yaptığınız her işe değer vermekten geçiyor. Aksi takdirde kendinize değer verdiğiniz inancı bir yanılsamadan ileri gitmiyor. Siz asıl olana yaklaştığınızı sanırken aslında farkında bile olmadan ondan fersah fersah uzaklaşıyorsunuz. Bu şekilde aslında hayallerinizi kendi kendinize ertelerken, bir yandan da gerçekleşmemeleri karşısında “Sorun nerede?”, “Nerede hata yapıyorum?” diye çaresizce çırpınıp duruyorsunuz.
Bugünün işini yarına bırakma, derler ya kesinlikle katılıyorum ve ben şimdi size bugünün heyecanını ve enerjisini de yarına bırakmayın diyorum.
Bırakmayın ki daha güzel ve daha doyumlu bir gelecek için ihtiyacınız olan heyecan ve yaşam enerjiniz artsın ve sizi hayallerinize taşısın.
Unutmayın her şey bugünden başlıyor. Yarından bekleyebilecekleriniz ve hayallerimizi gerçekleştirebilme ihtimaliniz bu gün hakkını vererek yaşadıklarınız oranında artıyor.