Birçok insan için tatlıdan vazgeçmek zor. Hepimizin canı zaman zaman tatlı çeker. Şeker yok, yapay tatlandırıcı yok. Eee, ne yapacağız?
Uzun yıllardır eğitimlerimizde önerdiğim, şimdi de Aç Olan Bedenin Değil Duyguların- İdeal Kilonuz İçin Uygulama Kitabı isimli kitabımda önerdiğim bir doğal tatlandırıcıyı önereceğim size. Stevya.
Doğanın Mucizevî Sırrı: Stevya
“Şeker otu” olarak bilinen Stevya şekerden üç yüz kez daha tatlı, kalorisi sıfır ve yüzde yüz doğal bir Paraguay ve Brezilya bitkisi.
Güney Amerika’da yetişen bu bitki bize doğanın armağanı. Yüzyıllardan beri bu ülkelerde tatlandırıcı, lezzet arttırıcı ve tedavi edici özellikleri nedeniyle kullanılıyor. Ağızda acı tat bırakmıyor ve kan şekeri düzeyini etkilemiyor. Şeker hastaları için uygun. Yan etkisi hiç yok. Hatta yüksek tansiyon, diyabet, kabızlık ve depresyon üzerinde olumlu etkisi var. Vücudun asit/alkali dengesini korumasına yardım ettiği gibi mide ve bağırsak florasını da koruyor.
Ama multi milyar dolarlık şeker ve yapay tatlandırıcı endüstrisi, bizim bu bitki şekerini bilmemizi istemiyor. Çünkü patentini alıp pazarlayamıyor.
Dr. Mehmet Öz, bir kitabında stevyanın aşırı kullanımı halinde erkeklerde sperm üretimini azaltarak kısırlığa neden olabileceğini yazmış.
Bu kesinlik kazanmamış bilgi 32 yıl önce yapılan tek bir araştırmaya dayanıyor. (Bu araştırma şeker üreticileri ya da yapay tatlandırıcı üreten şirketler tarafından finanse edildiyse hiç şaşırmam.)
Ama bunun doğru olmadığını gösteren binlerce araştırma var. Uzun süre yapılan değişik araştırmalarda stevyanın erkeklerde sperm sayısını düşürücü etkisi dâhil olmak üzere hiçbir yan etkisine rastlanmadı.
Bununla birlikte Paraguay’da özellikle kırsal kesimde yaşayan yerli halkın erkeklerinin stevya bitkisini doğum kontrolü için kullandığı biliniyor. Bu Paraguay köylüleri arasında bir batıl inanç olabilir. Çünkü diğer Latin Amerika ülkeleri halkı da bu bitkiyi yüzyıllardır kullanmakta ama Paraguay dışında diğer ülke halklarında böyle bir doğum kontrol uygulaması inancı yok.
FDA (Gıda ve İlaç Dairesi), stevyanın Amerikan ve dünya pazarına girmesini engellemek için çok dolaplar çevirdi ama başaramadı. FDA, dev ilaç ve gıda firmaları tarafından tümüyle ele geçirilmiş ve bu firmalar tarafından yönetilen bir kurum. Onlar bir şeyi öneriyorsa o şeyden uzak dururum.
Aynı FDA, aspartam diye bilinen petrol türevi maddelerden üretilen sentetik tatlandırıcıya hemen onay vermişti.
Halen stevya ABD’de “tatlandırıcı” ya da “şeker” kelimeleri kullanılarak satılamıyor. Ancak “Gıda desteği” etiketi altında satılabiliyor. Halkın kafasında stevya ve tatlandırıcı kelimelerinin bağlantısı oluşmasın diye.
Kanseri tetikleyen NutraSweet, Equal gibi isimlerle pazarlanan yapay tatlandırıcı aspartamı üreten firma kim biliyor musunuz? Dünyanın başına GDO belasını saran Monsanto. (Monsanto’nun nasıl bir şeytan firma olduğunu Geleceği Hatırlamak kitabımı okuyan okurlar çok iyi bilir.)
