Eğer herhangi bir şekilde Tuvalet İletişimi’ni (Tİ) kullanmışlığınız varsa bu bölüm sizin için. Tuvalet İletişimi, çocuğunuzun verdiği işaretlerden yararlanarak, tuvaletini yapmasına yardımcı olma pratiğidir. Bazıları için bu, asla bez kullanmamaktır; bazıları için de bazen bez kullanıp bazen kullanmamak… Tİ’yi ne kadar süre ya da ne kadar tutarlı biçimde kullandığınız önemli değildir. Bizlere x miktarda atık sahasını geri kazandırdığınız için size kendi adıma teşekkür ederim! Yıllar içinde pek çok Tİ uzmanıyla çalıştım ve Tİ’den tuvalet eğitimini tamamlamaya giden yola dair bildiğim her şeyi size anlatacağım. Söyleyeceklerimden bazıları başta size yanlış gelebilir. Açık bir zihinle okumanızı rica ediyorum. Tİ’cilerle çok yoğun biçimde çalıştım ve bu çalışmalar sonucunda öğrendiklerim bunlar. Amacım tartışmak değil; tek amacım çocuğunuzun lazımlığa çiş ve kaka yapmasını sağlamak. Kişisel olarak danışanlarımda rastladığım temel noktalara değineceğim. Bunlardan bazıları sizin deneyiminize uymuyorsa sadece görmezden gelin. 

Bana gelen eski Tİ’cilerin çoğu on altı ila yirmi dört aylık çocuklara sahiptir. Çocukları otuz altı ay ve sonrasında hâlâ tuvalet eğitimi almamış Tİ’ciler de duydum. Bu konuda ne düşüneyim, bilemiyorum. 

Pekâlâ, bu kitabı okuduğunuza göre mevcut Tİ söylemine karşın kalbinizde bir yerlerde artık bu işi tamamlamak gerektiğini biliyorsunuz. Bu tamamlama sürecine kısaca “köprü” diyeceğim. Bu noktadan o noktaya götüren bir köprü… 

Yirmi aylıktan önce tuvalet eğitimi vermek isteyen danışanlarımın sayısı gitgide arttığı için bazı Tİ uzmanlarıyla iletişim kurdum. Yirmi aylıktan önce tuvalet eğitimi verilmesini tamamen destekliyorum ama insanları bunun belli oranda Tİ, belli oranda da TE (tuvalet eğitimi) gerektireceği konusunda “uyardığımı” fark ettim. Sonra bir de baktım, Tanrım, Tİ’yi duymuştum ama onun ayrıntılarından haberim yoktu. Tabii ki çocuğa bez bağlamaktan mümkün olduğunca kaçınmanın muhteşem olduğunu düşünüyorum. Buna karşın Tİ’ye dair bazı şeylerin TE’yi biraz zorlaştıracağı da kesin. 

  1. Bezsiz gezmek.
  2. Çişi yakalamak ve herhangi bir yere yaptırmak.
  3. Felsefe.
  4. Çocuğunuzun tuvalete gitmeyi kendiliğinden öğreneceği düşüncesi.
  5. Tİ’nin TE’de çok hızlı ilerlemenizi sağlayacağı beklentisi.
  6. Grev.

 Bezsiz Gezmek 

Sizin durumunuzu bilmem ama çoğu ebeveyn bezsiz gezmeyi yanlış yorumluyor. Çoğu ebeveynin çocuğunu bezsiz dolaştırarak yaptığı şey, temelde çocuğu yere işemeye koşullandırmak oluyor. Çocukların bütün gün çıplak gezdiği ve ebeveynlerin çişi yakalamaya çalıştığı, fakat nihayetinde bolca çiş temizlemekten başka bir şey yapmadığına dair bolca hikâye duydum. Yıllar boyunca pek çok Tİ uzmanıyla konuştum ve bu pratik bir türlü kafama yatmadı. Amacın sebep-sonuç ilişkisini öğretmek olduğu aşikâr, teoride de güzel; fakat gerçek hayatta bu yöntemin o kadar da harika olmadığını görüyoruz. Hamileyken küçük çocuklar üzerine muhteşem bir makale okuduğumu hatırlıyorum. Ana fikir çocukların yaptıkları şeyleri sizi delirtmek ya da kendilerini öldürmek amacıyla yapmadıklarıydı. Keşfedecekleri o kadar çok şey vardı ki onlar için her an bir deney ve keşifti. Dolayısıyla ellerindeki sütü yere boca ettiklerinde, bunu “Ah… böyle yaptığımda demek ki bu oluyor. Harika” deme keyfini yaşamak için yapıyorlardı. Ve evet, bu sebep-sonuç ilişkisiyle ilgili bir şeydi. Bununla birlikte ebeveynler olarak bizim görevimiz, yere süt dökmenin kabul edilemez olduğunu onlara öğretmektir. Bunu yapmak için bağırmamız ya da onları utandırmamız gerekmese de kaşlarımızı çatıp şuna benzer bir şey söyleyebiliriz: “Hayır, hayır… Hayır, süt masada durmalı.” Öyle değil mi? 

