– Nasılsın?
– İyiyim… Sen?
– Ben de iyiyim… Sağ ol…
İletişim bu cümlede başlıyor ve bitiyor.
Benim artık bu samimiyetsiz ve sadece iş olsun diye kullanılan cümleleri midem kaldırmıyor. <
Biz bu kadar samimiyetsiz ve MASKELİ toplum mu olduk? Bu ne utanç verici bir şey!
Bunun hiçbir şekilde içtenlikle alakası yok, olamaz.”Nasılsın? İyiyim, sen? Ben de iyiyim, sağ ol”
Bu cümleyi günde kaç kere kullandığının farkında mısın? Robot olmuş insanlar, mekanikleşmişler… Bunu an be an yaşamak, hissetmek ne acı!
Nerede sizi insan kılan duygularınız? Nerede benlikleriniz? Saklambaç oyunu güzeldir bunu her yaşta oynayın delice, ama kendinizle saklambaç oynamayın artık!
Saklanmayın kendinizden bu kadar, bir gün gelecek kendinizi hiç bulamayacaksınız.
O yoldasınız şu an zaten. Kimsin sen, dediğimde aval aval yüzüme bakan insanlardan sıkıldım ben. Bu cümle bırakın sıradanlaşmayı, anlamını yitirdi, artık mide bulandırıyor? İnsanlara hatırlarını sormaya korkar oldum, verecekleri cevabı adımdan daha net biliyorum çünkü. “İyiyim, sen?”
İyiymiş!.. Kimi kandırıyorsun sen?
Yorulmadın şu maskeleri bir cebine bir yüzüne koymaktan. İçin yanıyor cayır cayır, hala iyiyim diyorsun karşındakine! Bu ruhsuzluk, bu duygusuzluktan öte, bu insan dışı bir şey. Bastırılmış duygularınla nereye kadar yaşayacaksın?
Ey yaşadığını sanan ölü!
Söyle bana, cevap ver?…
Bastırılmış duygularınla nereye kadar gidecek bu iş?
Amacın ne?
Nereye gidiyorsun?
İçtenlikten uzaksın, maskeli balodasın haberin yok.
Bir film yazmışsın kendine ve başrolde kendin varsın! Filmin adı da “ BU MASKELİ BALO ve onun SAHTE YÜZLERİ” Zaten bu yaşama oyuncuydun, yapmacıktın bu yaşama hep, şimdi oyna bakalım. Renk katmaya çalışma hiç, aferin sana.
Rengin ne sahi senin? Yüzüme aval aval bakıyorsun! Renginin ne olduğunu bile bilmiyorsun anlaşılan. Sen renksiz misin bu dünyada. O zaman hiç kimseyi suçlama “bu yaşamın tadı yok” diye. Senin tadın hiç olmamış ki, yaşam sana tat versin!