Pek çok pişmiş ve unlu besini, tereyağı ve şekerin yanı sıra proteinlerle (et, şarküteri ürünleri, peynir, süt ürünleri, yumurta vb.) birlikte yemek eğilimindeyiz. Sindirim sistemimiz birbiriyle karıştırılmış çok çeşitli gıdaları sindirmeye uygun olmadığından, kalınbağırsağımızın duvarları sindirilmemiş gıda parçalarıyla kaplanır. Kalınbağırsağın içi sıcak ve nemli bir ortamdır. Sindirilmemiş gıda parçaları, zararlı bakterilerle dolu bir kütle haline gelir ve bu zararlı bakteriler kendi metabolizmalarının zehirli yan ürünleri olan toksinler üretir. Kalınbağırsağın duvarları bu toksinleri özümser; bu toksinler kanla birlikte bedende dolaşır ve zaman içinde vücudu zehirler.
Aşırı yemek ve uygun olmayan yiyecekleri bir arada tüketmek mide ve bağırsak sistemimiz için çok zararlı etkiler yapar. Dilde alışılmadık renklenmeler, nefesin kötü kokması, ani baş ağrıları, baş dönmeleri, hissizlik, karnın alt bölümünde ağırlık ve şişkinlik gibi rahatsızlıkların tümü kabızlığın neden olduğu kendi kendini zehirlemenin sonucu olabilir.
Dışkılamaya neden olan bağırsak hareketlerinin 24 saatten daha uzun süre gerçekleşmemesi, bariz bir kabızlık göstergesidir ve kesinlikle tedavi gerektirir.
İnsanların yüzde 60’ının kronik kabızlık çektiği bir sır değildir. Gelin, pek çok insanın kalınbağırsağında görülen böylesi sağlıksız bir durumun başlıca nedenlerine göz atalım:
1. Kalori bakımından zengin, hacim bakımından küçük yiyecekler tüketmek
Açlığımızı genellikle bir sandviç ve ardından içtiğimiz bir meşrubat, kahve veya çayla bastırırız. Küçük hacmi nedeniyle, sandviç çok az dışkı malzemesi üretir ve bağırsaklar üzerinde dışkılamaya neden olacak kadar basınç yaratamaz. Birkaç gün boyunca bağırsak hareketine ihtiyaç duymayabiliriz.
2. Çok fazla yiyecek tüketmek
İnsanların, uzun zamandan beridir, bedenleri için gerekli olandan iki ila beş kez daha fazla yemek yedikleri biliniyor. Aşırı yediğimiz zaman, bu yiyeceklerin tamamı özümsenemez ve bir kısmı kokuşmaya başlar. Bağırsaklarımız yararlı bakterilerle hastalıklara neden olan bakteriler arasında bir savaş alanına dönüşür. Atıkların boşaltımı, bu savaşın sona ermesine kadar askıda kalır.
3. Çok fazla kahve ve undan yapılmış yiyecek (ekmek, makarna vb.) tüketmek.
Bağırsaklarımızı çalıştıran lifler bakımından zengin yiyecekler yemeden, yalnızca unlu ürünler tüketmek kabızlığa neden olur.
Kan hayat demektir
Bedenimiz hücrelerden oluşur; hücreler dokuları, dokular organları oluşturur. Organlar da organ sistemlerinin (sinir sistemi, iskelet sistemi vb.) parçalarıdır ve bütün sistemler birbirleriyle sıkı ilişki içindedir. Hücreler gıdalarını kandan alır. Kan da enerji, iz elementler, hormonlar ve vitaminlerce doygun olduğu sürece hayatın sürmesini sağlar. Sağlıklı hücrelerin, kemiklerin ve derinin oluşmasını; saç ve dişlerin büyümesini yalnızca zehir içermeyen kan sağlayabilir. Sık yaşanan kabızlık nedeniyle kirlenen kan kendi kendini zehirlemenin kaynağı haline gelir.
Bazı istatistiklere göre, meme kanserine yakalanan kadınların onda dokuzunun bağırsakları görünür şekilde yavaş çalışmaktadır. Eğer on- on beş yıl önce koruyucu işlemler (kalınbağırsak temizliği) yapmış olsalardı, muhtemelen meme kanseri ya da herhangi bir tür kansere yakalanmayacaklardı.
Kalınbağırsak mikroflorası
Kalınbağırsağımızda beş yüzü aşkın bakteri bulunur. Sağlıklı bir bağırsakta bu bakteriler sindirimi tamamlar ve hastalık yapıcı diğer bakterileri yok eder. Ayrıca, temel vitaminleri, hormonları, enzimleri ve aminoasitleri üretirler. Çok fazla miktarda hayvansal protein tüketimi kalınbağırsağımızda sürekli bozulma ve kokuşmaya neden olur ve sonuçta metan gazı açığa çıkar. Bu zehirli gaz, B vitamini üreten ve bedenimizi kanserli hücreler üretmekten alıkoyan bakterilerin yok olmasına neden olur. Yalnızca bir tek bakteri türünün yokluğu bile sağlığımız üzerinde sayısız olumsuz etkiye yol açar.
Kalınbağırsak- sağlığımızın “sigortası”
Sağlıksız kalınbağırsağın bazı dış belirtileri şunlardır:
1. Şişkinlik, kabızlık, gaz
2. Dişlerde siyah lekeler
3. Dilde gri, beyaz veya sarımsı renklenme
4. Deride siğil ve çiller
Doğa bizi sağlam bir bağışıklık sistemiyle donatmıştır. Kalınbağırsak bu sistemin önemli bir parçasıdır. Kalınbağırsağın her bölümü bedenimizdeki belli bir organı harekete geçirir. Eğer kalınbağırsağımız sağlıklı ise hiçbir hastalık bizi tehdit edemez. Ancak, eğer kalınbağırsağımızda sağlıksız birikintiler varsa veya mikroflorası dengesizse sağlığımız tehlikede demektir.