Bilinçli tüketici iktidardaki tüketicidir.
Büyük firmalar, bu zararlı ürünleri ancak
siz tükettiğiniz sürece üretip satabilirler.
Doktor Mercola Uyarıyor:
Soya Yerseniz, Beş Yaş Daha Yaşlı Görünürsünüz!
Hawaii Sağlık Araştırma Merkezi’nden Dr. Lon White’ın yaptığı çalışmaya göre, orta yaşlarda olup da fazla soya proteini tüketen kişilerde hızlı beyin yaşlanması ve idrak kaybı görülüyor.
Ayrıca bu kişiler oldukları yaştan beş yaş daha yaşlı görünüyorlar.
1990’ların başında, süpermarketlerde, sağlığa yararlı olduğu vaadiyle soya ve soya ürünlerinde patlama yaşanmıştı. Vejetaryen beslenen kişiler için iyi bir alternatif olarak da görülen “mucize yiyecek” soyanın, yüksek kolesterol, ateş basması, göğüs ve prostat kanserine karşı koruyucu etkisi olduğu ileri sürülüyordu.
Peki sorun neredeydi?
Sorun bu iddiaların asılsız olmasındaydı.
Medyanın bizi inandırıp ikna etmek amacıyla ortaya attığı soya ile ilgili birçok bilgi gerçek dışıydı. Soyanın, sağlıklı bir gıda olduğuna ilişkin tavsiyelerdeki bu ani artış, yiyeceklerin maliyet ve besin içeriğini daha da azaltmak amacıyla yapılan zekice bir pazarlamadan başka bir şey değildi.
1913 yılında, küçük bir endüstri bitkisi olarak kabul gören soya, şu anda yetmiş iki milyon dönümlük tarım arazisini kaplıyor.
Şimdi önce yalıtılmış soya proteini ve GDO’lu (genetiği değiştirilmiş organizma) soyanın tehlikeleri ile yan etkileri üzerine tartışalım.
Yalıtılmış Soya Proteini
Nedir? Yiyeceklerin İçine Nasıl Girer?
Amerikan Soyalı Gıdalar Birliği, soya proteini ile ilgili broşüründe yalıtılmış soya proteinini şu şekilde tanımlıyor:
Yalıtılmış soya proteini, soya fasulyesinden ayrıştırılarak (tecrit edilerek) yapılan, kuru toz içerikli bir gıdadır. Yüzde doksan ila doksan beş oranında protein ile bir o kadar karbonhidrat içerir ve yağsızdır.
Soya proteini; protein barlarda, yemek yerine geçen içecek karışımlarında (shakes), ambalajlı meyve sularında, hazır çorbalarda, soslarda, et yerine geçen besinlerde, unlu mamullerde, mısır gevreklerinde ve bazı besin takviyelerinde kullanılmaktadır.
Vücut geliştirmecilerin kaslarını şişirmek için kullandıkları pek çok kilo aldırıcı toz, bar ve içecek karışımı bu zararlı maddeyi içerir. Bunların öncelikli yan etkisi de cinsel dürtünün azalması, erkeklerde ereksiyon sorunları olabilmektedir. Tabii bu daha başlangıç… Bu yazı boyunca daha ne yan etkiler göreceğiz!
“Soyayla İşim Olmaz” mı Diyorsunuz? Etiketleri Okuyun!
Vejetaryen beslenmiyor olabilirsiniz; soya sütü ya da tofu tüketmiyor da olabilirsiniz ama ambalaj etiketlerini okumanızda her halükarda fayda var. Soya katkıları için o kadar değişik isimler kullanılıyor ki, farkına bile varmadan genetiği değiştirilmiş soya bazlı bir ürünü rahatlıkla evinize götürüyor olabilirsiniz. Soya ile tiroit arasındaki bağlantıyı inceleyen Dr. Daniel Doerge’nin hazırladığı bir raporda soyanın içine saklandığı -bulyon, lezzet vericiler, yağsız soya unundan üretilen bitkisel proteinler gibi- birçok muhteviyatın takma ismi listelenir.
Soyanın bulunduğu diğer ürünler:
- Monodigliserit
- Soya
- Dokulu Soya Unu veya Dokulu Soya Proteini [Tekstüre Soya Unu ve Tekstüre Soya Proteini olarak da rastlayabilirsiniz bunlara. Tekstüre etmek, yani daha Türkçe bir tarifle “dokulandırma” veya “kıvamlandırma” kimyasal liflere doğal lif özelliği vermek için yapılan bir işlem. Bu yolla kimyasal liflere hacim, dolgunluk, esneklik kazandırılıyor.]
- Dokulu Sebze Proteini (yağsız soya unundan üretilen bitkisel proteinler)
- Lesitin
- MSG (Monosodyum Glutamat)
Hepsi değilse de, bitkisel protein üretiminin çok önemli bir kısmı soyadan karşılanıyor. Lesitin; soya, yumurta, ayçiçeği ve mısırdan üretilebiliyor. Elinizdeki ürünün etiketinde gerekli bilgi mevcut değil ise, üretici firma ile iletişime geçerek, içindeki muhteviyatın hangi ürüne ait olduğundan emin olmalısınız.
GDO’lu Soya
Soyayla ilgili en büyük sorun soya fasulyesinin yüzde doksan beş oranında genetiğinin değiştirilmiş olması ve ortaya çıkan bu üründen de yalıtılmış soya proteini (diğer adı SPİ, soya proteini izolesi) elde edilmesi.
Peki bu genetik müdahalenin sebebi ne?
Genetiği değiştirilen “Roundup Ready” soya fasulyesi, tarım ilacına ihtiyaç bırakmayacak şekilde kullanıma uygun olarak dizayn edilmiş bir mahsul.
[Roundup, Amerikan firması Monsanto’nun ürettiği, glifosat gibi aktif kimyasallar içeren geniş spektrumlu, bütün sistemi etkileyen tarım ilacının markası. Glifosat, Amerika’da en fazla kullanılan tarım ilacı. Roundup ise 1980 yılından beri dünyanın en çok satan tarım ilacı markası. 1996’da genetiği değiştirilmiş “Roundup Ready soya fasulyesi” ki biz buna “hazır tarım ilaçlı soya fasulyesi” dersek daha iyi anlaşılır, ticari olarak kullanıma sokuluyor. Bunu 1998’de hazır tarım ilaçlı mısır -Roundup Ready mısır- izliyor. 1996 Türkiye için de özel bir tarih. Monsanto ilk kez o yıl Türkiye’deki çiftçilere ücretsiz GDO’lu tohum dağıtıyor! Tohumlar daha kolay yayılsın diye de özellikle ova bölgelerindeki tarla sahiplerini seçiyor. ]
Yani mahsulün bizatihi kendisi tarım ilacı! Böylece yüksek dozda tarım ilacı kullanımına gerek kalmıyor. Peki, bu bizim sağlımız açısından ne anlama geliyor? Ya doğmamış çocuğumuzun, gelecek nesillerin sağlığı açısından? [Gerçi bu bakımdan korkmaya gerek olmayabilir çünkü bu ürünün bin bir derde deva özelliklerinden biri de kısırlığa yol açması!]