Çocuğunuza herhangi bir zorluk ya da sorunda yardımcı olmanız için, öncelikle onun zorluk yaşadığını anlamanız ve bu zorlukların travmatik deneyimleriyle ilgili olup olmadığını çözmeniz gerekir. Bunu hem davranışlarını, özellikle fark edebileceğiniz değişiklikleri gözlemleyerek hem de onunla konuşarak yapabilirsiniz.
Ancak, sıradan (ve muhtemelen sakıngan) bir “Evet, teşekkürler” ile sonuçlanabilecek sıradan bir “İyi misin?” sorusunun ötesine geçmek önemlidir. Daha açık uçlu “Hayat nasıl gidiyor?” sorusu bile sıradan (ve yine sakıngan) “İyiyim, teşekkürler” cevabıyla sonuçlanabilir. Bu kitabın farklı bölümlerinde, “sakınmanın” çok faydasız olabileceğini fark edeceksiniz.
Aşağıda çocuklara deneyimlerini nasıl sormanız gerektiğine dair bazı püf noktaları var:
- Biraz sohbet etmek” için özellikle oturmak yerine, fırsatların kendiliğinden ortaya çıktığı doğal bir anı seçmek faydalı olacaktır. Bu, çocuğunuzun daha rahat hissetmesini sağlayabilir. Bu fırsatlar için tetikte olun, sizin bir fırsat yaratmanız bile gerekebilir.
- Çocuğunuzu sıkboğaz etmemeye dikkat edin. Dolayısıyla, çocuğu oturtup “Çayını içmeden önce sana ………. olayından beri nasıl hissettiğini sormak istedim” demek yerine, gündelik sorular sormak daha tercih edilebilir; örneğin, bir süreliğine arabadayken ve belki de radyodaki bir şeyden yola çıkarak, aşağıdaki örnekteki gibi.
- Açık sorular kullanın. Aşağıdaki örnekte göreceğiniz gibi, bakıcının sorduğu soruların çoğu açık uçludur, bu da çocuğun “evet” ya da “hayır” demekten ziyade genelde daha fazlasını açıklamak zorunda olduğu anlamına gelmektedir.
- Yönetimi ele alın. Çocuğun kendini biraz rahatsız hissedebileceği bir konuşmayı teşvik etmek hassas ve dengeli bir yaklaşım gerektirecektir ama devam etmenizde ve onu baskı altına almanızda sorun yoktur.
- Olaylar hakkındaki kendi fikirlerinizle ya da faydalı tavsiyelerle konuşmaya hemen girmeye çalışmayın. Buradaki göreviniz dinlemek ve anlamaktır, konuşmak ve düzeltmek değil.
- Sohbet için yeterli zamanınız olduğundan ve aceleye gelmeyeceğinden ya da bölünmeyeceğinden emin olun.
Travmaya Tepkileriyle İlgili Olarak Çocuğunuzla Nasıl Konuşmanız Gerektiğine Örnek
Bakıcı/Ebeveyn: Radyodaki bu haber bana geçen dönemin sonunda okulunuzda çıkan yangını hatırlatıyor. O zamandan beri hayat nasıl gidiyor, merak ediyorum?
Çocuk: İyi.
Bakıcı: Son zamanlarda bazı değişiklikler fark ettim de.
Çocuk: Ne gibi?
Bakıcı: Uykuların nasıl?
Çocuk: İyi.
Bakıcı: Ah, geçenlerde uykunda bağırdığını duydum sanırım da acaba rüya mı görüyorsun?
Çocuk: Biraz.
Bakıcı: Ah, evet. Ne sıklıkta?
Çocuk: Oldukça sık.
Bakıcı: Hımm oldukça sık diyorsun; her gece mi, yoksa çoğu gece mi ya da her hafta bir iki gece mi?
Çocuk: Çoğu gece.
Bakıcı: Rüyalar neyle ilgili?
Çocuk: Gerçekten söylemek istemiyorum.
Bakıcı: Tamam, yangından beri başka değişiklikler fark ettin mi?
Çocuk: Birkaç tane.
Bakıcı: Ne gibi?
Çocuk: Artık okul sonrası kulübe gitmeyi gerçekten sevmiyorum ve eskisi kadar çok arkadaşım yok gibi.
Bakıcı: Tamam, kulağa çok tahammül edilemez geliyor. Bu konuyu konuşmalıyız ama konuşmadan önce, başka bir şey var mı?
Çocuk: Pek sayılmaz.
Bakıcı: Bazen, korkunç şeyler olduktan sonra, gerçekten bunu yapmak istemediğimizde dahi olayları düşünüp dururuz. Kötü rüyalar gördüğünü biliyorum ama gün içinde uyanıkken, gerçekten istemediğinde bu yangını hiç düşünüyor musun?
Çocuk: Evet… ve sen sormadan -oldukça sık- haftada birkaç kere.
Bakıcı: Bu olunca ne yapıyorsun?
Çocuk: Kafamı müzik ya da hikâyeler gibi şeylerle ya da çayın yanında ne yiyeceğimle doldurmaya çalışıyorum.
Bakıcı: Peki işe yarıyor mu?
Çocuk: Kısa bir süreliğine, ama hatıralar sonra geri dönüyor.
Bakıcı: Bu kulağa çok tahammül edilemez geliyor; sanırım bu sorunlar konusunda sana yardımcı olabilmek için birlikte yapabileceğimiz şeyler var -eğer sen istersen.