Çok basit olması gereken bir işi karmaşık hale getiriyorum. Basit bir şekilde bitirilebilecek görevleri karmaşık ve zor planlar oluşturarak çözmeye çalışıyorum. Bir işe başlamak ve bitirmek için gereken zamanın iki katını harcıyorum.
Pek çok insan basit işlere, başka bir deyişle hayatı kolaylaştıran işlere saygı duymaz. Bazıları için basitlik, sıkıcılıkla ya da aptallıkla aynı şeydir. Çoğumuz bir şeyin iyi ya da etkili olması için karışık ve zor olması gerektiğini düşünürüz.
Başarılarımız söz konusu olduğunda, bir işi başarmak için ne kadar çok çaba harcamışsak, başardığımızda o kadar çok seviniriz. Ama bunun, işleri bilerek karmaşık hale getirmekle bir ilgisi yoktur.
Şayet ilerlemeniz gereken yoldan, işleri zorlaştırmak üzere sapıyorsanız, bu durumda duyacağınız tatmini artırmak adına yapay karmaşıklık yaratıyorsunuz demektir. Yani, basit bir konuyla karşılaştığınızda kendi engellerinizi kendiniz inşa ediyorsunuz.
Daha zor olanı başarmak daha büyük bir tatmin verir. Yapacağınız iş çok çaba gerektirmiyorsa, daha çok çaba gerektirecek bir hale getirirsiniz ki, daha çok haz alasınız, daha fazla gurur duyasınız; ne ki burada alınan sonuç değil, gösterilen çabadır tatmini sağlayan. Şunu söyleme ihtiyacını duyuyorsunuz: “Vay canına, bu iş için gerçekten de çok sıkı çalıştım.” Tuvaletin kapısının gıcırdamadan kapanması için üç saat harcıyorsanız; bu büyük bir başarı değildir ama kesinlikle büyük bir çabadır. Duyduğunuz tatmin ve gururu, işin kendisinin büyüklüğü değil, gösterdiğiniz çabanın büyüklüğü belirliyor. Yapılması gerçekten zor olan işleri de üstlenmek istemiyorsunuz çünkü o zaman başarıp başaramayacağınıza dair endişe duymaya başlıyorsunuz. Oysa basit bir işi zor hale getirerek başarısız olma riskine girmeden zor bir işi başarmanın hazzını yaşayabilirsiniz.
Fazlasıyla kolay bir işle karşılaştığınızda endişeleniyorsunuz; ortada yanlış bir şeyler olduğunu ya da bir yerlerde bir hata yapıyor olduğunuzu düşünüyorsunuz. İşin ironik tarafı, karmaşıklık, size doğru bir iş yaptığınızı düşündürür.
Çok becerikli olabilirsiniz ama genellikle kendi başarılarınızı küçümsersiniz: “Madem yapması bu kadar kolay, o halde önemsiz bir şeydir.” Kolayca başardığınız işlerden zevk alamadığınız için zor işleri yapmaya başlarsınız. İşte bu yüzden pek çok insan kolay başardıkları işleri bırakıp başka konularla ilgilenmeye başlar. Herkes basit bir işi zor hale getirebilir. Önemli olan zor bir işi basit hale getirmektir.
Kendinize güveninizi geliştirin ve kendinize daha fazla saygı duyun. Eğer hayattaki başarılarınızı küçümsüyorsanız, kendinizden şüphe etmenize yol açan kaynakları inceleyin. Çocukken size gurur duymanın yanlış bir şey olduğu mu öğretildi? Öğretmenleriniz veya aileniz sizden yapabileceğinizin ötesinde işler mi istediler? Kendine güvenen insanların şımarık olduklarını mı düşünüyorsunuz? Yaşadığınız bunlara benzer travmaları gözden geçirin, sizi nasıl etkilemiş olduklarını anlayın ve bu olayların daha fazla sizi kontrol etmesine izin vermeyin.
İçgüdülerinize ve becerilerinize güvenmeyi öğrenin. Şu çok gerçekçi olasılığı göz ardı etmeyin; yaptığınız bir iş size çok kolay geliyorsa bunun sebebi o alanda yetenekli olmanızdır. Hayatın neresinde olduğunuzu görmeye çalışın: Sizin için bazı işleri yapmak kolayken bazıları zordur. Sizin için zor olan işler ise başkaları için kolay olabilir. O halde rahatlayın ve en azından bazı konularda becerikli olmanın tadını çıkarın.
Bir işi ne kadar kısa zamanda tamamladığınıza bakarak işleri zorlaştırma davranışınızın lehinize çalışmasını sağlayın. Kendinizi çok az çabayla da büyük işler başarılabileceğine inandırın. Okula geri döndüğünüzü ve en zor sınavları en kısa zamanda çözerek başarıyla verdiğinizi hayal edin. Şimdi bir iş için gerekenden fazla zaman ayırmanın akıllıca olduğunu düşünüyor musunuz?
İşleri kolay yoldan başardığınızda bundan gurur duyun. Bunu hak ediyorsunuz! Belki de belli bir alanda başarılı olmanızı sağlayacak yeteneklerle doğdunuz ve zamanla mevcut becerilerinizi daha da geliştirdiniz. Belki de hiçbir yeteneğiniz yoktu ama çok çalışarak bazı konularda becerikli hale geldiniz. Her ne olursa olsun, birtakım yetenekleriniz olduğu için mutlu olun ve asla yeteneklerinizi küçümsemeyin. Katı, kuralcı iş ahlakının tersini geliştirin: En az çabayla en büyük işleri başarın. İşte bu gerçekten gururlanılacak bir şeydir.
Gerçekten vakit alacak görevlere daha fazla zaman ayırmak için kendinizi disipline edin. Bir dahaki sefere, küçük bir iş yapacağınız zaman eğer gerekenden daha fazla zaman alıyorsa, o iş için bir zaman sınırı koyun ve bu sınırlamaya bağlı kalın. Bu şekilde gerçekten önemli işlere vakit ayırabileceksiniz. Eğer hâlâ büyük işlerin sorumluluğunu almayı istemiyorsanız, korkularınızla dürüstçe yüzleşin. Bu kitapta bahsettiğim endişelerden kurtulma tekniklerini uygulayın veya bu konuda, eğer varsa, kendi becerilerinize başvurun. Ama ne olursa olsun bir şekilde yardım alın ve işleri karmaşıklaştırıp sonra da bunu önemli işlerden kaçmak için bir mazeret olarak kullanmayın.