melimelo-defterleri-ii

Meltem Aybar…

On bir yaşımızda kesişti yollarımız; tek derdimiz derslerdi o zaman. Güzel ve özgün bir Meltem hatırlıyorum o günlerimizi düşününce. Aradan yıllar geçti ve karşımıza kendi gibi “güzel ve özgün” defterleriyle çıktı Meltem.

Tek fark soyadıydı.

Meltem Uşar diye tanıdığım o kadın, hayatını Meltem Aybar olarak kalbiyle, eşi ve iki kızıyla yeniden inşa etmişti.

Şarkı sözlerim için bir defter ısmarladım Meltem’e. Sonra bir gün o bir fotoğrafımdan etkilenip yeni bir defter tasarladı. Velhasıl o gün bugün sadece Melimelo defterlerine yazıyorum şarkı sözlerimi.

Melimelo ismini ortanca kız kardeşi önermiş. “Melimelo, aslen Fransızca bir kelime. Biraz ondan biraz bundan gibi bir anlamı var. Ben de defter tasarımlarında çok farklı malzemeler kullanabiliyorum. Kumaşlar, düğmeler, kurdeleler, kağıtlar, tahta malzemeler vs. Biraz ondan biraz bundan yani. Bir de beni ‘Mel’ , ‘Melo’ diye çağıranlar çoktur. Bu ikisini birleştirince Melimelo çok uygun oldu” diye anlattı markasını.

Ne kadar mühimdir yapılan işe uygun ismi bulmak.

Ne kadar sancılı bir süreçtir o markayı yaratmak.

Bu yazı dizisi için sordum, o da cevapladı.

Buyurunuz…

Peki defteri elde yapmak fikri nasıl oluştu?  Eskiden beri yapar mıydın? Mesela okul döneminde…

Kesinlikle tam bir kırtasiye delisiydim küçüklüğümden beri. Hâlâ da öyleyim. Gittiğim her şehirden, her ülkeden çeşit çeşit defter satın alırdım. Ama inan hiç bilmiyordum bir defterin elde dikilebileceğini.

El yapımı defter hazırlama fikri yedi yıl önce ortaya çıkmış. Küçük kız kardeşinin doğum gününde ona bir hediye almak yerine hediyeyi kendi hazırlamak istemiş Meltem. Bir yemek tarifi defteri hazırlamış. Defterin ilk sayfasına da bir tatlı tarifi yazmış.

Bu defter her şeyin başlangıcı oldu diyor Meltem

Markalaşma kararını ne zaman ve nasıl aldın?

Bu ilk defterden sonra deli gibi bir araştırma dönemi başladı. Sürekli okumalar, farklı kâğıtları tanımak için İstanbul kazan ben kepçe dolaşmalar… Derken youtubeda defter yapımı, ciltlenmesi konularında videolar keşfettim. Bu videoları bir yandan izliyor bir yandan denemeler yapıyordum. Bugün bilgiye ulaşmak kolay. Defter dikmek isteyenler pek çok tekniği internetten öğrenebilirler. Ama ben bu öğrendiğim tekniklerin üzerine kendim ne koyabilirim, nerede farklılaşabilirim hep bunun arayışında oldum. Bunu bulduğum anda da marka olmak artık bir ihtiyaçtı.

Aslında farklı bir eğitim ve sektörden geliyorsun. Kurumsal hayattan buraya geçişin nasıl oldu?

Doğru, radyo, televizyon, sinema okudum ben. Ardından uluslararası bir firmada reklam sorumlusu olarak çalıştım. On üç yılın sonunda istifa ettiğimde nasıl bir yola sapacağımı bilmiyordum. Açıkçası bunu düşünmek de istemedim. Tam yaz tatili öncesiydi, kızlarımla ilk defa üç ay dolu dolu tatil yapmak istiyorum dedim. Bu üç ay boyunca hiç Ben ne yapsam acaba diye düşünmedim. İnsanın önce kafasını iyice boşaltması gerekiyor. Zaten iş hayatı yeterince kaotik. Önce tüm bu negatif enerjiden kurtulmak gerekiyor.

 Üç ay sonunda kız kardeşim için hazırladığım tarif defteri her şeyin başlangıcı oldu. Hem kız kardeşim hem arkadaşları bayıldılar deftere. Bir tane ona bir tane diğerine derken benden defter isteyenler çoğalmaya başladı. Ben de böylece kendimi  kişiye özel defter tasarımları yaparken buldum.

melimelo-defterleri-iii

Hayalini hayata geçirmek korkulan da bir süreçtir, cesaret ister. Bu cesareti, kimden ya da neden aldın?

