Kendinizi temiz ve parlak tutarsanız iyi edersiniz;
çünkü arkasına geçip dünyayı görmeniz gereken pencere sizsiniz ! (G.B.Shaw)
Hayatı özetleyen bu cümleyi okuyunca, bir insan bu kadar uzun ve zorlu bir yolculuğu, ancak bu kadar net ve kısa ifade edebilir, diye düşündüm…
… Ve iç sesimi duydum: ”Bütün’e aidiz, ama Hayata bir tek kendi penceremizden bakabiliriz”
Peki nasıl ? Bir anda kafam karıştı…
Penceresini temizlemeye çalışan biri olarak, kafamda bir sürü soru belirdi…
Ben ne zaman kirlenmeye başladım, bunu ben mi seçtim, seçtiysem sebebi neydi?
Madem hepimiz bir bütüne aidiz, neden hepimiz aynı pencereden bakamıyoruz?
Ben kirlenirken, bütünün bir parçası olarak başka neleri kirletiyorum?
Bunları neden yaşıyorum?… Anlamı ne?
Tüm bunlar ne zaman bitecek? Peki bitmeli mi?
Ve şimdi temizlenmeye çalışırken, kendimi bütün’den nasıl ayıracağım…?
Yoksa ben temizlendikçe, kirlettiğim bütün’ün diğer parçaları da temizlenecek mi?
… Ve tekrar iç sesimi duydum: ”İşte bu, YAŞAMIN ta kendisi ! Ve biterse, yaşam da biter !”
…Sakinleştim…. sorularımın cevapları bir anda ifade buldu… iç sesime cevap verdim:
”Evet, bu çok zorlu bir yolculuk… ama yaşadıkça görüyorum ki, bir o kadar da zevkli… yeter ki pes etme!
Tüm duyguların birarada yaşanması, adeta ‘Biz BÜTÜN’ün ayrılmaz parçalarıyız’ diye haykıran duygular yumağının sürekli beklenmedik anlarda, beni gafil avlayıp bazen fırtına şeklinde bazen de hafif bir meltem esintisi rolünde yüzüme çarpması… ve her seferinde, ardından güneşin doğması…
…ve her dibe vurduğumda, gidecek istikametimin yukarı doğru olduğunu hatırlamak…
İşte karmaşanın içinde zevki de yaşatan duygu, bu!
Bir yandan oluşmuş kirleri temizlerken, diğer yandan yenilerine engel olmak!…
Gelen her duyguyu kabul etmek ve salıvermek… onları cesurca göğüslemek…
Ben temizlenirken, benim yaşam ağımda bulunan tüm diğer şeylerin de temizlendiğini görmek.
Bu sihre şahit olmak ve Bütün’ün bir parçası olduğumu her hücremde hissetmek…
Bu, yaratırken bir kere daha yaratmak gibi bir şey !”
Ve iç sesim cevap verdi: ”Büyüyorsun küçüğüm, büyüyorsun!”