Birini terk etmek hiç kolay bir şey değildir, hatta bazen terk edilmekten bile daha acı verici olabilir. Düşünsenize, bir insanın karşısına geçip ona, ondan neden hoşlanmadığınızı anlatmak zorundasınız. Çok acı verici. Karşınızdaki için de.
Bazen böyle bir reddedişin ortasında, duygular ayyuka çıkar ve can yakıcı sözler ortalığa saçılır. Bazı insanlar, duyguları incinince çileden çıkarlar ve olmayacak şeyler yapar, belden aşağı vururlar. Böylece neden onu terk ettiğiniz hakkında daha kesin bir kanaate sahip olursunuz. Ama içten içe, o öfke dolu sözler sizi yaralamıştır. Peki bir adamın (beyler kusura bakmayın, sizin eksik-eteklerle ilgili ipuçlarınız gelecek sefere) duygu eksikli olduğunu nasıl anlayacaksınız. Meghan Krein’in “Bir Duygu Engelliyle Çıktığınızın Dört İşareti” başlıklı listesinde yer alan tiplemeler işinize yarayabilir.
Buyurun:
1. Yangın söndürücü: Bu adam sanki sizi yangından koruyormuşçasına üzerinize kapanır. İşyerinize gittiğinizde arar, iş çıkışı arar, öğle tatilinde e-posta yollar, arada kalan zamanlarda da kısa mesaj atar. Kontrol halindedir ve her hareketinizden haberdar olmak ister. Kabul edin, bir GPS sistemi ile donatılmış olsanız her şey çok daha kolay olurdu. Ona artık bunun yürümediğini söylediğinizde neye uğradığını şaşırır çünkü gerçekten de sürüklendiğiniz noktayı görmemiştir. Duyunca aklını kaçıracak, ağzına geleni söyleyecek ve bundan sonra ne yapacağınızı öğrenmek isteyecektir; ne de olsa o daima sizin yolun yolcusudur, illa takip etmesi lazım.
2. Çözülemeyen gizem: Onun hakkında o kadar çok şey bilirsiniz ki hatıratını kaleme almanız işten bile değildir. Ve fakat aynısını ondan beklemeyin. Herhangi biri hakkında bir şey öğrenmeye zaman ayıramayacak kadar çok ilgilidir kendi zaferinin tadını çıkarmakla. Size, ilkokul öğretmenin ismine varıncaya kadar kendisiyle ilgili her türlü detayı verir çünkü bunlar mutlaka çok ilginizi çekecektir. Ona artık yolları ayırma vaktinin geldiğini söyleyince size çok kızacaktır. Kesinlikle sorun sizdedir ve o da bunu belirtmekten geri durmaz; aksi halde kendisinde bir sorun olması gerekir ki, buna elbette ihtimal yoktur. Sizi, ne denli bencil, aptal ve umursamaz olduğunuz konusunda iyice eğitir. Kişisel algılamayın; bu, o.
3. Merhaba benim adım “______” ve ben bir bağımlıyım: Ahh, ne şeker. Bu çocuk uçlardadır. Yaptığı her şey uçlardadır; kafayı çekerken de, spor yaparken de, çalışırken de her şeyi ifrata vardırır. Tabii aranızdaki ilişkinin artık eskisi gibi olmadığını söylediğinizde size bağırıp çağırırken de aşırıya kaçacaktır. Bu herifin enerjisiyle başa çıkmanız mümkün değildir ve tıpkı bağımlılıkları gibi duyguları üzerinde de herhangi bir kontrolü yoktur. Dikkat edin de Adsız Alkolikler toplantısından kalan kahveyi kafanıza boca etmesin.
4. Yemekli vagon: Bu yavru da kendisini köfte, patates, sosis, cips gibi çocukluk lezzetleriyle doldurur. Damak tadındaki yontulmamışlık duygusal olgunluk düzeyiyle gayet iyi örtüşür. Size akşam yemeğine çıkmayı teklif edecek sonra da hesabı ödemenizi bekleyecektir. Olur da onun bu randevularını daha fazla kaldıramazsanız, nasıl küstahlaşıp kabalaştığına hemen şahit olursunuz. Ayrıca size isim de takacaktır. Evet, aynen o geçen hafta süpermarkette yere yayılmış otururken gördüğünüz velet gibi.
Bu tiplerden birini terk edeceğiniz zaman bunu yüz yüzeyken yapmak zorunda olduğunuzu bilin. Bu noktada teknolojiden medet ummak başınızı sadece derde sokar. İzinizi sürüp sizi mutlaka bulacak ve o hak ettiğiniz konuşmasını yapmadan da bir yere ayrılmayacaktır. Kulaklığınız var mıydı?