Öncelikle beni her şartta destekleyen sevgili eşim var yanımda ve tabii kızlarım. Bana güvendiklerini, inandıklarını biliyorum.

Sonra ailem. Büyük bir aile olmanın tüm güzelliklerini yaşıyoruz birlikte.

“Ben el yapımı tasarım defterler yapacağım” dediğimde hepsi heyecanlandı. Hiçbiri de demedi ki bu ne. Ben öğrenip ortaya ürünleri çıkarttıkça ailem hep alkış tuttu.

Sonra can dostlarım var benim. Kalbinde komplekse yer vermeyen, güzel bildiğini destekleyen, gerekirse eleştirisini esirgemeyen.

Tam,”Nasıl tekrar ümit dolacak yüreğimiz” dediğimde, yepyeni bir oluşumda beni de yanına katan dostum, inanılmaz bir yol arkadaşım var.

Bir çay içimlik zamanda yerlerde sürünen motivasyonumu göklere çıkartıp beni eve gönderen komşularım var mesela.

Cesaretimi onlara borçluyum, o koca yürekli kadınlara, adamlara.

Aslında korkunun bir sebebi de para kazanma/kazanamama kaygısıdır? Bu kaygı nasıl aşılır? Sen nasıl aştın?

Bu kaygı hep var. Gerçekçi olmak lazım; yaptığım işi çok seviyorum, amacım özgün olana, el yapımı olana dikkat çekmek, kullanımını teşvik edebilmek. Ama bunu yaparken yaşamak için para da kazanabilmek. Burada önemli tek bir kriter var sanırım; hayattan ne  beklediğin. Melimelo ile belki hiçbir zaman büyük marketlerde yer alamayacağım çünkü benim ürünlerim tamamen el yapımı. Malzemelerin tümünü ben seçip alıyorum. Kapakta kullandığım mukavvayı da ben kesiyorum, iç sayfaların dikişini de kendim yapıyorum. Yani gerçekçi olmak lazım. Matbaada on binlerce adette basılan defterlerle benimkilerin fiyatının yarışması mümkün değil.

Ama bu bir durum; ben de bunun bilincindeyim ve bu durumu kabul ediyorum. İşte bu noktadan itibaren kaygının rotası değişiyor. Benim için doğru işler yapmak, doğru projelerde anılmak çok daha değerli. Bu bana belki milyonlar kazandırmayacak ama müthiş bir tatmin sağlayacak.

melimelo-defterleri-iv

 Defteri her detayı ile elde yapıyorsun. Farklı alanlarda el becerisi istiyor. Dikiş, nakış, ölçü, renk uyumu, gusto… Hatta biraz, siparişi verenin kişiliğini de anlaman gerekiyordur.

Melimelo defterler tamamen el yapımı. Farklı dikiş tekniklerini kullandığım iç sayfaların birleştirilmesinden, kapak için seçeceğim kumaşa, kumaş üzerinde yaratacağım dünyaya kadar.

 Kişiye özel tasarım hazırlıyorsam bana sunulan veriler önemli. Her biri birer ipucu aslında. Bu ipuçlarından yola çıkarak bir dünya yaratıyorum defter kapağında. Hiç tanımadığım ve büyük ihtimalle tanışma fırsatım olmayacak insanlarla ilgili hikâyeler bilmenin verdiği ilginç bir taraf var çalışırken. Üretirken defter sahibi ile telepati kurduğumu fark ediyorum. Bana söylenmediği halde tasarıma kattığım bir figür, kullandığım bir renk, diktiğim bir düğme aslında o kişinin en sevdiği şey çıkıyor. Siparişi veren inanamıyor buna. Ben de başlarda şaşırıyordum ama artık işin sırrını biliyorum. Ben yaptığım işi çok seviyorum!

Sipariş süreci nasıl oluyor? Senden defter isteyecekler için biraz detay  verebilir misin?

Siparişleri melimelostore@gmail.com adresinden alıyorum.

Özellikle kişiye özel defter siparişlerinde, siparişi veren kişi, defterin sahibi ile ilgili aklına gelen birçok detayı yazıyor. Örneğin Meme cerrahı eşim için doğum günü hediyesi olacak bu defter. Bisiklete binmeyi ve Darth Vader’ı çok sever diye yazıyor karısı. Bundan sonrası tamamen benim özgür alanım. Bu bilgilerden yola çıkarak bir dünya tasarlıyorum kocası için. Defter kapağının karakalem çizimini sipariş veren kişiyle paylaşıyorum. Her şey ikimiz için de uygunsa ben çalışmaya devam ediyorum. Kumaşa çizim, nakış...

