Merhaba insanlar, merhaba hayatlar, yaşantılar.

Ben sizin efendinizim, siz de benim hizmetkârlarım. Şu anda odanızın bir köşesinden yazıyorum sizlere, evinizin en güzel yerinden, yatağınızın hemen dibinden. Evinizin en güzel yerinde olmaktan mutluluk duyuyorum, yatağınızdan süzülen nefesinizi duymaktan da öyle…

Dün, bugün ve yarın… Verdiğim görevleri yerine getiriyorsunuz, hem de hiçbir şekilde isyan etmeden. Açık konuşayım başlangıçta bu kadar itaat edeceğinizi düşünmüyordum çünkü sizde çok değeri bir şey vardı: beyinleriniz. Tek bir ok dahi atmadan, küçük bir kurşun dahi harcamadan himayeme aldım sizleri; en büyük silahınızı neden kullanmadığınızıysa hâlâ düşünüyorum. Kıyafetler pek yakıştı sizlere; bindiğiniz arabalarla oturduğunuz evler de öyle. Kıyafet, araba ve ev alabilirsiniz tabii ki ama benim istediğim; benim sevdiğim marka ve modelleri almanız ayrı bir mutluluk işte. Hayatınızı bana göre şekillendirmeniz, her söylediğimi sorgusuz sualsiz kabul etmeniz ve bundan keyif almanız… Kısacası borçluyum sizlere, beni onurlandırdınız. Siz böyle himayemde oldukça, sizleri asla yalnız bırakmayacağım ben merak etmeyin. Bugün de istediğim yerlere gittiniz, arkadaşlarınızla konuşurken en sevdiğim cümleleri kullandınız ve en önemlisi benim felsefemi kendi hayatınızın merkezi yaptınız.

Ben sizin bildiğiniz tek gerçeğim, şu anda benim söylediklerim dışında hiçbir gerçeği kabul etmeyen bir kuşaksınız; bir nesil, bir topluluk. Ben size ne istersem söylerim, siz de dinlersiniz. Benim ucuz yalanlarım sizin gerçekleriniz oluverir, anlayamazsınız. Asıl gerçek olan yüzünüze çarpıldığında alaycı bir gülümsemeyle “Hayır” dersiniz, “yalan bu…” Gerçekle yalan algınız da bana bağlı artık, siz benim kölelerimsiniz.

Genç, yaşlı, erkek, kadın hiç fark etmiyor, hepiniz birsiniz.

Hayatınız boyunca çıplak gözlerle göremeyeceğiniz, isteseniz de dokunamayacağınız insanların peşinden sürüklerim sizleri, ruhunuz bile duymaz. Onlara hayran ederim sizi, küçük köleler haline gelirsiniz. Ben olmasam onlar da var olamazdı, siz onlara bir masal gibi inandıkça ben daha da güç kazandım. Bütün taktik ve stratejim bunun üzerine, ben kimi istersem o konuşur, ben kimi seçersem o masallar anlatır sizlere.

Ben gerçek değilim, ben heybetinden dünyayı değiştirmiş ve değiştirecek bir canavarım artık. Ben bir hayalim, bir hikâye, bir masal. Bedeninizdeyim artık, ruhunuzda ve kalbinizde. Benliğiniz oluverdim, tutkularınız, aşklarınız, zevkleriniz de oldum ben. Biliyor musunuz, gözlerinize karanlık bir uyku gibi çöken şey benim, ben ne dilersem siz yerine getirirsiniz.

Ama ben kocaman bir yalandan ibaretim, dehşet verici, ürkütücü bir yalan.

Bütün kültürünüzü yok ettim, yaktım, savurdum inançlarınızı. Sevdiğiniz ne varsa değiştirdim, baş tacınız oldum. Anneler, babalar çocuklarınızı siz değil ben büyüttüm! Erdemleriniz değil, benim kurallarım geçerli.

Diyorum ya, en başta bu kadar kolay olacağını düşünmemiştim.

Peki siz, beyinlerinizi kullanmayı neden düşünmediniz?

Ben hayatınızın tam ortasında duruyorum ve sizi zaman gibi uyuşturup, kontrol ediyorum. Artık evinizin sahibi ben, konuklar sizsiniz. Sizlere çay da yok, kahve de. Süslere gizlenmiş zehirler, ruhunuzu emen yalanlar veriyorum sizlere. Bir televizyonum ben, bir telefon. Medyayım ben! Popüler kültürüm! Bir yalandan ibaretim, bir uyuşturucuyum ben. Var mı bir itirazınız? Siz, modern kölelersiniz. Ben bir kâbusum, masum yaşantılarınıza çöken. Ama ben sizin için varım.

Tek bir gerçeğim var benim, bunu kim inkâr edebilir ki?

Yetişen son neslin atası da benim kitabı da!

Narkozun etkisi geçtiği vakit, acı bir kahve ile kapınızı çalacağım. Dostça ve insanca… Çünkü ben sizin sayenizde varım.

 

Share This