Nöroplastisite ergenlikte tavan yapar, bu yüzden o yıllarda oluşturduğumuz nöral yolaklar hayli geniştir. Kimse dünyayı lisede yaratılmış bir perspektiften görmek istemez ama büyük nöral yolaklar o denli etkilidir ki onları hayat boyu bilincinde olmadan kullanırız. Eski nöral yolakların gücü miyelin adı verilen bir maddeden gelir. Miyelin, nöronları kablonun içindeki telleri kaplayan yalıtım malzemesi gibi kaplayarak nöronların elektriği büyük bir hızla iletebilmesini sağlar. Miyelinlenmiş nöronlarınız beyninizdeki elektriği çok kolay yönettiğinden, onlara sık sık başvurursunuz. Ergenlikten sonra miyelin düşer, dolayısıyla miyelinlenmiş yolaklarımız ergenlik ve öncesindeki deneyimlerimizce belirlenmiştir.
Miyelin iki yaşında zirveye çıkar. Sonra durgunluk dönemine girer ve sekiz yaşında düşüşe geçer. Ergenlikte tekrar sahneye çıkar, bu yüzden ergenlik deneyimleriniz nöral ağlarınızın son rötuşlarını yapar. Ondan sonra da bir şeyler öğrenebilirsiniz elbette, ama miyelinsiz aynı olmaz. Beyninizdeki elektrik miyelinsiz bir yolaktan geçmekte zorlanır. Miyelinli nöronlar elektriği yüz kata kadar daha hızlı iletir. Miyelinli bir yolaktan geçen elektriğin verdiği enerji, neler olup bittiğini anlamamıza olanak verir. Bu yüzden genelde eski yolaklara kayarız. Eski yolaklar anın gerçeğine uymadığında dahi… Biz bu seçimin farkında olmayız ama onu anlarsak bu farkındalığı kazanmamız mümkün olur.
Dünya sürekli üzerinize, işlemden geçirebileceğinizden çok daha fazla veri boca eder. Her girdiyi işleyecek olsaydınız hiçbir şeyi anlamlandıramazdınız. Bu yüzden her zaman hangi girdilere odaklanacağınıza ya da onları yeni olaylar olarak mı yoksa eski örüntüler olarak mı yorumlayacağınıza dair kararlar verirsiniz. Örneğin doğa yürüyüşü yaparken uzakta bir hayvan görürseniz, gördüğünüzün beyninizde kayıtlı şirin ev hayvanları kategorisine mi yoksa tehlikeli hayvan kategorisine mi girdiğine dair hızlı bir karar verirsiniz.
Köpek nedir bilerek dünyaya gelmediniz. Her çocuk bu kavramı tekrarlayan deneyimler neticesinde geliştirir. İki yaşında bir çocuk köpeği kediden ayırmayı öğrenmiştir. Ayrıca bir köpeği arkadan görse de onun “köpek” kalıbına uyduğunu anlar. Yalnızca hikâye kitaplarında gördüğü hayvanları bile ayırt edebilir. Gençliğin miyelini, çocuğun tekrar tekrar aldığı her girdiden büyük yolaklar inşa eder.
Bu yolakları hayat boyu kullanırsınız çünkü elektriğiniz oralara büyük kolaylıkla akar. Beyninizdeki elektrik fırtınadaki su gibi hareket eder, en az dirençli yolları seçer. Bir şey halihazırda deponuzda olan bir örüntüye uymuyorsa ona anlam veremezsiniz. Ne yapabilirsiniz?
Eski devrelerden küçük parçalar toparlayarak yeni anlamlar üretebilirsiniz. Ne var ki bu o kadar büyük bir odak gerektirir ki yaptığınız diğer her şeyi bırakmanız gerekir. Böylece bir karar verirsiniz. Eğer yeni girdi acil değilse onun halihazırdaki en uygun yere akmasına izin verirsiniz. Hatta bilincinde olmadan onu görmezden de gelebilirsiniz, çünkü beyninizdeki elektrik miyelinlenmemiş nöronlar arasındaki sinapslardan atlamakta zorlanır. Akım bir aciliyet hissiyle aşırı yüklenmiş değilse mesaj yok olup gider. Eski nöral yolakların biz bilincinde bile olmadan farkındalığımızı şekillendirmesi bundandır.
Eski nöral yolakların düşüncelerinizi şekillendirmesi için onları yaratan deneyimleri hatırlamanız gerekmez. Eski yolağı kullanırken eski bir anıyı düşünüyor olmazsınız. Yalnızca akışla birlikte ilerlersiniz.
