Olaylara negatif bakış açısı ya da pozitif bakış açısı ile yaklaşmanın farkını bilmeyenimiz yoktur herhalde. Kimimiz kendimizi fazla iyimser kimimiz de fazla kötümser buluruz. Bunlar bilinçli zihnimizin ürettiği sonuçlardır, peki bilinçsiz yanımız ne diyor? Biz gerçekte pozitif miyiz negatif miyiz?
‘Hangi yaşam penceresinden baktığımız çok önemli’ cümlesini o kadar çok duydum ki, ama yeterince içselleştirmediğimi son Perşembe Toplantısında Ruhi arkadaşımızın verdiği bir örnek ile anladım.
O örneği, Ruhi’ye teşekkür ederek sizlerle de paylaşmak istiyorum:
Biri size şunları söylese:
– Sen çok akıllı bir insansın.
– Çok genç gösteriyorsun.
– Çok kilo almışsın, yakışmamış.
Bunlardan hangisine takılırsınız, yani aklınızda kalan cümle hangisi olur?
Eğer bir çoğumuzda olduğu gibi, akılda kalan cümle son cümle ise, o zaman hayata negatif odaklı bir yaşam penceresinden bakıyoruz demektir. Çünkü orada iki cümle daha var, hem de pozitif ve motive edici cümleler.
Hangi cümleden daha fazla etkileneceğimizi seçen biziz ve bu seçimi yaparken baktığımız pencere çok önemli.
Örnek küçük ama sonucu büyük!
Bunun gibi küçücük detaylar bize hayata bakışımız açısından önemli ipuçları sunuyorlar, tabi görmek istersek.
Farkındalığın büyüğünü aramaya gerek yok, bu minik farkındalıklara açık olursak, kendimizi objektif bir şekilde gözlemler ve bilinçsizce yaptığımız negatif seçimlerin yerine bilinçlice yapacağımız pozitif seçimleri yerleştirirsek, bir gün bilinçsizce pozitife odaklanmayı başaracağız.
Yani bilinçsiz yeterlilik dediğimiz aşamaya geleceğiz.
Bu çok önemli, çünkü hayata hangi pencereden baktığımız hayat kalitemizi belirlemeye devam ediyor… Biz bunu kabul etsek de etmesek de…