O zaman şimdi çiş yapma dürtüsü geldiği an herhangi bir yere işemenin sebep-sonuç ilişkisine bakalım. Bunun kabul edilemez olduğunu hiç belirtmezseniz, kabul edilir bir şey olduğu mesajını verirsiniz. O zaman çocuğunuz istediği yere çiş yapabileceğini öğrenmiş olur. Bu Tİ’ye hangi yaşta başladığınızdan bağımsız olarak, ilk günlerde normal olabilir ama çocuğunuz bunu uzun süre yaptıktan sonra davranış iyice yerleşir. Başka deyişle, bezin yerine döşemenizi koymuş olursunuz. 

Bezsiz gezme konusunu açmamın tek nedeni, çocuğun ilk aşamada çıplak olması gerektiğini söylediğimde Tİ’ci annelerin gösterdikleri direnç. Jean’le ilk karşılaştığımda ağzından çıkan ilk şey, biraz da kızgın bir şekilde, şu olmuştu: “Neden çıplak olması gerektiğini anlamıyorum. Aylarca onu çıplak dolaştırdım ve tek yaptığım çiş temizlemek oldu.” Yine de çocuğunuzun ilk başta çıplak olması gerektiğini söyleyeceğim. Tİ ile TE arasındaki köprüyü kurarken çıplaklık çok önemli bir aşamadır ve bu da bizi ikinci soruna getirir. 

 Çişi Yakalamak ve Herhangi Bir Yere Yaptırmak 

Tİ uygularken şimdiye kadar muhtemelen çocuğunuzla harika bir bağ kurmuşsunuzdur. Onun verdiği sinyalleri bilir ve onu neresi uygunsa oraya işetmek için koşturursunuz. Tİ’nin her yere tuvalet yapma “izni” vermesine bayılıyorum. Buna karşın tuvalet eğitimine kesin olarak başladığınızda çocuğunuzu belli bir tuvalete (ya lazımlığa ya da tuvalet adaptörüne) oturtmanız gerekir. Buradaki büyük olay çocuğu fiziksel olarak uygun yere taşımaktır. Tuvalet eğitimi veren her anne sıkıntılı anlarda çişi yakalama konusunda yaratıcılığını kullanmak zorunda kalmıştır; ama buradaki norm, çocuğu lazımlığa ulaştırmak olmalıdır. Sadece bu adımın bile bizi varmak istediğimiz yere taşıyan en büyük köprü olduğunu söyleyebilirim. 

 Felsefe 

“Geleneksel tuvalet eğitimi”nin Tİ dünyasında küfür gibi algılandığını biliyorum. Yoğunlaştırılmış tuvalet eğitimi için kamplar ve pek çok zorlayıcı yöntemler olduğunu biliyorum. Umarım şimdiye dek ne kadar çocuk yanlısı olduğumu ve çocuklara karşı ne kadar korumacı hissettiğimi gösterebilmişimdir. Bununla birlikte bazen ebeveynlere, sınır koymanın ve belli davranışları beklemenin sorun olmadığını hatırlatmak zorunda kalıyorum. Tİ ve bağ odaklı ebeveynliğin çocuklar iki yaşına yaklaştıkça çökebilen yoğun bir felsefi altyapısı var. İki yaşın mutlaka sendrom içermesi gerektiğini düşünüyor değilim; ama bu yaşlarda Tİ bağlantılı felsefenin işe yaramadığını fark etmeniz mümkündür. Bu noktada tartışmak istemiyorum ve kimsenin ebeveynlik tarzıyla ilgili hiçbir şey söylemiyorum. Sadece bu aşamanın ebeveynlikte teoriye sadık kalmak için zorlayıcı olduğunu düşünüyorum. Çocuğunuz sınırları test etmeye başlayacak ve “hayır”, muhtemelen onun en sevdiği kelime haline gelecek. 

