Dünyada var olan tüm canlıların her biri yaşam formudur. Gezegenimiz olan Gaia, çok zengin, çok çeşitli yaşam formlarının yuvasıdır. Her canlı bizim dünyadaşımızdır.
Homosapien sapiens türüne mensup olduğumuz için “insan” olarak tanımlanırız. Fiziksel boyutta her canlı otomatik olarak büyüyerek “yetişkin” olur; ama sadece biyolojik olarak… Sosyolojik, psikolojik boyutta “yetişkin” olabilmek, “İNSAN” sıfatını hak edebilmek için başka unsurlar gereklidir. Bu unsurlar, kişinin kendi emeğine, çabasına bağlı olarak geliştirdiği duygusal, zihinsel ve ruhsal olgunluk seviyeleridir. Duygusal, zihinsel ve ruhsal gelişimin hangi evresinde olduğumuz hepsi küçük harflerden oluşan “insan”dan, adım adım hepsi büyük harflerden oluşan “İNSAN”a doğru yol alan ruhsal evrimleşme sürecinin hangi basamağında olduğumuzla paralellik arz eder.
Sadece tür olarak “insan” olmakla, “İNSAN” olmak arasındaki fark Hitler ile Gandhi arasındaki fark gibidir.
İnsanlık yelpazesi geniştir. Ruhsal olgunluk seviyesine göre bu iki uç örnek arasında değişik kademelerde kendisini ifade eder.
“İNSAN” yaratıcıdır; “insan” yok edicidir.
“İNSAN” yaşa ve yaşat, der; “insan” öl ve öldür, der.
“İNSAN”ı sevgi yönlendirir; “insanı” korku yönlendirir.
“İNSAN” yapıcı ve uzlaştırıcıdır; “insan” yıkıcı ve intikamcıdır.
Homosapien sapiens türüne mensup yaşam formu üyelerinin, hem diğer türlere yönelik hem kendi türünün üyelerine yönelik, ırk, din, dil, cinsiyet, cinsel yönelim gibi ayrımcı bakış açısının OLMAMASI ruhsal gelişkinliğinin ve İNSANLAŞMASININ bir ifadesidir. Empati ve adalet duygusu geliştikçe İNSANLAŞIRIZ.
Bir insana ya da topluma ırk, din, mezhep, dil, cinsiyet, cinsel yönelim gibi nedenlerle hakaret eden, aşağılayan, damgalayan, kin duyan, intikam arayışında olan, “ötekileştirdiği” insanlara ve hayvanlara zarar veren kişilere ya da yönetimlere saygı, sevgi ve güven duymam mümkün değildir. Çünkü saygı, sevgi ve güven hak edilen kavramlardır. Ama saygı, sevgi ve güven duymamam onlara zarar verme ya da varoluşlarına müdahale hakkını vermez bana.
İnsan denilen mahlûk, bu gezegende hem kendi türünün “beğenmediği” üyelerini, hem diğer türleri yok etmeyi marifet sanan, kendisini tüm diğer türlerin üstünde gören tek türdür.
Tarih boyunca ve bugün insanlığın gelişimine katkıda bulunmuş, çevresine yararlı, sevilen, saygı ve güven duyulan, “İNSANLARIN” yaşam düsturu zararsızlık ilkesi + yararlılık ilkesi üzerine kuruludur. Bir başka deyişle, hem bile isteye canlı cansız hiçbir şeye zarar vermeden yaşamak hem yaşamın bütününe katkıda bulunarak çevresine ve kendisine yararlı, bilinçli bir yaşam sürmek bizi İNSAN kılar. Biz de bu İNSANLARA saygı, sevgi ve güven duyarız.
Özetle;
Zararsızlık + Yararlılık = İNSAN
Zararsızlık + Yararsızlık= İnsan
Zararlılık + Yararsızlık= insan
Sözü John Lennon’a bırakayım:
DÜŞLE
Cennet ve cehennemin olmadığını düşle.
Eğer istersen, bunu düşlemek kolay.
Üzerimizde sadece gökyüzü
Tüm insanların bugün için yaşadıklarını düşle
Ülkelerin olmadığını düşle
Bu o kadar da zor değil
Ölmek ve öldürmek için bir nedenin olmadığını
Dinlerin de olmadığını
Tüm insanların barış içinde yaşadığını düşle.
Bana sen rüya görüyorsun diyebilirsin
Ama yalnız değilim
Belki sen de bir gün bize katılırsın
Ve dünya bir olarak yaşar
Mülkiyetin olmadığını düşle
Acaba bunu düşünebilir misin?
O zaman aç gözlülük ve açlık da olmayacak
Ve insanlar kardeş olacak
Tüm insanların dünyayı paylaştığını düşün
Bana sen rüya görüyorsun diyebilirsin
Ama yalnız değilim
Belki sen de bir gün bize katılırsın
Ve dünya bir olarak yaşar
John Lennon – İmagine şarkısının sözleri
Sevgiyle hoşça olun.