Mutluluk beyazda saklı, beyaz yüreğinde, yüreğin sende… Mutluluk sensin! Ama sen, mutluluğun nerede olduğunu bilmeyerek onu yıllarca arayacak kadar da ahmaksın!
Dışa dönüksün, kendini unuttun. Sen, sensizsin! Bundan acı ne olabilir başka? Sen seni unuttun!.. En büyük kötülüğü sen, sana yaptın!
Önce kendini affetmelisin, bağışlamalısın kendini kendi yüreğinde.
Görüyorum seni, hissediyorum çok yakınındayım, sana senden daha yakınım belki de!… Bazen aptallığına sen bile kızıyorsun, ama yine devam ediyorsun buna…
Sana,”Mutluluk beyazda saklı, beyaz yüreğinde, yüreğin sende… Mutluluk sensin,” dediğimde ne hissettin? Neden mutluluk beyazda saklı sence? Siyahta, kırmızıda, pembede ve diğer renklerde yok mu mutluluk?
Sana göre yok! Çünkü sen; insanlar ne derse ona inanmaya programlaşmışsın kendini! Köle misin sen? Evet, öylesin. Bundan da hiç gocunmuyorsun. Sana, mutluluğun sende saklı olduğunu söylemeyeceğim; bu sefer onu hep içinde arayacak baktığın her yerde onu göremeyeceksin!
Ben sana hiçbir şey söylemiyorum aslında, yaşamı izleyecek kadar olgunlaşmış bir beynin var senin; sen o kadar aciz misin; hayata, sana ne anlatacağım sanıyorsun? Kim sana ne verecek, sen kendine bir şey katmadıktan sonra!
Az önce yaşamın akışını izledim; kulak verdim sesine; çok güçlü çok… Akıp gidiyor kimseyi düşünmeden. Enerji dolu yaşam, onu gördüm. Çünkü enerjisi kendine dönük, o hiçbir şeyi düşünmüyor sadece kendi akışına bakıyor; bu yüzdende o sonsuz enerji kaynağı.
Bunları sana neden anlatıyorum biliyor musun? Bilmiyorsan da bilinç kazanmış oldun, iyi o zaman. Devam etmelisin, ama düşüncelere takılmaya değil; akışa…
Yaşamı kimse kızdıramıyor, beni de öyle, kızdırıp üzemiyor; ya seni? Desene “Ben an be an üzüntü yaşıyorum, kızıyorum bir şeylere,” diye. Pek misafirperver gözükmüyorsun! Sana, seni üzen şeyler gelip kapını çalacak ve onları sevgi ile misafir et dünyana ve sonra da sevgi ile gönder demiştim. Sen ne yaptın? Onların hepsini doldurdun zihnine sonra de onlarla savaştın! Bu mu senin misafirperverliğin?
Sen sana gelen komşuna, arkadaşlarına böyle mi davranıyorsun evinde?
Onlara böyle davranamazsın; çünkü dışsal benliğin aç kalır, onu bir daha doyuracak kimseyi etrafında bulamayacağım diye korkarsın, güler yüzle karşılamak zorunda hissedersin misafirlerini.
Ya özel misafirlerin?
Zorluklar, acılar, dertler, sıkıntılar? Onlara neden savaş açıyorsun? Ne sandın sen bu hayatı; savaş arenası mı? Boşuna harcayacağın gücün var mı senin? Neden savaşıyorsun?
Gücünü nerelere harcıyorsun sen öyle! Bitiriyor bu seni, dikkat et buna!
Çok fazla bir şey söylemek istemiyorum sana, sen sende değilsin çünkü. Bir an önce kendini bul ve onunla kucaklaş!
Unutma, engeller yaşamın kendisidir; mutluluğa uzanan bir yol da yoktur; çünkü mutluluk o yolun ta kendisidir.
Hadi artık git!