Yeni yılda her birinize, hayatınıza yeni girecek insanlar arasında minnet duyacağınız ve size minnet duyacak kimse olmamasını ama vefa duyacağınız ve size vefa duyacak çok sayıda insan olmasını diliyorum.
Çoğu insan minnet ve vefa duygusunun aynı şey olduğunu sanır.
MİNNET duygusu ego’nun duygusudur; tehlikelidir ve çoğu kez zarar vericidir, hem duyana hem duyulana. Minnet duygusu değer bilmez. Minnet, vefasızdır.
Minnet duymak, gelişimine, bugünkü sen olmana destek vermiş, senin üzerinde emeği olan kişilere karşı hissettiğin BORÇLULUK duygusudur. Sana emek veren kişilerden yararlandığın sürece onlara belki geçici bir “minnet sevgisi(!)” duyarsın. Yani kendini borçlu hissedersin; kişinin desteğinden yararlandığın ve almaya devam ettiğin sürece belki kendini pek rahatsız hissetmezsin ama alacağını aldıktan sonra, artık o kişinin desteğine, yardımlarına ihtiyaç duymadığına kanaat getirdiğinde ya da destek artık istediğin gibi gelmediğinde bu çıkarcı minnet sevgisi (!), ezikliğe, öfkeye hatta nefrete dönüşebilir. Minnet duygusunun altında yatan ve yüzleşmekten kaçınılan gerçek, kişinin kendisini değersiz hissetmesi ve bu desteğe gerçek anlamda kendisini layık görmemesidir.
Kişi belki düşünsel anlamda her türlü desteği hak ettiğine kendisini inandırır ama içten içe kendisini bu desteğe layık görmez. Kişi, kendisine verilen ele karşı hissettiği borçlu olma duygusunun ağırlığından kurtulmak için, yapılan iyilikleri, verilen destekleri, küçümser, önemsizleştirir, değersizleştirir, yok sayar hatta o kişiye bir boyutta zarar vermek bile isteyebilir. Böylece kendisine ve başkalarına “O kişiden hiçbir yarar görmedim ki, her şey benim eserim, ne yaptıysam kendim yaptım, başardım” mesajını vererek borç yükünden kurtulmaya çalışır.
Minnet duygusu kendisine de başkalarına da değer vermeyi bilmez. Kendisi gibi “değersiz” birisine değer verene ise hiç değer vermez. Kendisine değer veren insan, onun gözünde kıymetsizleşir. Kendisini önemsiz, değersiz hisseden insanın, kendisine emeği geçen insanlara, yakınlarına; örneğin eşine, çocuklarına, diğer aile üyelerine, kendisini asla terk etmeyeceğine emin olduğu kişilere kötü, kaba, özensiz davranması bundandır. Ama aynı insan onu çok fazla önemsemeyenlerin ilgisini, alakasını çekmek, sevilmek, kabul görmek için bu insanlara oldukça iyi, kibar, sevecen davranır. Hatta feda-kârca bile davranabilir.
Bu durumu en iyi “El iyisi, ev ayısı“ deyimi tanımlar.
Bir adam, bilgenin yanına yaklaşıp ona, “Falanca senin arkandan kötü konuşuyormuş” demiş. Bilge gülümsemiş, “İnanmam” demiş; “Ona hiçbir iyiliğim dokunmadı ki.”
Minnet duymaktan bile daha da kötü olan bir tutum vardır. O da minnet bile duymamak… kendini borçlu bile hissetmemek… hatta dünyanın kendisine borçlu olduğunu sanmak… ona yapılan iyiliklerin, verilen desteklerin çevresindeki insanların görevi ve kendisinin doğal hakkı olduğuna inanmak yani narsistik bir kişilik yapısı…
VEFA duygusu, ben’in duygusudur; sevgiyi, bilgeliği ve iyileştirici gücü arttırır. Bugünkü sen olmana destek vermiş, senin üzerinde emeği olan kişilerin değerini bilmeyi, onları takdir etmeyi ve onlara şükran duymayı kapsayan, iyileştirici, geliştirici ve bütünleştirici en derin duygudur. Vefa duyan birey, kendisine verilen değere, emeğe, desteğe, yardıma layık olduğunu bilir ve şükran duyar. Kendisine yapılan yatırımın hakkını vereceğine dair inancı tamdır.
Vefa duygusu değer bilir çünkü vefa duygusuna sahip kişi kendisini değerli hisseder ve bu değeri yansıtır. Vefa duygusu duyana da duyulana da kendisini iyi hissettirir… Değerli hissettirir… Yararlı hissettirir… Şükran dolu hissettirir… İNSAN hissettirir.
Vefa bir erdemdir.
Minnet duygusu da vefa duygusu da kişinin kendisiyle ilgilidir; ona yararı dokunan kişinin kalitesiyle ya da değeriyle ilgili değildir.
Kişiyi kendisine borçlu hissettiren insanlar da yok mudur? Elbette vardır ama hem borçlu hissedip, hissettirilip hem de “köprüyü geçene kadar” yani ihtiyacın kalmayana kadar o kişinin yardımını, desteğini, emeğini almaya devam ediyorsan… İşte bu tutum seninle ilgilidir, onunla değil.
Özetle; minnet duymak değersizlik duygusunun, vefa duymak değerlilik duygusunun dışa vurumudur.
Minnet duygusu geçicidir ve çok kısa vadelidir. Vefa duygusu uzun vadelidir ve ömür boyu hissedilir.
Vefa duygusu harika bir geçmişi tamamlayış ifadesidir.
Vefa duygusu “İNSAN olmak” bilincinin turnusol kâğıdıdır.
Çünkü vefa duyuyorsanız değer bilensiniz.
Vefa duyuluyorsanız değer verensiniz.
Hem değer bilen hem değer veren BİREY olmak, İNSAN olmaktır.
Bu yılı ve geçmişi tamamlamak ve yeniye yer açmak için hayatınızda şu ana kadar size yardımı, desteği, iyiliği dokunmuş insanlara, hayatınızdaki yerlerinin öneminin, yüreğinizdeki varlıklarının takdirini ve onayını vermeye ne dersiniz?
Eğer yaşıyorlarsa ve onlara ulaşabiliyorsanız, telefon edin, e-posta gönderin, buluşun… Onlara verdiğiniz değeri, takdiri, şükran duygunuzu ifade edin.
Eğer onlara ulaşmanız mümkün değilse ya da artık hayatta değillerse, yine de şükranla dolu enerjinizi, sevginizi, takdirinizi gönderin. Kendinizi harika hissedeceksiniz.
Yeni yıla şükranla dolu, çoğalarak ve çoğaltarak girin. Değer verdiğiniz insanlarla çevrili olduğunuz ve değerinizin bilindiği bir yıl olsun.
MUTLU YILLAR!
Nil Gün