Kiminin yaşamaktan korktuğu, kiminin yaşamak isteyip ama yaşayamadığı, kiminin yaşarken düşünceleriyle kendini tam olarak ortaya koyamadığı, kiminin bütün duyguları benliğinde hissederek yaşadığı bir kavram “SEVGİ” kavramı…
Bu kavram;
– İnsanı kişilikten kişiliğe sokan,
– İnsanın hayata olumlu bakmasını sağlayan,
– İnsanın kendisine daha çok dikkat etmesini sağlayan,
– İnsanın gözlerinin içinin sürekli parlamasını sağlayan,
– İnsanın daha önce tatmadığı, yaşamadığı duyguları meydana çıkaran bir kavram.
İnsandaki bağlanma, kıskançlık, özlem, aşık olma, hüzün, gurur, bencillik, acı çekme, güven vb. daha pek çok duyguyu ortaya çıkarır.
Aslında ne garip bir durum değil mi? İki farklı kişinin bir araya gelerek bir bütün oluşturması.Garip ama bir o kadar da güzel bir durum. Nasıl oluyor da bir insan, bir insanı beğenebiliyor ve onu sevebiliyor?
Herkesin kendine göre bir çekim alanı vardır. Karşıdaki kişi farkında olmadan, bu kişinin istediği, beklediği tarzda hareket eder ve ona göre düşüncelerini söylerse o zaman bu kişinin çekim alanına girmiş olur.
Her şey karşıdakinin bu alana girmesiyle başlar. O dakikadan itibaren bütün ilgisini ona yöneltir. Sürekli onu düşünmeye başlar.Onunla ilgili hayaller kurar. İşte sevginin temeli öyle anlarda yavaş yavaş atılmaya başlar. Hele bir de bu kişi de karşıdakinin de çekim alanına girdiyse o zaman her şey daha güzel bir hal alır.
Bazılarımız vardır başkalarının çekim alanına girmekten korkarlar. Çünkü önceden kötü şeyler yaşamışlardır ve bundan dolayı her ilişkide öyle olacağını düşünürler. Bu yüzden adım atmaya, yaşayıp görmeye korkarlar.
Bazılarımız vardır ilişkide tam olarak kendilerini ifade edemezler. Sevgilerini göstermekten çekinirler. Onlara sevdiğini söylemek, göstermek garip gelir.
Birini sevmek, ona sevdiğini hissettirmek, kendisinin özel ve değerli olduğunu ona hissettirmek, onu mutlu etmek, onun için bir şeyler yapmak bunlar çok güzel duygulardır aslında…
Bu duygular iyi, hoş, güzel de kimimiz gerçekten yaşayabiliyoruz. Kimimizin gözünde sevginin yerini başka önemsiz şeyler almış ve onlar ön plana çıkmış. Kimimiz yaşıyor ama bazı şeylerin kıymetini bilmeden yaşıyor.
Kimilerimiz ise tam anlamıyla bütün her şeyi hissederek yaşıyor ve mutlu olmayı başarıyorlar ama nedense bu insanlar azınlıkta kalıyor.
Herkesin o azınlığın bir parçası olup, o küçük alanın kocaman bir alan olmasını diliyorum…