Arkadaşlarımla beraber sohbet edip, gülüyor, yemek yiyor ve harika vakit geçiriyorum. Ama bir şekilde kendimi sanki orada değilmişim gibi hissediyorum. Sanki kendimden ayrı biriymiş gibiyim. Bir ekranda kendimi izliyormuş gibi kendi sözlerime tanıklık ediyorum. Sanırım kendimi sevmiyorum. Hayatımda bir şeyler eksik gibi.
Kendinize güveniniz azaldığında fiziksel varlığınızda bir eksiklik hissedersiniz. Kendinize tanıklık ediyormuş gibi hissetmenizin nedeni içinizde bir türlü dolduramadığınız bir boşluğun olmasıdır. Hayatınızda bir amacınızın olmaması başka insanları anlamanızı engeller çünkü kim olduğunuzu ve ne için var olduğunuzu bilmiyorsunuzdur. Bir amaç ve kimlik duygunuz olmadan kendinizi sığ ve kısıtlanmış hissedersiniz.
Bunun tam tersi de doğrudur. Kendisini sıklıkla yetkin ve güvenli hisseden biri fiziksel varlığının genişlediği hissine kapılır; daha fazla yer kapladığını ve daha çok dikkat çektiğini düşünür. Çok ilginçtir, bu insanlar kendilerini olduklarından daha uzun boylu olarak algılarlar.
İnsanlar arasındayken bile yalnız hissetmeniz bir yalıtılmışlık duygusuna yol açar. Kendinizle iletişim kuramadığınız için başkalarıyla da kuramazsınız. Sohbet ederken insanların sizi dinlemedikleri duygusuna kapılır, hem kişisel hem de profesyonel ilişkilerinizde sevilmediğinizi ve küçümsendiğinizi düşünürsünüz. İlgi ve takdir görmek istemenize rağmen, bunları hak etmediğinizi düşünürsünüz.
Sakar ve dağınıksınızdır. Fiziksel varlığınızdaki boşluk sakar olmanıza yol açar çünkü kendinizin bilincinde değilsinizdir. Oysa kendine güvenen biri, canlı ve kendinden emin bir şekilde hareket eder.
Beden dilinizi değiştirin. Kendinizi küçük ve önemsiz hissediyorsanız bunun nedeni belki de beden dilinizdir. Hangi insandan daha çok hoşlanırsınız? Canlı ve kendinden emin bir şekilde yürüyen, anlaşılır bir şekilde ve karşısındakinin gözlerine bakarak konuşan birinden mi, yoksa kambur yürüyen, mırıldanarak konuşan ve ne söylediği anlaşılmayan; sizinle göz göze gelmekten kaçınan birinden mi?
Eğer Notre Dame’ın kamburu gibi dolaşırsak insanlar da bize öyle davranır v bizden rahatsızlık duyarlar. Bu da zaten düşük olan özgüvenimize daha fazla zarar vererek daha kambur yürümemize yol açar ve bir kısırdöngüye neden olur.
David Lieberman