Ortaya çıkan zor durumları yönetmek kadar, çocuğunuzun özsaygı duygusunu artırmak için proaktif bir yaklaşımda bulunmaya da değer. Çocuğunuzun kendisi hakkında iyi şeyler hissetmesi ve becerilerini ve güçlü yanlarını bilmesi zorluklarla karşılaştığı anlarda koruyucu bir faktör olacaktır. Bu en kolay onu ilgilendiği ve başkalarına katılıp eğlenebileceği bir alanda becerilerini geliştirmeye teşvik ederek yapılır.
Çocuğunuzun popüler kültürdeki “güzellik mitine” sağlıklı bir alaycılıkla yaklaşarak büyümesini sağlayın. Örneğin, “mükemmel” bir cildi olan ünlüleri gördüğünüzde bunun gerçek değil, rötuşlanmış bir fotoğraf olduğunu söyleyin. Herkesin dal gibi olmasının mümkün olmadığını ve o kadar ince olan insanların çoğunun aslında çok sağlıksız olduğunu fark etmesini sağlayın. Ancak görünüşü hakkında konuşmaktan tamamen kaçınmayın. Görünüşü hakkında düşünmek ve örneğin kendine yakışan renkleri seçerek iyi görünmeye çalışmak onun için hâlâ önemlidir. İyi göründüğünde iltifat edin.
Hepimiz güçlü yanlarımızı belirleyip bunlardan en iyi şekilde yararlanmayı öğrenmeliyiz. Aynı ilke uzun süreli hastalığı olan çocuklar için de geçerlidir. Çocuğunuz bir şeyi iyi yaptığında bunu fark ederek ve ilerletmesi için destek olarak ona yardım edin. Bunu başarabileceği küçük adımlarla yavaş yavaş geliştirin. Mutlaka kazanmak veya bir şeyde iyi olmaktan ziyade, hedeflerinin birey olarak kendisine odaklanmasını sağlayın. İyi bir şey yaptığında fark edin ve sadece neticeyi değil, bunun için gösterdiği çabayı da övün. Bir olaya katılmak, ille de kazanması gerekmeden, büyük bir başarı olabilir. Çocuğunuzun ilerlemesinin fark edilmesi ve kutlanması için diğer insanlara, örneğin öğretmeni veya diğer aile bireylerine, iyi yaptığı şeyleri anlatın. İşler ters gittiğinde olumsuz olmamaya ve eleştirmemeye çalışın -olaylardan ders almak için hata yapmanız gerektiğini kabul etmek yararlı bir hayat becerisidir! Bunun yerine, bir “rehber” rolü üstlenerek sorun çözmesine ve bir dahaki sefere neleri farklı yapabileceğini düşünmesine yardım edin. Bir ebeveyn olarak çocuğunuza neyin ters gittiğini ve ne yapması gerektiğini söylemek cazip gelebilir. Bunu yapmak yerine, olanları size anlatmasını sağlayın ve şu tür açık sorular sorun:
- Sence nasıl gitti?
- Sence neler iyi gitti?
- Şimdi farklı yapmayı dilediğin neler yaptın veya söyledin?
- Bir dahaki sefere bunu o şekilde yapmana neler yardım edebilir?
- Sana bu konuda yardım etmek için ne yapmamı istersin?
Sizin geri çekilmeniz ve sadece yanıtları söylemekten ziyade bu basamakları iyice düşünmeye teşvik etmeniz, onun sorun çözme yaklaşımını benimsemesini ve küçük aksaklıkların üstesinden gelme konusunda kendine güvenmesini kolaylaştıracaktır.