Bu kimyasal yapay tatlandırıcıdan elde edilen yıllık gelir sadece ABD’de 700 milyon dolar.
Doğal olanı yasakla, kimyasal ve sentetik olanı ve kanseri tetikleyeni onayla. İşte sana FDA.
Şeker kanserin en çok sevdiği yiyecektir. Stevya hariç.
Stevya ile ilgili bölümün sonunda verdiğim web adresinden stevya ile ilgili detaylı bilgi edinebilirsiniz.
Bu bitki zaten Japonya başta olmak üzere dünyanın birçok yerinde popüler. Japonya’da marketlerde satılan şekerli yiyeceklerin yüzde kırkında Stevya kullanılıyor.
Artık Güney Amerika’nın dışında Çin, Japonya, Almanya, Malezya, İsrail, Güney Kore’de yetiştiriliyor. Ülkemizde de yetiştirilmeye başlandı. Bu iyi haber.
Peki Stevyayı nerede bulacaksın?
Stevya artık ülkemizde de büyük süper marketlerde ve eczanelerde toz ve likit formda satılıyor. Kek, tatlı ve reçel yaparken, şeker gerektiren yemek pişirirken sıfır kalorili stevya kullanabilirsin. Üç yüz derecenin üstünde bile ısıya dayanıklı bir bitki. Çayında kahvende stevya kullanabilirsin.
Stevia rebaudiana isimli bitkiyi kendin de yetiştirebilirsin. Bunun için İngilizce site: www. stevia.net
Bu arada, dişleriniz sağlamsa size beş bin yıldır pek çok faydası bilinen ve şeker olarak da kullanılan başka bir meyve daha önereyim: keçiboynuzu. Harnup adıyla da bilinir. Bu da kanseri yanına yaklaştırmayan doğal bir şeker. Birkaç yüzyıl öncesine kadar tatlılarda beyaz şeker yerine keçiboynuzu kullanılıyordu. Şeker yerine yeniyordu. Çikolata yapımında kullanılıyordu. Çok düşük oranda yağ içerir (%1). Hiç kalorisi yoktur. Ama ne zaman ki beyaz şeker tüketilmeye başlandı harnup unutuldu. Oysa o kadar çok faydası var ki. Yemeklerden bir saat kadar önce bir iki tane keçiboynuzu çiğnerseniz örneğin yemek sırasında kan şekerinizin normal düzeyde kalmasını sağlarsınız, böylece yedikleriniz yağ olarak depolanmaz.
Keçiboynuzunu toz olarak da satıyorlar. Pekmezini de yapıyorlar. Ancak Profesör İbrahim Saraçoğlu kendi önerdiği kürlerde bu şekilde kullanımını desteklemiyor. Bütün halinde ve mümkünse hiç zedelenmemiş keçiboynuzu kullanın diyor.
Akciğer kanserini önleyici özelliği olağanüstü bir keşiftir. Svetya üzerine yapılan kısırlık spekülasyonuna karşılık keçiboynuzu erkeklerde sperm sayısını ve kalitesini artırma özelliği taşır.
Stevya ile çok benzer etkilere sahip. Hem kabızlığa hem ishale iyi gelme özelliği var. Sindirim sistemini etkiliyor ve düzenliyor. Şeker hastalarının kullanması için mükemmel bir tatlandırıcı.
İçeriğindeki lignin ve pektin vücuttan ağır metallerin atılmasında oldukça etkili. En büyük özelliği de nefes darlığına ve alerjik astıma karşı müthiş etkili olması.
Yeniden beslenme programımıza sokmamız ve evimizde mutlaka bulundurmamız gereken bir meyve. Dediğim gibi dişlerinizde bir sorun yoksa keçiboynuzu çiğnemek hem tatlı isteğinizi giderir hem de size sağlık verir.
Sevgiyle hoşça olun.
Nil Gün