Birçoğumuz kendimizi ifade etmek konusunda sıkıntı yaşıyoruz. İletişim engellerinin en başında da bu geliyor. Ben yapamam, nasılsa başkası yapar, ben fikrimi söylemesem de olur, umarım beni seçmezler gibi düşünceler hayatın tüm alanlarında ve dönemlerinde kim bilir nelere katlanmak zorunda bırakıyor bizi ya da nelerden mahrum kalıyoruz.
Sizlere bugün, bu frenleyici düşüncelerin aşılmasını sağlayan, özgür düşünceyi ve kendini rahat ifade etmeyi geliştiren önemli bir öğretim tekniğinden söz edeceğim. Bu müthiş tekniğin adı Yaratıcı Drama. En basit tarifiyle: Yaparak, yaşayarak öğrenme. Biliyor musunuz, okul öncesi konularından yemek tariflerine ya da mühendislik derslerine kadar aklımıza gelebilecek her konuyu drama yöntemiyle işleyerek ilgili oyun ve etkinliklerle kalıcı öğrenme sağlayabiliriz. Drama müzik, resim, dans, tiyatro, edebiyat gibi alanlardan beslenir ve böyle zamanlarda tadından yenmez. Drama kendi içinde eğitici drama, yaratıcı drama, psikodrama, sosyodrama gibi alanlara ayrılsa da en yaygın kullanılan çeşidi eğitici ve yaratıcı dramadır.
Eğlenceli bir grup etkinliği…
Drama bir grup etkinliğidir. Bir lider ve katılımcılar vardır. Drama oturumları genellikle; ısınma, oyun, etkinlik, oluşum, doğaçlama ve değerlendirme bölümlerinden oluşur. Yaratıcı dramanın aşamalarından biri olan doğaçlama çoğu kez tiyatroyla karıştırılır. Oysa doğaçlamada bazen tiyatro tekniklerinden yararlanılsa da doğaçlama tiyatrodan tamamen farklıdır. Bir gösteri sanatı olan tiyatro ile doğaçlama arasında çok bariz iki fark vardır. Doğaçlamada ezber metin ve seyirci yoktur. Katılımcılar tamamen kendi yaşantı ve birikimleri ile olayları içlerinden geldiği gibi canlandırırlar. Kimse izlemediği için oldukça rahattırlar. Kendilerini izleyen tüm katılımcılar da sahneye çıkmış ya da çıkacaktır. Bu rahat ortam yaratıcılık için çok uygundur. Bazı okullar velilere yönelik drama gösterileri düzenlese de aslında bu durum dramanın yapısıyla hiç örtüşmez.
“Çocukların oyunu, onların en ciddi uğraşıdır” der Montaigne. Oyun, çocukların zihinsel, sosyal ve psikolojik gelişimini destekleyen doğal bir ihtiyaçtır. Aynı zamanda oyun, dramanın da iskeletini oluşturur. Bireylerin yeteneklerini, hayal güçlerini, yaratıcılıklarını geliştirdiğinden drama oturumlarının hemen hepsinde konuyla alakalı ya da geleneksel olmasına rağmen konuya uyarlanmış oyunlar yer alır. Duygularla başa çıkabilme, hedefe yönelik uygun ve uyumlu hareket edebilme, iş birliği yapma gibi kazanımlarıyla oyun, insanlık tarihi boyunca araştırmalara konu olmuştur.
3-4 yaşından itibaren her yaş grubu için drama etkinlikleri yapılabilir. Kurumsal eğitimlerde ve üniversitelerde de yaygındır. Kısacası öğrenmenin olduğu her platformda en çok tercih edilen ve en eğlendiren öğretim yöntemi olarak oldukça popülerdir.
Yaratıcı drama kazandırır
Yaratıcılık veya hayalgücünü harekete geçirmek istiyorsanız drama müthiş bir araçtır. Yaratıcılığın önü bir kez açıldı mı beraberinde özgüven ve cesaret gelir. Katılımcılarda beklenen değişiklikler kısa zamanda yaşanır. Drama oturumlarındaki oyunlar sayesinde katılımcılar kazanma ya da kaybetme durumlarındaki tepkilerini de daha kolay kontrol edebilmektedir. Empati yetenekleri artar. Alışılmış sıkıcı yöntemlerin yanında yaratıcı drama, birçok yönüyle parlayıp öne çıkar. Kazanımları akademik derslerden bile önemli olabilir.
Okullarda yaratıcı drama
Bugün çoğu okulda okul öncesi ve ilkokul kademesinde zorunlu ya da seçmeli olarak yaratıcı drama dersleri bulunur. Orta okul ve liselerde de drama dersi veren okullar az da olsa mevcuttur. Dersler kırk dakikayla ve sınıf ortamıyla kısıtlı olsa da çocuklar derslerde inanılmaz eğlenirler. Eğlenerek öğrenmek, öğrendiği şeyi “ders” olarak görmemek, içinde bulunduğumuz eğitim sisteminde nadir bulunan bir kazanımdır. Kendini oyunlarda ya da sahnede pek iyi hissetmeyen çocuklar sonraki oturumlarda ortamın dinamiğiyle bunu aşarlar. Çocuklar en çok doğaçlama kısmını severler, bir amaç uğruna işbirliği yaparlar ve doğaları gereği bazen eğlencenin dozunu fazla kaçırırlar!
Ailece yapabileceğimiz birkaç drama çalışması
Ailece ya da arkadaşlar arasındaher an her yerde drama aşamalarını uygulamak mümkündür. Ben yaz ya da kış tatiline girmeden önce çocuklara hep tatilde birkaç kişi bir araya geldiğinizde mutlaka dersleri hatırlayıp benzer şeyler yapın derim. Örnek olarak, ilgisiz kelimeler ya da nesneler verip öykü ya da doğaçlamalar istenebilir. Bazı roller belirleyip bununla ilgili canlandırmalar yaptırılabilir, bir konu belirleyip bununla ilgili poster, afiş, kitap kapağı gibi oluşumlar istenebilir. En son bizim evde yaptığımız etkinlik; üç buçuk yaşındaki kızımın rutin tahliller yaptırması gerektiği için evde sık sık kan alma ve kan verme durumunu canlandırmaktı. Üç günlük bu keyifli sürecin ardından kızım hastanede aynı evdeki gibi davranıp kolunu uzattı. Kendisinden kan alınmasını sessizce izledi ve ardından pamuğu koluna bastırıp teşekkür ederek odadan çıktı. Bu inanılmazdı. Krizleri yönetmeyi de kolaylaştıran bir sihirdir drama.
Dilek Ünal Biçer – Yaratıcı drama eğitmeni
dilekunl@hotmail.com