Eski fotoğraflarımız dünü bugün yapmaya yetmez ki…

Fotoğraflar önemlidir yaşamımızda. Geçmiş günlerin güzel anılarını hep canlı tutar gözümüzün önünde. O fotoğraflarda sevdiklerimiz yanı başımızdadır, hem de en güzel en neşeli halleriyle. Çocukluğumuz, gençliğimiz, hep o en canlı, en taze görünümüyle bize göz kırpmaktadır. Gittiğimiz yerler, sevdiğimiz insanlar ve güzel anılar tam da hatırlamak istediğimiz gibi donup kalmışlardır renkli bir fotoğraf karesinin içinde.

Nasıl seçeriz fotoğraf çerçevelerine koyacağımız resimleri  hiç düşündünüz mü? En güzel çıktığımız resimleri mi seçeriz? En çok hatırlamak istediğimiz anıları mı? Gittiğimiz, gezdiğimiz yerleri ya da en sevdiğimiz insanları mı? Veya olmak ya da yapmak istediklerimizi mi?

Yaşamda nedensiz hiçbir şey yok. Bir fotoğrafı, bir çerçevenin içine veya bir fotoğraf albümüne koymuşsanız bilin ki tesadüf değildir, seçtiğimiz fotoğrafın da onu evimizde yerleştirdiğimiz yerin de yaşamımızda bir karşılığı var.

Seçtiğimiz o güzel fotoğraflar, bir yandan da kırılmışlıkları, affetmemişlikleri, affedilmemişlikleri hatırlatır bize, biz farkına bile varmadan. Ya da söylenmemiş sözleri, ifade edilememiş duyguları canlı tutar bilinçaltımızda.

Kiminde özlemlerimiz vardır, kiminde kısıtlanmışlıklarımız, kiminde bağımlılıklarımız.

Oysa biz o fotoğraflara baktıkça, hep gülerken görürüz kendimizi ve sevdiklerimizi, her şey mükemmeldir ve buna inanmak isteriz, ama işin aslı öyle değildir ve bu büyük bir karmaşa yaratır duygu  dünyamızda. 

Çünkü  yaşamda, hüzünlü anılarımız, kızgınlık duyduğumuz, acı hissettiğimiz, çaresiz olduğumuz anlarımız da vardır elbet.  Oysa bu anların fotoğrafları bulunmaz fotoğraf albümümüzde. Örneğin, sevgilinizle kavga ederken, o anı ölümsüzleştirmek için çekilmiş bir fotoğrafınız yoktur herhalde…

Ya da anneniz tarafından azarlandığınızda… Kaza geçirdiğinizde hurdaya dönmüş arabanızdan çıkıp bir hatıra fotoğrafı çektirdiğinizi hiç sanmıyorum. 

Oysa hem mutlu anlar hem de hüzünlü anlar beraberce şekillendirir bugünümüzü. Dünden geçerek gelmişizdir bugüne, acısıyla tatlısıyla ve bugünden geçerek gideceğiz yarına. Dün yaşadığımız hüzündür bizi bugün daha sağduyulu ve güvenli yapan ve o güvendir yarına daha cesaretle yürümemizi  sağlayan. 

Hüzünleri, acıları, bitirmemişlikleri, yüzleşmemişlikleri  yok sayıp, güzel anıları, mutlu ve neşeli fotoğraflarda tekrar tekrar yaşamaya çalışınca yaşam gerçekliğinden uzaklaşır.

Bugün keyfiniz mi yok, hadi açın hemen fotoğraf albümlerini,  dalın o mutluluk dolu fotoğrafların içine, unutun bu günü, şu anı, şu anki duygularınızı….

Peki, ilaç olur mu eski fotoğraflar bugünkü acılarınıza ?

Olmaz, olamaz…. 

Dindirir mi bu günün hüznünü dünün mutlulukları?

Dindirmez, dindiremez…. 

Şiddetli geçimsizlik yaşadığınız ve sizi tüketen ilişkinizi kurtarmak için evlilik fotoğraflarınıza bakmanız işe yaramaz.

Artık hiç iletişim kuramadığınız çocuğunuzla yeniden yakın olabilmek için çocukluk fotoğraflarını gözünüzün önünden ayırmamanız da.  Çocuk arzunuzu evinizin her yerine yeğeninizin resimlerini koyarak gideremezsiniz. Özlediklerinizin fotoğraflarına baktığınızda özleminiz geçmez.

Çünkü fotoğraflar yaşamaz.

Fotoğraflardaki insanlar büyümez, yaşlanmaz, üzülmez, kızmaz, hata yapmaz.

Fotoğraflardaki insanlar değişmez. Oysa insan değişir, değişmelidir. Çünkü değişmeden gelişim olmaz.

Fotoğraf çekerken kullandığımız “Bu anı ölümsüzleştirelim” sözü masaldır…

Biz, “an”ı ölümsüzleştiremeyiz, sadece dondururuz ve hapsederiz bir fotoğraf karesine.

Ve o donuk kare bir daha asla aynı şekilde canlanamaz. 

Yaşamımızdaki mutlu anları fotoğraf karelerine hapsedip onlarla avunmak yerine, her anımızı kendimizle ve duygularımızla barışık, mutlu ve doyumlu yaşamaktır anahtar. 

Her anımızı fotoğrafı çekilmeye değer kılmaktır.

Fotoğraf albümlerimize zaman zaman bakmak, anılarımızı canlı tutmak, çocukluğumuzla bağlarımızı koparmamak güzeldir elbette ve yararlıdır da. Ama diğer yandan da eski resimlerimize ne kadar az bakıyorsak, bugün o kadar mutlu ve doyumluyuz demektir.

Fotoğraf albümündeki resimleri, ne kadar sık değiştiriyorsak ve yenilerini ekliyorsak o kadar hızla değişiyor ve gelişiyoruz demektir. 
  
Ve… Yaşamımızda fotoğraflara ne kadar az ihtiyaç duyuyorsak,  o kadar “an”da yaşıyoruz demektir. 

Share This