Bazen hayallerimizdeki kadını, bazen de sahip olduğumuz kadın ya da sevgilide hayallerimizi, düşlerimizi ve rüyalarımızı arar dururuz.
Hayatı paylaştığımız, aşık olduğumuz kadının bir masal perisi, erkeğin beyaz atlı prens olmasını temenni ederiz.
Dikensiz gül bahçesi olsun ve biz de onun Bülbül’ü olalım isteriz.
Asgari müştereklerimiz ve ortak paydalarımız, bardağın yarısının dolu olması bizi çok fazla mutlu etmez.
Oysa, hayatımız bu med-cezirler içerisinde devam ederken sahip olduklarımız, ulaşabildiklerimiz ve yaşadıklarımız çok farklıdır.
Hayatımızı bu farkındalıklarımıza göre tanzim edebildiğimiz ve pozitif düşünebildiğimiz sürece keyifli bir yaşam bizi bekliyor demektir.
Çok şey değil, ben öyle bir yarim olsun isterdim ki;
*Varlığı hayat verecek,
*Yokluğu boşluk olacak,
*Benim ile ağlayacak,
*Benim ile gülecek,
*Başarılarımda sevinecek,
*Başarısızlığımda yerinecek,
*Zora düştüğümde omuz verecek
*Savunmasız kaldığımda kol kanat gerecek,
*İhtiyaç duyduğumda yanımda yer alacak,
*Üzüldüğümde beni saracak,
*Uçurumun kenarındayken elini uzatacak,
*Nikahta verdiği sözü tutacak,
*Derdime derman arayacak,
*Çare Çin’de de olsa bulacak,
*Beni kapıda karşılayacak,
*Yüzünde güller açacak,
*Bakışı içimi ısıtacak,
*Aşkı yüreğimi yakacak,
*Dokunuşu heyacanlandıracak,
*Kokusu yaprak gibi savuracak,
*Çağırdığımda sesime gelecek,
*Ağladığımda gözyaşlarımı silecek,
*Kadir, kıymet bilecek,
*Beni bir ömür sevecek.”
İşte ‘O’ benim sevgilim.
Hayallerinizi yaşam ile harmanlamanız dileğiyle…