Ortalıkta dolaşan felsefelerin birçoğu tuvalet konusunda olumsuz hiçbir şey olamayacağını söylüyor. Ne var ki tıpkı “yere dökülen süt” ile ilgili sebep-sonuç örneğinde olduğu gibi, çocuğunuza hem olumlu hem de olumsuz beklentinizin ne olduğunu söylemeniz gerekiyor. Bunu acımasızlık olarak algılamayın, ama çocuğunuza ciddi olduğunuzu göstermelisiniz. Çocuğunuz her yere çiş yapmanın doğru olmadığını bir noktada öğrenmeli. Pek çok ebeveynin, olumlu tarafı (“Çişini sadece lazımlığa yap”) vurgulayıp denklemin diğer tarafını (“Başka yere çiş yapma”) ihmal ettiğini görüyorum. Evet, olumlu olanı vurgulamanız tabii ki önemlidir; ama neyi istemediğinizi net bir şekilde ifade etmek de önemlidir. 

 Çocuğunuzun Tuvalete Gitmeyi Kendiliğinden Öğreneceği Düşüncesi 

Çocuklar kırk yılda bir kendi kendine tuvalete gitmeye karar verebilir. Ne var ki çoğu zaman böyle bir şey olmaz. Düşününce de böyle bir şey olmamasının hayli mantıklı olduğu görülebilir. Siz de muhtemelen bu yüzden buradasınız. Çiş ve kaka yapmak ilkel davranışlardır, değil mi? Bir çocuğa nasıl çiş ya da kaka yapacağını öğretmek zorunda değilsiniz. Çiş ve kakayı bir tür kaba koymak ise sosyal bir davranıştır. Sosyal davranışlar da öğretilmelidir. Sizin elinizde tuttuğunuz bir şeyi istiyorsam onu almamın en etkili yolu elinize vurup düşürmenizi sağlamaktır. Bu ilkeldir. Bunun sosyalleşmiş hali ise istemek ya da pazarlık yapmaktır. Öğretilmesi gereken de budur. 

Bunu nasıl öğretiriz? Çocuklarımız birinin elindeki bir şeyi almak için ona vurduklarında gözlerine bakar ve hayli sert bir sesle “Vurmak yok. İstemelisin” deriz. Muhtemelen kaşlarımızı çatar ya da onaylamayan bir yüz ifadesi takınırız. Buna hayır, şuna evet. Üzerinde çok fazla konuşmamıza da gerek yoktur. Ben genel olarak hepimizin, topluca, çok fazla konuştuğumuzu düşünüyorum. Özellikle de tuvalet eğitimi sırasında… Bu çocuğunuzun alfabeyi şarkıyla öğrenmesine benzer. Onun her harfin ardındaki onca gücü, harflerin çıkardıkları sesle oluşan milyonlarca kombinasyonu öğrenmesine gerek yoktur. O sadece şarkıyı sever. Tuvalet eğitiminde de kısa ve daha doğrudan sözler en çok işe yarayanlardır. 

 Tİ’nin TE’de Çok Hızlı İlerlemenizi Sağlayacağı Beklentisi 

Bence Tİ ile TE arasında köprü kurmanın en zor kısmı, bu konuda hayli uzun bir süredir çalışmakta olduğunuzdan dolayı çocuğunuz için bu işin kolay olmasını beklemektir. İnanın bana, ben de bunun böyle olması gerektiğini düşünüyorum. Öte yandan, bana kızmanızı istemem ama gördüğüm şey, durumun pek de öyle olmadığı. İnanılmaz, lanet bir saçmalık. Şimdiye kadar çok çalıştınız ve tuvalet eğitiminde avantajlı olmayı hak ediyorsunuz. Böyle bir avantaja sahip olmayacağınız gerçeğini kabul etmek de zor. Benim gördüğüm, zor kısmı aştıktan sonra Tİ ile haşır neşir olmuş çocukların daha hızlı ilerlediği ve eğitimi daha iyi özümsediği. Ayrıca bonus olarak çocuğunuzla harika bir bağ kurmuş ve onun verdiği sinyalleri öğrenmiş oldunuz. 

