Sevmediğim birini iş dönüşü eve bırakmaya razı oluyorum. Tahammül bile edemediğim biriyle yemeğe çıkıyorum. Doğru bulmadığım konular için para bağışında bulunuyor ve aslında hiç de ilgimi çekmeyen şeyler için zaman harcıyorum.
Birisi karşılığını veremeyeceğiniz bir iyilik yaptığında, kendinizi rahatsız hissediyorsunuz. İşte bu yüzden dini gruplar havaalanında size bir çiçek veya başka bir hediye verirler. Bilirler ki, insanlar bu küçük hediye karşılığında az da olsa bir bağışta bulunurlar. Hediyeyi onların teklif ettiğini ve bunun için para vermek zorunda olmadığınızı bilirsiniz. Yine de, para vermezseniz kendinizi huzursuz hissedersiniz.
Bir arkadaşınız size iyi niyetle, anlamlı bir hediye verse bile kendinizi rahatsız hissedersiniz. Eğer bir hediyenin karşılığında bir şey veremezseniz huzursuz olursunuz çünkü hak etmediğinizi düşünüyorsunuz. Ancak karşılığında bir şey yaptığınız zaman arkadaşınızın size verdiği hediyeyi hak ettiğinizi düşünüyorsunuz. Eğer bunu yapmazsanız, kaba ve bencil biri olduğunuz izlenimini uyandıracağınızı düşünüyorsunuz. Başka insanların düşünceleri sizin için çok önemli. Birisini sevmeseniz bile ihtiyacı olduğunda ona yardımcı oluyorsunuz. Sevmediğiniz insanların bile sizi takdir etmeleri sizin için önemli. Samimi olmadığınız birinin eleştirisi bile bütün bir gününüzü, hatta haftanızı mahvedebiliyor. Bir teşekkür notu aldığınızda hemen siz de bir teşekkür notu gönderiyorsunuz.
“Hayır!” demekten rahatsızlık duymayın. Bir aynanın karşısına geçin ve kendi kendinize “Hayır!” deyin. Varsayın ki, üyesi olduğunuz birlik sizden yarına kadar yıllık raporu yazıp dağıtmanızı istedi. Doğruca aynaya bakın ve kendinizden emin bir şekilde “Hayır!” deyin. Bunu yaptığınızda, korktuğunuz gibi kötü şeyler olmadığını göreceksiniz. Mantıksız bir isteği geri çevirmekle dünyanın başınıza yıkılmadığını fark edin. Asla kendinizi bir açıklama yapmak veya mazeret bulmak zorunda hissetmeyin. Sizden yapmak istemediğiniz bir şey yapmanızı istediklerinde “Hayır!” demeniz yeterlidir.
Ayna karşısında bunu rahat bir şekilde söyleyebildiğinizde, başkalarına söylemeyi de deneyin. Önce sıradan işlerde, sonra daha önemli işlerde yapın. Bunu her şeye hayır demek için değil, istediğiniz işleri yapıp, istemediklerinizi reddetmek için kullanın. Bu alıştırma ne zaman sizden yararlanılmaya çalışıldığını anlamanızı sağlayacaktır. Sizi kullanmak isteyenler yerine gerçekten ihtiyacı olan insanlara yardım etmek istemez misiniz?
İnsanların güce saygı duyduklarını kavrayın. Güçlü olmak, yeteneklerinizi ve sınırlarınızı olduğu kadar isteklerinizi de bilmektir. İnsanların sizi sevmeleri için kapı paspası olmanız gerekmiyor. Gerçek dostlarınız neyi yapıp neyi yapamayacağınızı bilmenizi beklerler ve ihtiyaç duyduğunuzda size yardım ederler. Bir isteği geri çevirmeniz gerektiğinde özür dileyip, binlerce mazeret bulmaya çalışmayın. Sadece “Üzgünüm, sana yardımcı olamayacağım, belki başka bir zaman” deyin.
Sizden yararlanmaya çalışan biri istediği şeyi yapmanız için gerçek bir dostmuş gibi davranabilir ama size saygı duymaz. Yaptığı tek şey sizi kullanmaktır. Eğer isteğini geri çevirdiğiniz biri bunun nedenini bilmek ister ya da kendinizi suçlu hissetmenize neden olacak şekilde davranırsa, onu kendisini savunmak durumunda bırakın. Şunlardan birini deneyebilirsiniz: “Eminim, senin gibi çok sevilen birinin yardım isteyebileceği pek çok arkadaşı vardır. Neden ısrar ediyorsun?” veya “Ben senin özel hayatına saygı duyuyorum. Neden sen de benim gibi davranmıyorsun?” ya da “Elimde olsa sana yardım ederdim, değil mi?” diyebilirsiniz.