Evet, çocuklarınız sizi çileden çıkarıyor. Onlara çıkışıyor, bağırıyor, feryat ediyorsunuz. İtiraf etmek isteyeceğinizden çok daha sık asabileşiyor ve tepkisel davranıyorsunuz. Nasıl ebeveynlik etmeniz gerektiğini biliyor, daha sakin ve daha bilinçli olmak istiyorsunuz; ama ne kadar çabalarsanız çabalayın sükûnetinizi yitiriyorsunuz.

Sizin hakkınızda, aileniz hakkında ya da sizin kendinize özgü kontrolden çıkma biçiminiz hakkında başka hiçbir şey bilmeden, daha az utanmanıza ve kendinizi kaybetmek yerine öfkenizi kontrol altına almak için daha güçlü hissetmenize yardımcı olacak altı gerçek sayabilirim.

 

Ebeveynlere Kendini Kaybettiren Altı Gerçek

  1. EBEVEYNLİK ZORDUR. Ebeveynlik herkes için zordur. Hayır ama gerçekten, herkes için, soya sütlü diyet lattesi ve köşe bucak temizlenmiş minivanıyla çocuğunu almaya daima en önce gelen o mükemmel ebeveyn için bile, ebeveynlik zordur. Ebeveynliğin zor olmasının birkaç farklı nedeni vardır ki bunlardan bazıları sizinle, bazıları çocuğunuzla ilgiliyken bazıları da burada, dünyada olan bitenlerden ziyade ayın evreleriyle ilgili gibi görünmektedir.
  2. HER EBEVEYN ARADA SIRADA ÇİLEDEN ÇIKAR. Bazıları diğerlerine göre daha sık, daha yüksek sesle çileden çıkar, bazıları toplum içindeyken diğerlerinden daha fazla çileden çıkar; ama hepimiz çileden çıkarız. Bunda yalnız olmadığınız şüphesiz, yüzde 100, kesindir. Birkaç yıl önce The New York Times, bağırmanın artık vurmak yerine geçtiğini ve bizim “bağıran bir nesil” olduğumuzu anlatan bir makale yayımladı.
  3. DÜŞÜNDÜĞÜNÜZÜN AKSİNE, MUHTEMELEN ÇOCUĞUNUZA ZARAR VERMEDİNİZ. Beni yanlış anlamayın; sinir krizleriniz ne çocuklarınız ne de bir başkası için iyidir; ama siz zaten bunun farkındasınız. Bilmiyor olabileceğiniz şey ise insanların sanıldığından daha dayanıklı olduğudur. Çoğumuzu sıkça çileden çıkan anne babalar büyüttü ama yine de ufak şekerleme bağımlılıkları haricinde toplumun işlevsel, üretken üyeleri haline geldik. Bu yüzden içinizde tuttuğunuz suçluluğun, stresin ve utancın bir kısmını bırakabilirsiniz. Muhtemelen çocuk terapistlerine de henüz ihtiyacınız yoktur.
  4. YİNE DE KONTROLDEN ÇIKMAK BERBATTIR. İnsanı yıpratır ve herkese kendini korkunç hissettirir. Çocuklarınızı strese sokar, onlarla ilişkinize zarar verir ve kendinizden ve ebeveynlik becerilerinizden şüphe etmenize yol açar. Sinir krizleriniz değerli zamanınızdan ve enerjinizden çalarken mevcut sorunu çözmez ya da sorunun tekrarlanmasına mâni olmaz ve istediğiniz gibi bir ebeveyn olmanızı zorlaştırır. Üstelik çocuklarınızda görmek istemediğiniz bir davranışın modeli olmuş olursunuz.
  5. KONU İRADE GÜCÜ DEĞİLDİR. Pek çok ebeveyn sadece bir daha kontrolden çıkmamaya karar vermek suretiyle dişlerini sıkacak gücü bularak, çileden çıkmadan zor anları atlatabilmeleri gerektiğini düşünür. Bazılarımız bunu bazen becerebilsek de irade gücü denen şey bizim umduğumuz kadar fazla değildir. Dolayısıyla, kendinizi kontrol edecek kadar güçlü olmadığınızı hissederseniz unutmayın ki konu güç ya da iradeyle ilgili değil, sinir krizlerinizin nedenlerini anlamak ve bu krizlerle etkili bir şekilde baş edecek beceri ve yöntemlere sahip olmakla ilgilidir.
  6. KENDİNİZİ KAYBETME SIKLIĞINIZI ÇOK DAHA AZA İNDİRMEYİ ÖĞRENEBİLİRSİNİZ. Ve kendinizi kaybettiğinizde daha çabuk toparlanmayı… Bu bir günde olmayacak ve çaba göstermenizi gerektirecek; ama derler ya, hayattaki en güzel şeylere bedelsiz sahip olamazsınız, olsanız da zaten çocuklarınız muhtemelen onları bozar, bu yüzden en iyiyi hedeflemiyoruz. Sadece şimdi elimizde olandan daha iyisini hedefliyoruz.

Muhtemelen şu an size şunu söylemenin tam sırası: Bu kitabı okuduktan sonra kendinizi asla kaybetmeyeceğinize dair garanti istiyorsanız size böyle bir garanti veremem. Öte yandan iyi haber şu ki siz, ben ve geri kalan tüm mükemmellikten uzak ebeveynler, mükemmelliğe bizden biraz daha yakın çocuklar büyütürken daha bilinçli hareket edip daha az delirmek için Dalai Lama olmak zorunda değiliz. Yine de delirmek yerine sakin kalmayı başardığınızda, düşünceli bir şekilde karşılık vermenizi ve arzu ettiğiniz şekilde ebeveynlik yapmanızı -bu siz ve aileniz için her nasılsa- sağlayacak bir alan yaratmış olursunuz.

Neyse ki bunu başarmak için hayatınızı alt üst etmeniz, dadı tutmanız ya da daha üçüncü adımına gelmeden sinirlerinizi bozacak inanılmaz pahalı bir 27 adımlık program satın almanız gerekmiyor. Ben size çileden çıkmamak için ne yapmanız gerektiğini basit tavsiyelerle, önerilerle anlatacağım. Bu kitapta tavsiye ettiğim alışkanlıklar ve yöntemler sadece daha sakin ve sabırlı bir ebeveyn olmanızı sağlamayacak, aynı zamanda hayatınızın diğer alanlarında da daha fazla kontrol sahibi olmanıza olanak tanıyacak.

Bu kitap, bağırmayı bırakmak ya da bamtelinize basıldığında sakin kalmak üzerine okuduklarınızın ilki olmayabilir ve tahminimce diğer tavsiyeler işe yaramamış olduğu için buradasınız. Anlıyorum. Ben de tüm makaleleri ve en iyi on önerinin sıralandığı her listeyi okudum. Üstelik sadece bu kitap için yaptığım araştırmaların bir parçası olarak değil… Bu arayışa ilk kez girmem birkaç yıl önce yaşadığımız korkunç bir akşama denk gelir. Küçük tiranlarımı Kaplan Daniel’ın önüne oturtmuş, Google’da yaklaşık 20 dakika “Çocuklarıma bağırmayı nasıl bırakırım” araması yapmıştım. Aklınızda olsun, benim klinik sosyal hizmet üzerine doktoram var ve kendimi bu saçmalığı Google’larken buldum… Tüm bunlarla nasıl baş edeceğinize dair kafa karışıklığı içindeyseniz kesinlikle yalnız değilsiniz.

Share This