Büyük nöral yolaklarınız tekrarlar, hisler ve miyelin yoluyla oluşur. Hislerden kasıt da girdileri sizin gözünüzde faydalı ya da zararlı olarak işaretleyen mutluluk ve mutsuzluk kimyasallarıdır. Kendi deneyimlerinde açığa çıkan kimyasallara bağlı olarak bir çocuğun köpekle ilgili çağrışımları olumsuzken diğerininkiler olumlu olabilir. Duygular beynin bilgiye önemli etiketi yapıştırma -böylece ihtiyaçlarını karşılama ya da tehlikeden kaçınma- yoludur. Duygular, gelecekte ödül almanıza ya da zarar görmekten kaçınmanıza yardım etmek için nöral yolaklarınızı sağlamlaştırır.
Kısacası, miyelin yılları boyunca her neyi tekrar tekrar ve duygusal boyutta deneyimlediyseniz beyninizin otobanlarını o inşa etmiştir. O kadar işlevseldirler ki farkında bile olmadan bu yolları kullanırsınız. Yetişkinlikteki deneyimlerimizi çoğu zaman eski hikâyemizin yeni bölümleri gibi görmemiz bundandır.
Biraz çabayla bunu fark etmeniz mümkündür. Çocukluğunuzdaki örüntüleri bulup onları bugün nasıl kullandığınızı görebilirsiniz. Bu tersine de işler, şimdiki örüntülerinizi bulup onların çocukluk deneyimlerinizle nasıl örtüştüğünü görebilirsiniz. Biraz pratikle, şu anınızı eski bir gözlüğün arkasından bakarak yorumladığınızı göreceksiniz. Eski gözlüğünüz mutlak doğrulardan ziyade birtakım deneyimlerin rasgele koleksiyonundan oluşur. Bunu bilmek sizi tekrar tekrar aynı sonuçlara varmaktan kurtarır, deneyimlerinizi yorumlamanın yeni yollarını bulmak için sizi özgür bırakır.
Her beynin kendine has nöral yolak koleksiyonu vardır ama beyinlerimiz benzerdir, çünkü deneyimlerimiz benzerdir. Hepimiz hayata zayıf ve bağımlı başlarız. Hepimiz düştüğümüzde yerçekiminin acısını duyarız. Hepimizde ergenlik zamanı yeni dürtüler açığa çıkar. En önemlisi de hepimizde ihtiyaçlarımızın karşılanmasını ölüm kalım meselesi olarak görmemizi sağlayan kimyasallar vardır.
Çocuklar fiziksel dünyaya dair bilgilerini nasıl ediniyorlarsa sosyal dünyaya dair zihinsel modellerini de öyle geliştirirler. Ergenlikte yeni deneyimler edinir ve zihnimizdeki dünya modeline yeni bilgiler ekleriz. Bununla birlikte temel işletim sistemimiz aynı kalır: İyi hissettiren davranışları tekrarlamak, kötü hissettirenlerden kaçınmak isteriz. Doğal durumda bu işe yarar, çünkü iyi hissettiren şeyler genlerinizin devamı için elzemdir. Modern dünyada ise büyük beyinlerimizi uzun vadede iyi olan şeyleri düşünmek için kullanır, ama aynı zamanda kısa vadede de iyi hissetmek isteriz. Bu hepimizin baş etmesi gereken bir açmazdır. Ergenlikte bu açmazla yüzleşirken deneyimlerimiz sınırlıdır. İyi ve kötü hislerimiz güçlüdür ve bizi benzer yollarla iyi ve kötü hisler bekleyecek şekilde programlar. İnsan olmanın zorluğu buradadır.
Hayvanlar genelde ergenlikte yeni gruplara transfer olur ve ergenlik miyelini imdada yetişir. Yeni gruplar fiziksel ve sosyal çevre hakkında yeni bilgiler edinmeyi gerektirir. Atalarımız eş bulmak için sık sık yeni gruplara karışmıştır. Çoğu zaman yeni bir dil, yeni gelenekler ve karanlıkta eve dönmenin yeni yollarını öğrenmek zorunda kalmışlardır. Ergenlikteki miyelin memelilere gelecekteki yaşamsal ihtiyaçlarını karşılamaya yarayacak yeni bilgileri depolamaya yardımcı olmak üzere evrimleşmiştir. Dolayısıyla ergenlik deneyimlerinizi geride bıraktığınızı düşünseniz de o deneyimler duygularınıza epeyce şekil verirler.