 Kapakta yarattığım bu özel dünyanın defter sahibini mutlu etmesi önemli. Melimelo’nun hedefi gününüzü mutlulukla kaplamak diyerek yola çıktım ben.

 Bu özel defterlerin fiyatları nasıl?

Kişiye özel defter fiyatları 100 ila 200 TL arasında değişiyor.Temalı defterler (kar taneli kış defterleri, yeni yıl defterleri, yaz defterleri…) 60 ila 80 TL civarında.

Kimler sipariş verebilir? İlginç siparişler oluyor  mu?

 Özgün ve el yapımı arayışında olan herkes bir Melimelo defter siparişi verebilir. Bu, kişileri mutlu eden ve özel hissettiren bir durum. Biliyor ki, o defterden bir adet var ve sadece kendisi için üretildi.

 Yedi yılda kişiye özel pek çok defter hazırladım. Her biri benim için ilginç ve özel oldu. Bazı siparler bana gelirken, bazıları için de benim “Bu kadın için bir defter hazırlamalıyım mutlaka dediğim oldu. Senin defterin böyle bir üretimdi örneğin. O zaman paylaştığın bir fotoğrafından o kadar etkilenmiştim ki. Sana da yazmıştım hatta bir defter hazırlamam lazım  diye. Sonrasında tellerle şekillendirdiğim profilin defter kapağında hayat bulmuştu.

 Özel bir sipariş daha aldım Ocak ayında. Beğeniyle, gururla takip ettiğim bir müzik adamı, Fazıl Say. Beni çok heyecanlandıran bir çalışma oldu.

Defter atölyeleri yapıyorsun. Katılmak istersek nereden takip edebiliriz?

Defter atölyelerinin bendeki yeri özel. Neden dersen, yedi yılda araştırıp, deneyip yanılıp bir takım teknikler öğrendim, hâlâöğreniyorum. Ama öyle detaylar vardı ki nasıl yapılacağını bulamıyordum aradığımda. Ben de çözümleri kendim yarattım. Öğrendiklerime kendimden küçük dokunuşlar kattım. Şimdi defter atölyelerinde bildiğim, öğrendiğim, kendimden kattığım ne varsa paylaşıyorum katılımcılarla. Bilgiyi paylaşmak önemli diye düşünüyorum. En büyük sahtekârlık bilgiyi kendine saklamak.

 2016 Ekim ayından bu yana defter atölyelerim her ay düzenli olarak Kadıköy Bahariyedeki Tasarım Bookshop Café’de oluyor.

 Ayrıca Pera Müzesi ile o ayın sergilerine özel çocuk ve yetişkin atölyeleri yaptık ve yapmaya devam edeceğiz.

İnstagram @melimelostore ve Facebook @melimelo hesaplarımdan duyuruları takip edebilirsiniz.

melimelo-defterleri-v

Defterlerine Sabancı Müzesi’ndeki Zero Sergisi’nde de rastlamıştım.

Evet, kişiye özel ve kurumsal siparişlerin yanı sıra müzelerle sergi bazında özel projeler yürütüyorum. Sabancı Müzesi Zero Sergisi defterlerini hazırlamak müthiş bir deneyimdi örneğin. Pera Müzesi ile neredeyse bir yıldır tüm sergilerinde birlikte çalışıyoruz.

Üreten ve tasarlayan insan sürekli doğuruyor değil mi? Şu sıra yeni bir oluşum içindesin galiba. Son olarak ondan bahseder misin?

Evet, yeni bebeğimiz Proje Deposu. Canım yol arkadaşım  Evren Kıvançer ile yıllara dayanan dostluğumuz ve işbirliğimiz sonucu doğdu bu proje. 2016 yılının Ekim ayından bu yana Kadıköy Tasarım Bookshopta Proje Deposu olarak, Workshop (atölye çalışmaları), Fusion (söyleşiler) ve Makers (üreticilerle stant buluşmaları) düzenliyoruz. Amacımız üretenlerle tasarlayanları bir araya getirebilmek çünkü biz paylaşarak çoğalacağımıza ve güçleneceğimize inanıyoruz.

Proje Deposu ile ilgili detaylı tüm bilgileri instagram ve facebook’ta @projedeposu hesaplarından takip edebilirsiniz.

Selen Servi

Share This