Böyle diyordu bir okuyucumuz kısa mesajında… Bu cümleyi, sizin de ruhunuza hitap edeceği ve iyi geleceğini düşündüğüm için paylaşmak istedim.
Bu sözler bir bakış açısını ifade ediyor aslında… Kimbilir, işin sırrı da buradadır belki…
Gönül penceremizi açmanın yollarından biri de, önce bu bakış açısını bilinç düzeyimizde kabul etmek, sonra da içselleştirmektir belki de. Çünkü; bu –ve her türlü- bakış açısı, içselleştirdiğiniz anda kuru bir düşünce olmaktan çıkıyor ve duygu boyutuna geçiyor. Adeta hücrelere kaydoluyor.
Aslına bakarsanız, bütün bilgilerin zaten bizde kayıtlı olduğuna ve öğrendiğimizi sandıklarımızın hatırladıklarımız olduğuna inanırım ben. Tasavvuf ehli, ’’perde kalkması’’ olarak tanımlıyor bu durumu…
Dolayısıyla, sözünü ettiğimiz bakış açısının da hücrelerimizde, yani genetik kodlamamızda zaten var olduğu ve bilincimizde farkedilip açığa çıkmayı beklediği düşüncesi daha doğru geliyor bana…
Haydi derin bir nefes alın ve tekrar okuyun bu cümleyi:
’’Sonsuzluğa açılan pencere gönlümüzde, bilincimizde hatta varlığımızın her zerresindedir.’’
Ve bir an olsun, sonsuzluğa açılan pencereden baktığınızı hissederek düşünün:
Nereye kadar kavga edeceğiz? Kendimizle, ötekiyle, dünyayla…
Birbirimizi dışlayarak; karşımızdakini bize benzemiyor, bizim gibi düşünmüyor diye hor görerek; kırıp kırılarak ve yakıp yıkarak hangi sorunu çözdük bugüne kadar?
Gerçeği, görmeyen bir insanın fili tarif etmesi gibi herhangi bir yerinden tutarak tanımlamaya çalışmıyoruz da ne yapıyoruz şu sınırlı akıllarımızla…
Hepimiz de kendi ’’gerçek’’ tanımımızın doğru olduğunu sanıyoruz. Kavgalar da buradan çıkıyor zaten…
Resmin bütününü görmek için yapmamız gereken ilk iş; birbirimizi dinlemek, ne dediğini anlamaya çalışmaktır sanırım….
Farklı görüşlerimizi bu yolla, ortak bir paydada buluşturabilirsek -gerek bireysel, gerekse toplumsal hayatımızda- gerçeğe, doğruya ve tüm sorunların çözümüne en uygun yolu beraberce keşfedebiliriz diye düşünüyorum.
Bunu yapabilmek için; sonsuza açılan pencereden bakmayı deneyerek kendimize ve başkalarına aşırı anlamlar yüklemekten kaçınmak; egolarımızdan sıyrılmak; açık bir kalple ve ’iyilik’ temelinde düşünmek gerekiyor bence…
Yeter ki asırlar boyu ermişler, bilgeler tarafından gösterilen bu yolu hatırlayalım… Yeter ki hatırlamak için gerekli olan bakış açısını kabul edip içselleştirebilelim…