Birine karşı olumsuz duygular beslediğinde enerjin dışa dönüktür; affettiğinde ise enerjin sana doğru geri akacaktır.
İnsanlara bakıyorum! Affetmenin, karşılarındaki insanla uzlaştıkları anlamı taşıdığına dair bilinç geliştirmişler. Bu düşünce onları farkında olmadan kendilerinden uzaklaştırıyor.
Enerjileri bu yüzden hep dışa dönük durumda ve kendilerini sebepsiz yere yorgun hissediyorlar!
Yaşam insanlara o günlük bir acı yaşatıyor, ama insanlar o acıyı yıllarca taşıyarak hayatlarını alt üst ediyorlar ve sonra da yaşama isyan ediyorlar. Duygulara dikkat edin, demiştim. Onlar gelip geçicidir çünkü… onları asla sahiplenmeyin. Onları sahiplendiğinizde bütün enerjinizi sahiplendiğiniz duyguya yüklemiş oluyorsunuz ve duygu sizden uzaklaştığında enerji de boşa gitmiş oluyor! Bunu kendinizde izleyebilirsiniz!
Aşk bir duygudur ve asla kalıcı değildir, demiştim. Aşk-a yoğun enerji katar insanlar ve bir zaman sonra aşk ellerinin altından kayıp gider; O zaman hayal kırıklığına uğrarsın. Enerjin de Aşk ile birlikte uçup gitmiştir çünkü.
Ben sana âşık olma demiyorum, ol; ama Aşk-ı sahiplenme! En gerçekçi aşk kimseye ihtiyacın olmadığında ortaya çıkar. Birisi içindeki boşluğu dolduracak diye aşk peşinde koşmak senin beklentilerini kısa sürede karşılar ve sonrasında hüsrana uğrarsın. Şimdiye kadar olduğu gibi!
Ve sonra kadere, dünyaya, hayata isyan edersin. Onları uzun yıllar asla affedemezsin. İsyanın her geçen gün büyür.
Oysa:
Affetmek senden çok şey götürmez; Tam Aksine O, Kendine Verdiğin En Büyük Armağandır.
Sen affettiğinde hep karşı tarafın haklı çıktığına dair inancınla yaşamaya devam ediyorken yaşamdan çok şey kaçırıyorsun. Bu anı, gerçek yaşamı kaçırdığının farkında değilsin. Onu kendine verdiğin bir armağan olarak gör! Bütün geçmişini kendine zindan etmene izin verme!
Sen izin verdiğin için enerjin düşüktür! Sen izin verdiğin için hayatın çoğu zaman karanlıktır. Oysa senin dünyayı aydınlatacak kadar muhteşem bir enerjin var!
Enerjini kendine dönük kullan! Zihnin ve yüreğinle “nasıl daha mutlu olabilirim” diye düşün. Düşünce gücünü gereksiz şeylere harcama. Senin boşa harcayacak ne vaktin ne de enerjin var!
Kendi potansiyelinin farkında olmayan insan yaşamın da farkında değildir.
Her şeyi bırak akıp gitsin, süzüle süzüle… Bunu yapmak o kadar zor değildir; esnek ol; su gibi… Bırak bütün olumsuzlukların akıp gitsin.
Bunu başaramıyorsan sana yardımcı olmak adına küçük bir uygulama yapabilirim:
Lavabonun başına git ve suyu aç hafifçe… Bırak su aksın; suyun sesine odaklan sadece… Sonra alnının tam ortasında küçük bir deliğin olduğunu hayal et zihninde ve başını bu şekilde lavaboya, öne doğru eğ.
Gözlerin kapalı kalsın. Zihnindeki olumsuz, sana acı katan her duyguyu tekrar düşün. Onları sert bir kalıp haline getir. Küçük mercimek taneleri şeklinde düşleyebilirsin. Acıları mercimek olarak resmet zihninde ve onları beyninin içinde gör! Hepsini bir araya topla ve sırala peş peşe… Asker gibi sıralı duruyorlar… Başın hala eğik durumda, su usulca akıyor… Ve mercimek tanelerini hareket ettir. Onlara komut ver; Unutma komutan sensin! Alnının ortasındaki deliğe doğru yavaşça ilerliyorlar görüyor musun?
Şimdi alnının ortasındaki deliğe kadar geldiler ve senden dışarı çıkmak için izin istiyorlar. Bunu gör zihninde! Ve şimdi onlara izin ver. Bırak akıp gitsinler lavabonun içine doğru; suyun sesini dinle ama gözlerini açma… Mercimek taneleri su ile birlikte kayboluyorlar… Zihninin içinde son birkaç tane kaldı. Onlar da şimdi lavaboya atladırlar.
Ve su son mercimek tanelerini de aldı götürdü. Su biraz daha aksın, mercimek taneleri lavabonun içinde artık gözükmüyorlar ve su onları çok uzağa götürdü; gözden kaybolduklarını gör!
Şimdi beyninde bir boşluk olmalı. Alnındaki deliği kapat ve beyninin üst tarafına bir delik aç sonra da güneşi hisset. Tam tepende. Sarı ışık saçıyor ve o ışın taneleri beynindeki delikten içeri doğru girerek beynindeki boşluğu dolduruyorlar. Bu tatlı sıcaklığı hisset. Ve suyun sesine tekrar dön. Gözlerini açma… Su akıyor… kısa bir süre dinle bu sesi ve sonra gözlerini tekrar aç… Musluğu kapatabilirsin.
Seni mutsuz eden her şey beyninden dökülüp gitti az önce…
Sen izin verinceye kadar da beyninde yer etmeyecek!
Unutma sen izin verinceye kadar…
Hadi şimdi git ve kendini kucaklayarak tebrik et!