Hayatta kesin doğrular olduğuna inanıyorum. Bana göre her şey siyah ya da beyaz. İnsanlar çok katı olduğumu söylüyorlar. Çok çabuk karar veriyor ve kararımı kolay kolay değiştirmiyorum. İnancımın yanlış olduğunu kanıtlayan pek çok delil olmasına rağmen kendi görüşümden vazgeçmiyorum.
Kendinden emin olmak güzel bir şeydir. Derler ki, eğer kendi fikriniz yoksa, söylenen her şeye inanırsınız. Ancak gerçekler sürekli değişirken sizin düşünceleriniz hep aynı kalıyorsa belki de çok dar bir bakış açınız vardır.Bunun iki nedeni olabilir. Birincisi, kendinizi güvende hissedebilmek için inançlarınıza ve ideallerinize sadık kalıyorsunuz. Hayatınızın istikrarsız ve güvensiz olduğunu düşündüğünüz için üzerinde duracak sağlam bir zemin arıyorsunuz. İkincisi, kendinizi özdeşleştirecek bir şey arıyorsunuz. Kendinizi inançlarınızla özdeşleştirdiğiniz için bir kez karar verdiğinizde geri adım atmıyorsunuz. Kararınızı değiştirmenin egonuz için bir tehdit olduğunu düşünüyorsunuz. Düşüncelerinizi sorgulamayı kendinizi sorgulamakla bir görüyorsunuz. Bu da arzu ettiğiniz bir şey değil.
Kendinizi tanımlayın. Herkesin bir kimliği vardır. Sizin de öyle. Bütün ihtiyacınız kendi kimliğinizi güçlendirmek. İşte size hedefe kilitlenmeniz için güzel bir alıştırma. Bir uzaylının size yaklaşarak “Sen kimsin?” diye sorduğunu hayal edin. Bu kavgacı, küçük yaratığın en az yarım saat konuşmanızı şart koştuğunu farz edin. Aksi halde insan ırkının çok sıkıcı olduğunu ve imha edilmesi gerektiğini düşünecek. Ona ne diyeceksiniz?
Boş bir kâğıda aklınıza gelen her şeyi yazın. Söylemek istediklerinizi bir ses kayıt cihazına da kaydedebilirsiniz. Mümkün olduğu kadar düşünün. Kendinizi canlı, nefes alan, üç boyutlu bir varlık olarak tanımlayabilmek için istatistiksel gerçeklerden başka neler anlatabilirsiniz? Çocukken size anlatılan hikâyeleri hatırlıyor musunuz? Gün boyunca neler düşünüyorsunuz? Sevdiğiniz çizgi roman kahramanları kimler? Bu kahramanlar sizin hakkınızda bir şeyler anlatıyor mu? Sonraki nesiller için yapabileceğiniz bir şey var mı? Bu uzaylının “Keşke ben de dünyada doğsaydım” demesini sağlayacak şekilde konuşun. Söyleyecek bir şeyiniz kalmadıysa, gelecekte ne yapmak istediğinizi anlatarak, uzaylının, insan ırkının vizyon sahibi olduğunu anlamasını sağlayın.
Esnekliğinizi geliştirin. Dar görüşlü insanların farklı olan her şeyi dışlarken kendi düşüncelerinin dinlenmesinden büyük zevk aldıklarını fark edin. Kendine güvenen bir yetişkin yeni düşünceleri dinlemek ve bunları hayata geçirmek ister. Ne kadar çok bilirseniz ve ne kadar geniş bir bakış açınız olursa karakteriniz o kadar gelişir.
Daha önce bilmediğiniz ilginç bir şey öğrenin ve gerçek hayatta uygulayın. Mesela bir avukat olduğunuzu ve okyanus bilimi hakkında hiç bilgi sahibi olmadığınızı varsayalım. Kütüphanenize gidin ya da internet üzerinde araştırma yaparak kendinizi eğitin. Belki de çevreye faydalı bir şeyler öğrenirsiniz. Belki de çevre gönüllüsü bir avukat olarak ünlenirsiniz.
Dünyaya başka birinin gözlerinden bakın. Esneklik kazanmak için dünyaya başka birinin bakış açısından bakmak kadar etkili bir yol yoktur. Tamamen farklı bir bakış açısı sunan bir kitap okuyun ya da daha da iyisi gün boyunca izleyebileceğiniz birini bulun. Bu kişi eşiniz (eşinizin bir gününü nasıl yaşadığını anlamak için bundan daha iyisi olamaz) bir iş arkadaşınız, patronunuz, anneniz, bir dostunuz, bir polis memuru, bir yabancı ya da bir sokak serserisi olabilir.
Bunu yaptıktan sonra hayata bakış açınız değişecektir. İnsanları daha fazla sevip saymanın yanı sıra kişiliğiniz de daha güçlenecek, kendinize daha çok güvenecek ve dar görüşlülüğü güç ile karıştırmayacaksınız. Yaşamaktan zevk alan açık fikirli biri olacaksınız.