Düşünüyorum da biz insanlar nereye gidersek gidelim yalnız gitmiyoruz; neden derseniz yanımızda hep büyükçe bir bavul taşıyoruz.
Bu bavulun adı: Geçmişin Gölgeleri.
Geçmişte yaşadığımız kötü olaylar, pişmanlıklarımız, saçmalıklarımız, karşılaştığımız iyi gibi gözüken ama aslında kötü insanlar, başkalarına
yaptığımız suçlamalar, mazeretler, kaçırdığımız fırsatlar, kaybettiğimiz insanlar gibi pek çok şey yer edinmiş bu bavulun içinde.
Gün geçtikçe, Geçmişin Gölgeleri adlı bavuldan yükleri atmamız gerekirken sanki daha fazla yüklüyoruz ve kendimize eziyet eder gibi hep yanımızda taşıyoruz hiç farkında olmadan.
Peki hepimiz neden bu bavulu yanımızda taşımayı tercih ediyoruz?
Acaba bize huzur verdiği için mi, yoksa bu bavulu bir yerlerde bırakıp
geçmişimizden kurtulacağımızın bizi korkutan düşüncesi mi?
Bence cevap ikinci şık… Nedense geçmişten kurtulmak sanki bizi korkutuyor.
Sanki o bavulu bırakınca o hataları yeniden yapıp kötü olayları yeniden
yaşacağız gibi bir durum var. Ama olayın aslı öyle değil…
Bence biz bu olayların hepsini beynimizde yaşadık zaten bavulu atmak
yaşadıklarımızı bir daha yaşayacağımız anlamına gelmez.
Eğer hatırlamak istersek zaten beynimizin arşiv bölümüne girip istediğimizi raftan seçip alırız.
Benim demek istediğim birde kendimize niye yük yaparak kendimizi yorgun, bitkin biri gibi hissetmek.
Bence, bundan sonra bu bavulu taşımayı bırakalım. Eğer ‘’Yok ben bavulumdan vazgeçmem, onu taşımaya razıyım’’ diyorsanız o zaman bavulun adını ve içindekileri değiştirin.
Adını ‘’Geleceğin Gökkuşağı’’ koyun.
İçindekiler de rengarenk, umut dolu hayalleriniz ve hedefleriniz olsun.
İstediğiniz hayat için uğraşacağınız, aşacağınız yollara dair aklınızda
bulundurduğunuz güzel fikirler olsun.
Tercih sizin!
Hayatınızın sorumluluğunu almak elinizde.
Hadi şimdi oturup karar verin ne yapmak istediğinize…
Ya Geçmişin Gölgeleri adlı bavulu taşıyın ya da Geleceğin Gökkuşağı adlı bavulu…
İsterseniz ikisini de taşımayın…