Bunu Tİ’den ayrı (bambaşka) bir yöntem olarak görmenin tuvalet eğitimi vermek isteyen Tİ’cilerde çok işe yaradığını fark ediyorum. Çocuğunuz muhtemelen çişi geldiğinde harekete geçmesi gerekenin kendisi olduğunu henüz anlamadı ve muhtemelen çişi geldiği anda nereye olduğu fark etmeksizin hemen işemeye alışık. Kurulması gereken en önemli bağlantılar bu iki küçük meseleye dair. 

Bu bağlantıları fiziksel olarak kurmak zor değil. Asıl iş düşünme şeklinizde dönüşüm yaratmak. Süreci çok daha kolaylaştıracak olan şey, yapacağınız çok küçük ayarlamalar. Gwen’le tanıştığımda günlerce onun benimsediği felsefe etrafında döndük. Lazımlığa dair olumsuz hiçbir şey söylemek istemiyordu. Çocuğunu çıplak dolaştırmak istemiyordu. Yirmi iki aylık kızının bir gün kendi kendine tuvalete gideceğine gerçekten inanıyordu. Gwen’e, bana geldiğine göre kızının bu konuyu nihayete erdirmesi için yardıma ihtiyacı olduğunu düşündüğünü söyledim. Gerçekten de yardıma ihtiyacı vardı; ama Tİ’deki onca çabasının boşa gideceğini düşününce bana kulak vermekte zorlanıyordu. 

Aslına bakarsanız, Gwen Tİ’ye öfkeliydi. Bir çocuk bir haftadan kısa sürede tuvalet eğitimi alabiliyorsa madem, neden Tİ’yi kullanarak çocuğunun noktaları birleştirmesini sağlamak için onca zaman harcamıştı? Belki siz de benzer hisler içindesiniz. Pek çok kişinin bu hisleri paylaştığını biliyorum. Gwen’i olumlu kısımları düşünmeye teşvik ettim. Kakalı bezlerle gezegeni kirletmemek, kızıyla muhteşem bir bağ kurmak… En güzeli de kızının sinyallerini zaten biliyor olmasıydı. Bez kullanmış bazı anneler için sinyalleri keşfetmek inanılmaz zor olabilmektedir. Böyle bir çetele tutmamış oldukları için onlar en baştan başlarlar. Bez kullanan annelerden neredeyse her zaman şunu duyarım: “Çiş yapacağına dair hiçbir işaret vermedi.” Size gelince, bir Tİ’ci olarak siz tecrübelisiniz. Yani bazı avantajlarınız var. 

Bir başka tuzak da eğitimin uzadığını düşünmektir. Bu şekilde tepesi atmış bir danışanım vardı: Jill. Benim “saatime” göre Jill tuvalet eğitiminin dördüncü günündeydi; ama o altı aydır bezsiz yöntemi uygulamakta olduğu için altı ay artı dört gündür tuvalet eğitimi veriyormuş gibi hissediyordu. Bu yüzden de sinirleri bozuktu. “Aylardır bunu yapıyorum!!! Ne zaman bitecek???” diye şikâyet ediyordu. Ben de “Tuvalet eğitiminin dördüncü günündeyiz!” demeyi sürdürüyordum. Konuya şöyle bakmamız gerekiyordu: Tİ harikaydı ve bitti, sonra tuvalet eğitimi başladı ve bu başka bir süreç. Böyle düşünmeyi başardığında her şey onun için çok daha kolay hale geldi. 

 

Grev 

Bana çocuğunun bir noktadan sonra direnç göstermeye başladığını yazan pek çok anne olmuştur. Ben tuvalet eğitimine başlamak gerektiğini gösteren işaretin bu olduğunu düşünüyorum. Tuvalet eğitiminde karşılaşılan direncin neredeyse tamamı sürece fazlasıyla odaklanmaktan kaynaklanır. Çocuğun etrafında dönüp durur, teşviklerimizde abartıya kaçarız. Tİ’de karşılaşılan direncin de bundan kaynaklandığını düşünüyorum. Uzun zamandır çişi yakalamakla meşgulsünüz ve muhtemelen tek düşündüğünüz de bu. Tüm Tİ’cilerim bana çiş kayıtlarıyla gelir. Onları atın gitsin. Çiş kaydına ihtiyacınız yok. Çocuğunuzu zaten tanıyorsunuz. Biraz rahatlayıp kendi kendine tuvalete gitmesi için teşvikte bulunmaya başladığınızda çocuğunuzun da size doğru bir adım atacağına gerçekten inanıyorum. 

Share This