Yeni yaşımın arifesinde şahane bir akşam… Ortalık sessiz, yağmur sonrası toprak kokusu, her şey gözüme çok güzel görünüyor.
Aklımda geçen hafta sonu Çankırı’nın Doğanbey Köyü’ne, Hüseyin Genç ve ailesinin doğal tarımla dolu Üç Elma Doğal Tarım Çiftliği’ne ve onların yaşantısına yaptığımız nefis ziyaret var. Anadolu’nun ortasında, bir tarafta Ilgaz’ın esintisi, karşıda sarı tepelerin arasından sızan tuz nehri, onun beyaz patikası ve yanı başında uzanan en güzel şaraplara tat veren Kalecik Karası üzümünün atası bağlar… Hayatın tüm sesleri, köyün koşuşturması, kışa hazırlık var bir de bu manzarada. Akşamüstü hayatın sessizliği de katılıyor bize. Akıp giden o muhteşem yaratıcılığın durup şahit olunmayı bekleyen sessizliği…
Hüseyin Ağabey ile Kezban Abla’nın tatlı sohbetini koyun bir de bu manzaraya, işte şimdi tamam. Bolluk ve bereket dolu soframız, soframıza gelen her ürüne dokunmuş ellerin hikâyesi, anlat anlat bitmedi.
Üyesi olduğum ve faaliyetlerini takip ettiğim Doğal ve Bilinçli Beslenme grubunda Hüseyin Genç ve ailesinin yaşadığı köye birkaç hafta önce yapılan ziyaretlerle ilgili çok güzel satırlar vardı. Okuyunca çok etkilenmiştim; biz de ziyaret etmeye karar verdik; aradık, ne mutlu onlar da müsaitmiş.
Yaklaşık elli yıllık aile yadigârı evlerinde ağırladılar bizi. Emeklerine, yaşantılarına şahit olduk. Doğal tarımla büyüttükleri bahçelerini-bağlarını gezdik; Tetris deniz tuzu kaynaklarına gittik. Tuz ırmağında yürüdük, ellerimizle tuz hasat ettik.
Buğdaydan bulgura tohumun hikâyesini anlattı Hüseyin Ağabey. Minicik bardaklarda müthiş bir elma sirkesi tattık; elma sirkesinin sırrına erdik; tarifleri aldık. Özene şahit olduk.
Ziyaretimizin her anı dopdoluydu. Gördüklerimizi, duyduklarımızı, hayallerimizi anlattık. Şimdi bizim bir ağabeyimiz bir de ablamız oldu.
Uzun zamandır Yeşil Tabak’ta Toplum Destekli Tarım Hareketimizi destekleyecek, gönül rahatlığıyla önereceğim bir çiftlik ararken işte şimdi buldum. Size burayı tanıtıyorum, artık kendiniz iletişim kurup istediğiniz gibi alışveriş yapabilirsiniz. Çok yakınlar bize, İstanbul Tuzla’dan tam beş saatte vardık evlerine. İstediğiniz zaman gidebilirsiniz, kalabilirsiniz, ailenizle dostlarınızla nefis günler geçirebilirsiniz. El emeği göz nuru gıdalarla beslenip hayatla dolup dolup taşarsınız.
Doğal tarımla büyüyen sebzeleri, meyveleri, en önemli gıdamız olan unları var. Elma sirkesi, tuz, özgürce gezen tavukların yumurtaları, yine özgürce dolaşan ineklerin sütünden nefis akça pakça bir tereyağları var. Nefis bir erişteleri var, köy yumurtasından yoğurup kesmişler. Tadına doyulmaz bulgurları var.
Önümüzdeki baharda, bu çiftlikte ekmek-tuz-sirke ile ilgili bir atölye çalışması da yapacağız, detayları baharda yazacağım.
Artık hepimizin dolabında tamamen doğal, atalarımızdan yadigâr nefis unlar, metabolizmayı canlandıran elma sirkeleri, doğal tuz kristalleri ve envai çeşit mevsim sebzesi var. Afiyet olsun-bal olsun. Sofralarınız bolluk, bedenleriniz canlılıkla dolsun!