Yanılgı, yanılgı değildir belki de
Yanılgı sakın olmasın ikilikte …

Ayrılığa inanmak mı bir illüzyon.
Ayrılığın kendisi mi?
İllüzyonun olduğunu düşünmek mi ayrılık?
Yoksa, gözle görünenin, asıl gerçek olduğunu söylemek mi?

Hayal-rüya-sihir ve ben aynı.
Sadece tezahürlerimiz farklı olmasın bu evrende.

Düşünceler, duygular, anılar, inançlar var içimde.
Bazen seslerini duymak istemediğim,
Bazen her şeyi bırakıp onlara teslim olduğum,
İçlerinde kaybolduğum…
Bazen kabullendiğim, bazen isyan ettiğim…
Olmak hali işte.

İnsanım nihayetinde, kendi çölümde kavrulan
Vahayı çöl sanıp serapla avunan.
Suyu, kurak toprakta,
Olanı olmayanda arayan

Çöl de ben, vaha da. Serap da ben gerçek de.
Aradığım her ne ise o da ben.
O zaman, yakan güneşe-kuma öfkem niye?
Olmasın sakın oluş nedenim asıl reddettiğimde?
Cennetim belki de cehennemimde.

Her şeyin ‘bir’ olduğu anda ve yerde,
 Ne oluyorsa oluyor.

Yanılgı, yanılgı değildir belki de
Yanılgı sakın olmasın ikilikte…

Birlik, belki de ikilikten geçebilmekte.

Ne oluyorsa oluyor.
Olan her şey benim ‘öz’ olmam için oluyor…
Öz benden,
‘Ben’ sandığımdan vazgeçsem de akıyor,
Vazgeçmesem de.

Olma halleri içinde,
Her şey olması gerektiği için oluyor.
Kabulle,
Sevgi ve şifayla…

Share This