Ülkemizde son dönemlerde en çok konuşulan konulardan biri enerji. Gelişmekte olan ülkemiz her geçen gün daha ciddi boyutta enerji açlığı çekerken, yeni kaynaklar ve alternatifler üzerine çalışmalar sürdürülmektedir. Çoğumuz gelişmiş teknolojiler ile enerji üretiminin bireysel boyuta indirgendiğini gözlemleyebiliyoruz. Artık ufak güneş enerji panelleri ile cep telefonlarımızı şarj ediyoruz, biraz daha büyükleri ile de aküler şarj edilebiliyor; güneş enerjisi ile çalışan arabalar üzerinde çalışmalar yapılıyor. Peki, güneş enerjisini günlük kullanımımız için nasıl yönlendirebiliriz? Artık çatılarımızda su ısıtmak için kullandığımız güneş enerjisi ısıtma sistemlerinin yanına elektrik üretimi için yeni paneller koyabilecek miyiz? Bireysel elektrik üretiminde ne durumdayız? Ülkemizin enerji açlığı acaba bizim katkılarımızla azalabilir mi? Bu soruların cevabı için yönetmelikler ve güncel uygulamalara biraz göz gezdirmek gerekmektedir.
2013 yılında Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Lisanssız Elektrik Üretimi Yönetmeliği” ile konut çatıları gibi şartları sağlayan uygun yerlere lisans almadan elektrik üretimi sağlayacak sistemler kurabilirsiniz. Bir evin ortalama günlük ihtiyacının 10 kW olduğunu düşünürsek, yaklaşık 10 bin Euro civarında bir maliyetle bu ihtiyacı karşılayabilecek bir sistem kurulabiliyor. Ortalama 5 senede amorti eden ve sizi elektrik maliyetinden kurtardığı gibi elektriğinizi satarak ülkemizin enerji açığının kapanması konusunda da bireysel destek vermenizi sağlayan bu sistemler rekabet arttıkça daha da ucuz maliyetler ile kurulabilecektir.
Güneş enerjisinin yanı sıra rüzgâr enerjisi de kullanılabilecek alternatifler arasında. Şimdilik güneş enerjisinden daha pahalı olsa da artan rekabet ile fiyatların düşeceği öngörülmekte. Yaşadığınız bölgenin ve evin şartlarına göre tercihinizi yapabileceğiniz alternatifler mevcut. Yeni yönetmelikte prosedürler daha da kolaylaştırılmış ve maliyetler geri çekilmiştir. Birçok firma taksitle veya krediyle satın alma imkânı sağlamaktadır. Avustralya gibi ülkeler enerji üretim tesisi kuran bireysel kullanıcılara teşvik vermektedir. Ülkemizin bu konuda daha atılımcı olması ve önyargıların kırılması gerekmektedir.
Bireysel olarak öncelikle tasarrufun önemini kavramamız gerekmektedir. Daha sonra elektrik üretimi sağlayacak sistemleri kullanarak hem kendi hem de ülkemizin bütçesine katkıda bulunmalıyız. Ülkemiz güneş ve rüzgar konusunda iyi durumdadır. Rüzgâr ve güneş en temiz enerji üretme aracı olarak sürekli bizimle. Bu avantajı kendi lehimize çevirmek hepimiz için öncelikli hedef olmalıdır. Bireysel veya tüm apartman veya site olarak her türlü enerji tasarrufu ve üretimi çabası hepimizin desteklemekle mükellef olduğu toplumsal görevlerimizdendir. Enerji üretiminin çevresel etkileri düşünüldüğünde bu çevreci elektrik üretim biçimlerinin önemi bir kez daha görülmektedir. Daha temiz ve daha güçlü Türkiye için artık sorumluluk alma zamanı.