Bu editör yazıları hiç okunmaz, bilirim. Bilirim çünkü ben de okumam. Hatta mümkün olsa kendiminkileri de okumayacağım. Ama yazarken gözü takılıyor işte insanın.

Bu vesileyle, kedinin gözü, karanın büyüsü, insan hatası, eli Keditör kutusuna çarpmışlara bir ön not düşmek isterim: Aşağıda bir son not var. Aradaki kısmı boş verip doğruca oraya iliştirebilirsiniz gözünüzü. İş bu derginin “İletişim” başlığı altında belirtilmiş olanların tekrarıdır. Okuyunuz, okutunuz.

Bir süredir Nil Gün’ün Homo Novus isimli köşesinde içinden alıntılar okuduğunuz kitap, Geleceği Hatırlamak bu ay Kuraldışı’ndan çıktı. Ayşe Teyze’nin modern dünyanın cadısı olduğu fikri de böylece pekişti. Bu zamanın Pamuk Prenseslerini sepetten çıkan kırmızı bir elma değil, önce çantadan çıkan hoş kokulu temizlik malzemeleri zehirliyor.

Kuraldışı Dergi’nin bu ayki röportajı medya dünyasında epey ses getireceğe benziyor. Bu memlekete musallat olmuş dertlerin belki de en acıklısıdır medyanın tuttuğu yol. Berin Yavuzlar’ın Ahu Özyurt’la yaptığı röportaj bu bakımdan daha da önemli.

Bu ay dergide yeni bir bölüm var; zen baba. Zen Habits (Zen Alışkanlıkları) internetin en sade ve en üretken sitelerinden biri. Uzun zamandır da en iyi yüz blog listesinin başında yer alıyor. İçeriği herkesin kullanımına açık olan yüz yirmi beş bin takipçili blogun yazarı Leo Babauta’nın zen alışkanlıklarına bundan böyle biz de bakacağız.

Hiç aklında olmayanı bile melekler şehri Los Angeles’a gitmeye kışkırtan gezi yazısı ise adeta küçük bir Los Angeles rehberi gibi. Oralara yolunuz düşecekse ya da yakın zamanda gidecek dostlarınız varsa Funda Mehter’in Los Angeles turunu kaçırmayın.

Son not:

Kaleminize, araştırmacı ruhunuza güveniyorsanız,
ilginç dosya konuları bulur hazırlarım diyorsanız…
Özel bir ilgi alanınız ya da farklı konulara ilgi
çekici bir bakış açınız varsa…
Bunları yazı yoluyla paylaşma hevesine ve ifade
etme becerisine sahipseniz…
Yazılarınızı keditor@kuraldisidergi.com adresine yollayın.

Ayrıca…

Dergiyle ilgili görüşlerinizi lütfen bizimle paylaşın. Acımasızca eleştirin.
Yerden yere vurun. Dokuz canlıdır bunlara bir şey olmaz deyip
gökdelenlerden aşağı atın. Tamam, abartmayın.
Ama dergide nelerden hoşlanıyorsunuz,
neyi neden sevmiyorsunuz, ne olsa daha
ilgiyle okurdunuz, bize yazın.
Açın zihninizin gizli kapaklı çekmecelerini, dolaplarını ve renkli, yaratıcı,
ilham verici, zekice, belki aykırı o müthiş fikirlerinizi
serbest bırakın. Birlikte yenilenelim.

Share This