Biz hepimiz ne yapıyoruz?… Her gün düşünüyoruz, beynimizde sürekli düşünceler dolaşıp duruyor. Bunların bir kısmını ise konuşmalarımızda kullanıyoruz. Daha doğrusu nasıl düşünüyorsak, hemen hemen aynı şekilde cümleler kuruyoruz.
Olumsuz düşünceler çoksa olumsuz cümlerle dolduruyoruz konuşmalarımızı. Olumsuz cümle dendiğinde sadece olumsuz ek alıp biten cümlelerden bahsetmiyoruz. Tamamen kendi varlıkları ile olumsuz olan yüklemlerden de bahsediyoruz. Ne bunlar?… Mesela, ZOR. Mesela, SAVAŞ. Mesela, KAVGA. Mesela, ŞİKAYET. Sonra mesela, YAPAMIYORUM.
Sonra ne oluyor biliyor musunuz?..
Tüm bu kelimeler kendilerine has enerjileri ile hayatımıza giriyorlar. Bunları yaşar buluyoruz kendimizi. Aman he hayat!
Bir yerde bir belgesel izlemiştim. Orada sürekli küfür eden ve kendine engel olamayan bir adam vardı. Ve özel bir teknik uygulanıyordu üzerinde. Kısacası beyninin içinde sinirlerin oluşturduğu yollar geriliyorlar ve istenildiği üzere yeni yollar oluşmaya başlıyordu. Büyülenmiştim o zaman. İşe yarıyordu. Adam artık küfretme isteği duymuyordu.
Otomatikleşen bir bağımlılık içinden kurtulmak … Bu müthişti.
Sonra Kuraldışı bana bunu kelimelerimi farklı kullanarak yapabileceğimi öğretti. Ve dahasını da. Ayrıca kelimelerin gücü ile evrende istediğim her şeyi kendime çekebileceğimi.
Bunu da şöyle yapıyorum. İlk önce konuşurken ya da düşünürken (kendimle konuşurken) kurduğum cümlelerin farkına varıyorum. Hangilerini çok kullandığımı buluyorum. Sonra o cümleleri kullanırken bir duruyorum, anlıyorum onları söylediğimi, dikkatimi verdiğim şeyi yakalamak çok kolaylaşıyor. Yakaladıkça tam tersi olan olumlusuyla değiştiriyorum, cümleleri bu şekilde tekrar söylüyorum birkaç kere.
Zor mu dedim, kolay’la değiştiriyorum. Sonra cümleyi tekrarlıyorum kolay eşliğinde. Hatta zor dediysem, ardından iptal ediyorum, sonra kolay, kolay, kolay diyorum.
Sonra da ne ile ilgili bunu kullandıysam, ne kadar kolay gerçekleştiğine bakıyorum, yaşıyorum bu zevki keyifle.
Mesela bu yazı!… Kolayca yazdım ve çok keyif aldım.
Siz de bu yönteme hemen şimdi başlamaya ne dersiniz?