Evrenin en etkin gücü Sevgi.

Sevmek, insanı Tanrısallaştıran ve kendine yaklaştıran en sihirli güç.
İnsanın evrene ve Tanrıya olan inancı, onun parçaları ve yansıması olan insana olan sevgisi ile pekişebiliyor. Ancak o zaman Tanrısallaşabiliyor, kendini yakalayabiliyor ve yaşamdan keyif alabiliyor.

Çok mu zor gerçekten sevmek ve bunu yaşamın her anında uygulayabilmek?!…

Her geçen gün nedense sevgi yerine nefret tohumlarının ekildiği bir Dünyada yaşıyoruz.

Protestoların ve karşı mücadelelerin yaşanmadığı bir gün bile geçmiyor artık.

Hatta bu endüstri halini almaya başladı son yıllarda.

Sevgiyle değil nefretle yaklaşılır olundu her olaya.

Dünya’nın her yerinden protesto sesleri yükseliyor. Karşı görüşe tahammül edilemiyor ve sonuçta kavgalar, birinin kazanması gereken soğuk ya da sıcak savaşlar çıkıyor. Üstelik gerçekten kazananın olmayacağını bile bile. Sırf o mücadelenin yarattığı ekonomi kesilmesin diye bitmeden yenisi yaratılıyor.

Dünya’nın bu hale geleceği ve insanın bir yanının Dünya’yı bu hale getirebileceği ihtimali seneler seneler önce, nesiller önce tahmin edilmiş aslında. İnsanın sevginin yanında farklı duyguları da deneyimleyeceği, kendisine bile bile zarar verebileceği gerçeği görülmüş. Bu sebeple bölgesel ve kültürel olarak periyodik paylaşım anları organize edilmiş. İnsanın kendini hatırlayabileceği, sevgiyi ve sevmeyi deneyimleyebileceği, koşulsuz olarak paylaşımı yaşamına anlık da olsa yerleştirebileceği periyodik zamanlar oluşturulmuş. İnsanlar bu zamanlara kimi yerde festival demiş, kimi kültürler karnaval olarak adlandırmış, kimi toplumlar ve dini oluşumlar da bayram olarak adlandırmış.

İnsanların bu zaman dilimlerinde günlük hayatın dinamiklerini bırakıp evrenin sır odacıklarına toplanmaları ve burada birbirlerine ve tanrısallığa yaklaşmaları, dolayısı ile kendilerine ve özlerine doğru bir miktar da olsa yakınlaşmaları amaçlanmış. Topluluk olma bilincini yükselten, paylaşmanın verdiği dayanılmaz hazzı tattıran ritüellerle bezenmiş bu zaman dilimleri. Bu ritüeller kimi yerde törenler olmuş, kimi kültürlerde ayinler, kimi dinsel topluluklarda da kurban kesmek olarak kendini göstermiş. Kaynağının ve şeklinin hiçbir önemi yok aslında. Önemli olan bu zaman dilimlerindeki ortak amaç. Ve bu amaca ulaştırmadaki etkinliği ve başarısı.

Bizi tatmin etse de etmese de elimizde kalan bu zaman dilimlerinin değerini bilmekte yarar var değil mi?

Herkese sevginin ve paylaşmanın maksimum deneyimlendiği nice mutlu bayramlar diliyorum.

Share This