Kariyer yapmak, yurtdışına gidip orada yaşamak, öğretmen olmak, iyi bir evlat olmak, evlenmek, anne olmak, baba olmak, ingilizce öğrenmek, başbakan olmak, doktor olmak, sanatçı olmak, üniversite okumak v.s. v.s.
Sizin hedefiniz bunlardan biri mi?
Bunu bilmiyorum ama, umarım yaşamınızda hedefiniz olmadan ilerlemiyorsunuzdur. Ama öyleyse, yani varmak istediğiniz ve ona ulaştığınızda yenileriyle değiştirmediğiniz hedefleriniz yoksa hayatınızda, bunun adı yaşamak değil bence.
Bazı tv programlarında, -şu, sunucunun dakika başı halktan biriyle canlı telefon bağlantısı yaptığı programlarda, gencecik kızların, “ne iş yapıyorsun” sorusuna verdiği; “ev kızıyım”cevabı size neler hissettiriyor?
Kendi adıma söyleyim, o an benim içinden o telefona bağlanıp, “Ev kızı ne yapar, penceresinin önüne geçer ve o dururken hayatın nasıl devam ettiğini mi izler?” demek geliyor. Gerçekten gençler böyle cevap verdiğinde şok oluyorum: “Ev kızıyım”.
Bu nasıl bir tabirdir?..
Bunun asıl anlamı şudur; “Annemin, babamın evinde, kocama kavuşacağım günü bekliyorum”. Ki hayata ondan sonra başlayacak.
Aslında kızmamak gerek. Bu da bir hedef düşünecek olursak.
Koca beklemek… Ne güzel değil mi?
Oysa ki, hayata geldiğimiz andan itibaren dolu dolu yaşamak gerekli çünkü yaşam o kadar kısa ki.
Öyle hedef koymak ya da hedef gerçekleştirmek için, birşeyleri beklemeye, birşeyleri ertelemeye zamanımız yok. Hele durup, öylece hayata bakma lüksümüz asla yok.
Dün akşam rotary toplantılarından birindeydim. Günün konusu “başarı” idi. Bu konuda eğitim vermesi için davet edilen konuşmacımız, bugüne kadar hangi hedeflerini gerçekleştirdiğini anlattı ve tam “Artık siz tüm istediklerinizi gerçekleştirmişsinizdir,” diyecek olduğumuzda onun yeni bir hedefi olduğunu gördük: Bu tür eğitimlerde, seminerlerde, en çok aranılan konuşmacı olmak. (Olacağından da eminim.)
Hedeflere varıldığında, ulaşılan hedefin neşesinden kuvvet alıp, yeni hedeflere doğru koşmak gerekiyor. Ben bunu bir kez daha anladım geçen akşam.
Zaten son zamanlarda iş yaşamında yöneticilere sık sık önerilen önemli bir şey var: çalışanlarınızın önüne görevleri ne olursa olsun hedefler koyun. Bir amaçları, ve koşmak için güç alabilecekleri bir hedefleri olsun.
Evet lütfen bunu unutmayın.
Çaycınıza bile bir hedef verin, Bu hafta kırık bardak sayısını 15’ ten 10’ a indirme hedefi mesela, olamaz mı?
Evet, şimdi bütün bunları söyledik güzel ama bu konuda dikkat etmemiz gereken çok önemli bir konu daha var:
Siz siz olun, sakın hedefinizi şaşırmayın!
Benden söylemesi.