kiz-dogurmak-i 

 

Sen hiç, kız doğurdun mu Selma? Ben doğurdum. İlk kez anne oluşun o tatlı gururunu duydum.  O minicik, gül pembesi parmakların ellerime sımsıkı sarıldığını hissedince ben, büyüdüm, büyüdüm dev gibi oldum. Mavi tulumlar, mavi yatak takımları içindeki, pespembe kokusunu tüm hücrelerime çektim, onunla yeniden doğdum.

 

Çünkü o andan itibaren bizi hiç hesaba katmadılar Selma… Daha doğrusu bizi yok saydılar. Hiç yaşamamış, hiç doğmamış. Tebrik etmeye gelenler, mavi çarşafların içindeki pembe güzelliği, görmezden geldiler. Giderayak bana, “Üzülme! İkincisinde olur” dediler. Anlamadım, anlamak istemedim. Kocama baktım; ilk babalık mutluluğunu göremedim gözlerinde. Sanki kız değil, ölü doğurdum…

 

Sen hiç kız doğurdun mu Ayşen? Ben doğurdum. İlkinin üzerinden çok geçmeden, loğusa halimle yüklendim ikinci evladın bekleyişini. Ben bekledim ama onlar beklemedi. Hemen öğrenmek istediler cinsiyetini. O gün beni, sadece doktor anladı Ayşen. Ekranda gördüğünü, ağzının suyu akan yakınlara demedi, diyemedi. Ben, Onun gözünde anladım ikinci kızın gelişini. Sabırsız bekleyişler, inatçı gelgitler devam etti. Onun diyemediğini başka doktor söyleyiverdi düşünmeden. Hem de müjde verir gibi. Eşim beni oracıkta bırakıp gitti. Kaynanamın kapıdan çıkarken bana doğru tükürmesiyle anladı her şeyi doktor. O gün eve hangi yoldan gittim, bilemedim. Gebeliğimi tek başıma, bir başıma geçirdim. Anamın evinde, bir taşra kadınından beter dünyaya getirdim ikinci meleğimi. Kızlarımı sevdim, hem de çok sevdim.

 

Sen hiç kız doğurdun mu Zehra? Ben doğurdum. “Gebeyim” dediğimde, hayatımda duymadığım küfürleri duydum kocamdan. Aldırmak istedim, veremedim onu, vazgeçemedim. Belki erkektir dedim. Her şeyin ilacı olsun istedim. Dokuz ayı başka kimselere demeden geçirdim. Çok kanamam oldu Zehra, çok. Tamam dedim bu bir işaret. Bu seferki erkek. Mahallenin esnafı zor yetiştirdi hastaneye. Ölümlerden döndüm. Dönmez olaydım keşke. Onca kana, onca acıya rağmen, üçüncü kızı dünyaya getirdim. Ben hastane yatağında, battaniye başımdan aşağı örtülü yatarken, erkek analarının mutlu tebriklerini dinledim. Bizi görmeye annem bile gelmedi. Diğerlerine gelenlerin acıyan fısıltılarına, “Yazık! üçüncü de kızmış” laflarına, haykırarak cevap vermek istedim. Ama yapamadım Zehra…

 

Sen hiç kız doğurdun mu Gülşen? Ben doğurdum. Ben, üç kız bir erkek doğurdum. Ama erkek doğurduğumu görmeye ömrüm yetmedi. Son hatırladığım bacaklarımdan süzülen sıcaklık ve gözlerimdeki karanlık oldu. Gün aydınlandığında, minik oğlumla birlikte, beyazlar içinde yan yana yatıyorduk. Bu sefer, herkes gelmişti bizi görmeye. Kocam bile. “İşte erkek diyordum, işte size bir erkek”. Ama duymuyorlardı beni. Hepsinin yüzünde bir hüzün, sahte mi sahte… Annemin bile.

Bahar Yaka

 

Share This