Özlediğim; şimdi çok uzaklardasın. Yine sensiz bir güne “Günaydın” diyerek başladığım bugün de sana dokunamıyor, sevemiyorum seni. Anlatamıyorum duygularımı ve göremiyorum gülen gözlerini. Kolay olmuyor yokluğunda, seninle yaşamak senden uzakta. Üstelik özlemin sonsuzluğun sınırlarına ulaşmışken.
Heyecanlı bekleyişler, sesini duymak, seni görebilmek, umutla sarılıp “Hoş geldin” demek yok artık. Hepsi, her şey düne hapis oldu. Şimdi ayrı ayrı yerlerde bugünü yaşıyoruz birbirimizden uzakta. Yaptıklarımdan dolayı kendimi yargılarken beni sensizliğe mahkûm ederek en ağır cezayı vermişim meğer farkında olmadan.
Gelişini bekliyorum her yeni günde. Kalabalıktaki yalnızlık içinde seni arıyor gözlerim. Sonsuz uzaklıktaki yolda o noktaya bakıyorum. Gelişini ilk ben görüp kendime müjdeleyebilmek için. İşte akşam oluyor ve sen bugün de yoksun. Sabahın ilk ışıklarıyla beraber yeni bir başlangıcı bekliyorum…
Bana geri dönseydin eğer inan bana o gün kışın ortasında ilkbaharı yaşadığım bir gün olurdu. Sevinçten ağlamanın ne demek olduğunu ancak o zaman anlardım. Pişmanlıklarımı anlatırdım ardından. Sevmek kural tanımamalı derdim, koşulu olmamalı sevginin. Ürkek bir çocuk gibi kaçmazdım, korkmazdım sevmekten. Nedenler, niçinler, keşkeler… Aşkıma zarar verecek her şeyi sıfırlar yok sayardım, sana olan aşkımı sorgularken çok zor yakaladığım mutluluğumun ellerimin arasından akıp gitmesine izin vermezdim bir daha. Özlemimi hafifletmek için kendimi vakitli vakitsiz şehrin sokaklarına attığımı, düşüncelerimi dağıtması için yüzüme vuran rüzgârdan bile umut beklediğimi anlatırdım. Ve “Pişmanım” derdim.
Bana geri dönseydin eğer kahve fasılları yapardık eskiden olduğu gibi. Mumların hepsini yakıp, omzuna yaslanmak ve sensizliğinde dinlediğim müziği hiç konuşmadan seninle dinlemek isterdim. Bir türlü küsmeyi başaramayıp da, hiçbir şey olmamışçasına gözlerimize bakıp, tatlı bir tebessümle, ellerimizin ve yüreklerimizin kenetlendiği kavgalarımızı özledim. Hani seninle ilk karşılaştığımız kafe var ya, oraya gitmek, güzel bir ezgide notaların oynaştığı o anda kaçamak bir bakışla göz göze gelip, birbirimize sevgimizi sunduğumuz anıları yeniden yaşamak isterdim.
Bana geri dönseydin eğer sensizliğin acısını hep yüreğimde hissettiğimi söylerdim.
Bana geri dönseydin eğer sevgiye olan inancımın yok olup gitmesine asla izin vermediğimi anlatırdım.
Ve bana geri dönseydin eğer derdim ki “Hasret kaldığım kadar hep yakın oldum sana.”