Geçenlerde bir arkadaşım; ‘’Siz ne biçim Kuraldışı’sınız öyle… Bütün yazılarınız gayet aklı başında düşünceleri yansıtıyor. Herşey tam da olması gerektiği gibi.’’ dedi…

Ben de güldüm ve dedim ki; ‘’Kuraldışı diye siteye giriyorsun, a bir de bakıyorsun ki, Kuraldışı değil, işte bu, Kuraldışı bir ‘’tarz’’ oluyor.’’…

(Ne yapayım o an için daha zekice bir cevap gelmedi aklıma –hoş hâlâ da gelmiyor ya…)

Şaka bir yana, Kuraldışı bence tam da bunun için, yani olması gerektiği gibi olduğu için Kuraldışı…

Bu gezegende -sizin de farkında olduğunuzu tahmin ettiğim- yoğun çürüme halleri var.

Aslında iyidir çürümek; toprağa karışıp yeni açacak çiçeklere can verebiliyorsa çürüyenler…

Ama maalesef günümüz dünyasında yaşanan çürüme organik bir çürüme değil. Yapay. Hem de nasıl yapay… Doğayı katleden ve asırlar boyu erimeyen plastik atıklar gibi yapay…

Yozluk, yolsuzluk, kavga, şiddet almış başını gidiyor…

Naylon bir dünya oldu bu yahu… İllüzyonların en fenası…

Sevgiden, dostluktan, kardeşlikten, dayanışmadan, manevi değerlerden hele de iyilikten bahsedenlere ‘’meczup’’ gözüyle bakılıyor bu naylon dünyada…

İşte böyle bir dünyanın kurallarına uymamak, direnmek, sahiciliğin peşinde olmak, ruhunun izini sürmek tam anlamıyla bir Kuraldışılık bence…

Şu berbat illüzyonu değiştirmek, dönüştürmek için: sahici olana, ruhlarımızın izini sürmeye odaklanmalı; iyiliğin ve saflığın çekim alanını arttırmalıyız hepimiz…

İşte Kuraldışı da bu çekim alanının önemli bir platformu olma muradında… Naylon dünyanın bütün kurallarına HAYIR, evrensel kurallara ise kocaman bir EVET diyerek yapacağız bunu…

Bunu sizlerle beraber başaracağımıza tüm kalbimizle inanıyoruz biz.

Ya siz?

Sevgiyle…

Dilek Yaraş

Share This