Bir kez daha keşfettim ki insanın kendi merkezinde kalabilmesi, sağlıklı düşünebilmesi ve ruhsal dengesini koruması için temposunu yavaşlatması gerek.
Ruhsal gelişim yolunda, kendimizi en yüksek potansiyelimizle yaşama ve ifade etme mücadelemizde başımıza gelebilecek en kötü şeylerden biri çılgın bir koşturmacanın içine düşmek.
Diyeceksiniz ki ‘’Söylemesi kolay, hayat insanı zorla çekiyor o koşturmacanın içine,’’.
Doğrudur. Ama illaki bir an gelir ve farkedersiniz çarkın dişlileri arasında ezilme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığınızı.
İşte o an, korkmadan ve paniğe kapılmadan derin bir soluk alıp içe dönmek ve ‘’ben gerçekte ne istiyorum, gittiğim yol benim yolum mu, olmak istediğim yerde miyim’’ gibi soruları cesaretle sormak gerekir.
Zaten, eğer o çarkın dişlilerine takıldığınızı farkettiyseniz, büyük ihtimalle bir şeyler yanlış gidiyordur. Ya hayat amacınızdan sapmışsınızdır, ya yanlış yerde ve yanlış insanların arasındasınızdır, ya da o yol sizin yolunuz değildir.
Çünkü, tam olmak istediğiniz yerde, doğru zamanda ve doğru insanların arasında, kısaca kendi yolunuzda olsaydınız bu duyguyu hissetmeyecektiniz.
Mesela, yaşadığınız stres canlandırıcı bir etki yapacaktı üzerinizde. Omuzlarınız düşmeyecekti. Engelleri atlamak sizin için bir oyun olacaktı. İşler tökezlediğinde sıkılacaktınız yine ama çabuk geçecekti bu durum; kabuslar görmeyecektiniz. Görünmez kapılar açılacaktı birer birer ve kolayca. En önemlisi o adını bilmediğiniz huzursuzluk olmayacaktı içinizde. Sadece yorulacak, en fazla zaman zaman üzülecek, hatta belki de öfkelenecektiniz. Amma şaşkın ve sersemlemiş hissetmeyecektiniz asla… Yaptığınızdan emin olacaktınız içten içe.
İşte bütün bunların olmadığı bir durumdaysanız durun, soluklanın ve sorun kendinize cesaretle:
Ben gerçekte ne istiyorum?
Gittiğim yol benim yolum mu?
Olmak istediğim yerde miyim?
Bu sorulara net ve kesin cevaplar veremiyorsanız eğer, rotanızda yeni bir ayar yapmanın zamanı gelmiş demektir.
…
Özel bir not: Bütün bunları size son zamanlarda yaşadığım kısa ama yoğun bir deneyimden sonra anlatıyorum. Bana uymayan bir sorumluluğu kabul etmiştim. Kısa bir süre sonra çarkın dişlilerine kapılmak üzere olduğumu farkettim ve bu soruları sordum kendime.
Sonra da rotada yeni ayarlar yaptım. Az kaldı huzurumu kaybedecektim, çarkın dişlileri arasında un ufak olacaktım.
Şu an, sanki büyük bir kazadan ufak tefek sıyrıklarla kurtulmuş gibi hissediyorum kendimi desem abartmış olmam inanın.