1859 yılının 30 Haziranında Charles Blondin adında çok ünlü bir ip cambazı Niagara Şelalesi üzerinde yürüdü.

Şelalede bir uçtan bir uca gerilen ip, 305 metre uzunluğunda ve yerden 55 metre yükseklikteydi. Niagara, Kuzey Amerika yerlilerinin dilinde Şimşek Suyu anlamına geliyordu. Tam da Niagara nehrine uygun bir isim. Vahşi nehir. Bu nehre düşenlerin cesetleri bile bulunamaz.

Blondin’in bu ölüme meydan okuma girişimini seyretmek üzere kalabalık toplanmıştı. Yağmurlu ve şiddetli rüzgarlı bir gündü. Niagara’da genellikle olduğu gibi.

Blondin, kalabalığa dönerek sordu, “Bu ipin üzerinde sadece uzun bir denge sopası taşıyarak yağmura ve rüzgara rağmen 305 metreyi gidip dönebileceğime inanıyor musunuz?”

Kalabalık, Blondin’in bu zorlu yürüyüşü başarıp başaramayacağını bilmiyordu. Ama kalabalıkların daima yaptığı gibi onu yürümeye teşvik etti.

Blondin yürüyüşü tamamladı. 305 metre ileri, 305 metre geri. Yağmur ve rüzgarın ipi beşik gibi sallamasına rağmen.

Kalabalık çıldırdı. Tezahürat tüm vadide yankılanıyordu.

Blondin, kalabalığın sakinleşmesini bekledi, “Şimdi elimdeki bu sicim yumağıyla ipin ortasına kadar yürüyeceğim. Ortada sicimi aşağıda nehirde yüzen tekneye sarkıtacağım. Oradan bir şişe çekip, şişenin içindekini içeceğim ve şişeyi elimden atarak geriye geleceğim. Bunu yapabileceğime inanıyor musunuz?”

Kalabalık haykırdı, “İnanıyoruuuuz!”

Blondin başardı.

Kalabalık yine bu olağanüstü yetenek gösterisine haykırarak tezahürat yapıyordu.

Blondin, yine kalabalığın sakinleşmesini bekledi. “Şimdi ipin üzerinde yine öte yakaya 305 metre gidip, 305 metre döneceğim. Ama bu kez omzumda birisi oturacak. Bunu yapabileceğime inanıyor musunuz?

Kalabalık hep bir ağızdan bağırdı, “İnanıyooruuuuzz!”

“Pekala” dedi Blondin, “Sırtımda kim oturmak istiyor?”

Bu soruyla birlikte kalabalıktan çıt çıkmıyordu. İnsanlar sinirli hareketlerle kıpırdanıyorlar, Blondin’in kendilerini seçmemesi için gözlerini uzaklara çeviriyorlardı.

Kalabalıktan hiç kimse gönüllü olmadı.

İnsanlar Blondin’e ”inandıklarını” söylüyorlardı, ama harekete geçmiyorlardı.

Kalabalıktan gönüllü çıkmadı ama bir cesur adam Blondin’in omzunda oturarak ip üzerinde 305 metrelik yolculuğu yapma ve geriye sağ salim dönme “zevkini” yaşadı.

Bu adam, Blondin’in menajeri Harry Colcroft’tan başkası değildi. Onun, bir menajerde olması gerektiği gibi Blondin’e inancı tamdı.

İnancının gücünü, uygulamalı olarak göstermişti.

İnanç, objektif bir gerçek için kanıt olmadığı halde bir şeye duyulan tam güven olarak tanımlanır.

Hepimizin hayatında yürekten inandığımız bir şeylerin olması önemlidir.

Bu, bir kişi, bir yeteneğimiz ya da gerçekleşeceğine dair güvendiğimiz bir amaç olabilir.

Bir şeye yürekten inanma yeteneğimiz, iyimserliğin temel taşıdır.

Bir şeye hiç şüphe duymaksızın inanmaktır. Bu, partnerimizin sevgisi, başaracağımıza dair bir inanç ya da  evrensel yasaların işleyişine dair bir inanç olabilir.

Bu inanç, yarın sabah güneşin doğacağını bildiğimiz kadar eminlik duygusu hissettiğimiz bir inançtır.

Hatta park yeri bulacağımıza dair bir inanç bile olabilir bu. Komik mi geldi size? Bana da öyle gelmişti. California’da spiritüel psikoloji eğitimi aldığım yıllarda, ilk egzersizlerimizden biri kalabalık bir yere gidip, orada kolaylıkla park yeri bulabilmekti. Bunun için önce park yeri bulacağımıza dair inancı içimizde yaratıyorduk. Sonra harekete geçiyorduk. O egzersiz hayatımda hala etkilidir. Bugün bile yakın arkadaşlarım, “Arabada Nil varsa muhakkak park yeri buluruz” der.

İnançlarımız, içimizdeki devasa gücü bize hatırlatan tohumlardır.

Burada bahsettiğimiz inanç, kör inanç değildir. İçinde ”umarım” ları barındıran inanç değildir. Yani şüphe tohumları, korku filizlerini salamaz duyduğumuz güvenin içine.

İçinde inanç olmayan bir hayat, yaşaması çok dar bir alandır.

Bunaltıcıdır.

Yarının iki kapısı vardır; biri endişe kapısı, diğeri inanç kapısı.

İnançla hayatın anlamını hissederiz, aksiyonla hayatı anlamlı kılarız.   Bizi harekete geçirme gücünü içinde barındırmayan inanç, tevekküldür, kaderciliktir, kendini kandırmaktır, miskinliktir.

İnancın gücü bizi harekete geçirebiliyorsa, bu gerçek inançtır.

Yaşam aksiyonu ödüllendirir.

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/imkansiza-inanmak/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/imkansiza-inanmak/" data-text="İmkânsıza İnanmak" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/imkansiza-inanmak/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img decoding="async" class="alignleft wp-image-3760 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2018/02/JW0rM3p-150x150.jpeg" alt="" width="150" height="150" />1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.<br /> 1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.<br /> Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.<br /> International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.<br /> Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.<br /> Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikal gazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.<br /> Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)<br /> Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.<br /> Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.<br /> Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.<br /> Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This