Bu iki engel; Parlak Obje Sendromu ile Battı Balık Yan Gider Sendromudur.

Parlak Obje Sendromu

Bir şeye başlamışken yarım bırakıp, daha ilginç olan yeni bir şeye mi başlıyorsun?

Sürekli yeni projeler üretip, her seferinde heyecanlanıyor, sonra bu heyecan geçiyor ve yerini yeni bir projeye mi bırakıyor? Projeden projeye koşuyor, sıra uygulamaya, hayata geçirmeye gelince heyecanını yitiriyor musun?

Kazanmaya çalıştığımız alışkanlıklarımızı sürdüremememizin bir nedeni de çoğu insanın “Parlak Obje Sendromu”ndan mustarip olmasıdır.

Bir şeye ilgi duyuyor, belki iki hafta kadar uyguluyorsun. Ama sonra motivasyonunu yitiriyor ve daha yeni ve daha ilginç gelen bir şeye mi yöneliyorsun?

O zaman sen de ‘Parlak Obje Sendromu’ hastalığından (!) mustaripsin. Uzmanlar her davranışın, her duygu durumunun, arkasına bir “sendrom” ya da “bozukluğu” sözcüğünü yapıştırmaya meraklılar. Böylece her durum bir hastalığa dönüşüyor ve tıbbileşiyor.

Oysa ‘Parlak Obje Sendromu’ denilen şey, amaçlarını ertelemenin bir çeşidi. Sabırsızlığın, her şeyin kolayca olmasını istemenin bir başka dışa vurum hali.

Bu davranış, bir çocuğun ya da bir evcil hayvanın parlak, ışıltılı, renkli bir objeyi uzaktan fark edip ona yönelmesi ama objeye ulaştığında ilgisini kaybetmesine benzediği için Parlak Obje Sendromu olarak adlandırılıyor. Parlaklık azaldıkça, objeye ilgi de azalıyor.

Bu nedenle her sene birkaç yeni diyet ortaya çıkıyor, yeni egzersizler moda oluyor, her biri daha büyük iddialarla müşteri topluyor. Yeni şey daima daha etkili, daha kolay, daha ilginç, daha iyi bir yol olarak görülüyor. Bu kez her şeyin farklı olacağına inanan takipçiler, vaat edilen sonuç ya da istedikleri çözüm kısa zamanda gerçekleşmeyince bir başka yeni çözüme, yeni metoda, yeni modaya yöneliyor. Hiçbirinde yeterince sebat etmedikleri için de istenen sonuç daha da erteleniyor.

Bu nedenle minik alışkanlıklar kazanmaya, ‘Parlak Obje Sendromu’nun şifası olarak da bakabilirsin.

Battı Balık Yan Gider Sendromu

Günlük rutinimizden şaştığımızda, ara verdiğimizde ya da beslenme düzenimizi bozduğumuzda ne oluyor?

Günlük yürüyüşümüze bir gün ara verdiğimizde pek bir şey olmuyor. Ama iki gün ara verdiğimizde bir şeyler olmaya başlıyor. Üç gün ara verdiğimizde çoğu kez yeniden rutine dönmemiz aylar alabiliyor.

Sigarayı bıraktıktan uzun zaman sonra keyifli bir anında tek bir sigara içtiğinde bir şey olmuyor. ‹ki sigara içtiğinde bir şeyler oluyor. Üç adet içtiğinde çoğu kez sigarayı yeniden bırakana kadar aylar, hatta yıllar geçebiliyor.

Diyet yapan grubun yarısına büyük dilim pizza, diğer yarısına küçük dilim pizza ikram ediliyor. Daha sonra ortaya fırından yeni çıkmış kurabiyeler geliyor. Büyük pizza dilimi yiyenlerin neredeyse hepsi birkaç kurabiyeyi mideye indirirken, küçük dilim pizza yiyenler ya kurabiyelere dokunmuyor ya da bir adet yiyerek duruyor. ‹lk grubun davranışına “battı balık yan gider” sendromu deniliyor. Nasılsa büyük dilim pizza yiyerek diyetlerini bozdular. Öyleyse sonuna kadar gidebilirsin durumu. Bu “Ya hep ya hiç” düşünce yapısının ardında ne var? Suçluluk duygusu ile kendini affedememek, kendini “kötü” şey yaptığın için cezalandırma arzusu. Yani “kötü” bir şey yaptığın için kendini daha fazla “kötü” şey yaparak cezalandırıyorsun.

Bu nedenle diyeti bozanların çoğu diyetlerine ertesi gün dönemiyor. Tekrar yeni bir diyete kadar battı balık yan gidiyor.

Tek kalıcı diyet, sağlıklı beslenme alışkanlığını kazanmaktır.

Sağlıklı beslenme rutinini bir nedenle bozduğunda, “Nasıl olsa bozdum hafta sonu da istediğimi yerim. Pazartesi yeniden başlarım” demek seni rahatlatabilir. Ama genellikle yeniden başlayana kadar çok pazartesi geçer.

Egzersize birkaç gün ara verdiğinde, “Birkaç gün daha tembelliğin tadını çıkarırım. Haftaya yeniden başlarım” demek sana kolay gelebilir. Ama yeniden başlamak epey zaman alabilir.

Eğer bir gün bir nedenle duş almayı atlasan ya da atlamak zorunda kalmış olsan, yeniden duş almak için pazartesiyi, gelecek haftayı bekler misin? (Umarım beklemezsin!) ‹lk duş alma imkânını bulduğunda duşunu alırsın değil mi? Peki, sağlıklı alışkanlıklar edinme rutininin duş almaktan farkı ne?

Momentum motivasyonu arttırır. Rutini atlamak momentumu azaltır, dolayısıyla motivasyon da azalır. Bu nedenle bir nedenle atladığında, hemen rutine geri dön!

Başarı bir süreçtir. Kalıcı başarı, emek ve günlük uygulamayla gelir. Amacına uygun, her gün yaptığın önemli günlük aktivitelerin neler?

Ne yaptığın önemli.

Bugün ne yaptığın önemli.

Her gün ne yaptığın önemli.

Her gün düzenli yapılan aktiviteler bileşik etki yaratır.

Peki, bileşik etki nedir?

Nil Gün

”Minik Adımlar Büyük Kazanımlar”

 

 

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/yeni-bir-aliskanligi-kazanmanin-onundeki-iki-engel/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/yeni-bir-aliskanligi-kazanmanin-onundeki-iki-engel/" data-text="Yeni Bir Alışkanlığı Kazanmanın Önündeki İki Engel" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/yeni-bir-aliskanligi-kazanmanin-onundeki-iki-engel/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><img decoding="async" class="alignleft wp-image-3760 size-thumbnail" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2018/02/JW0rM3p-150x150.jpeg" alt="" width="150" height="150" />1952 yılında doğdu. Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Basın Yayın Yüksek Okulu’nda okudu.<br /> 1972 yılında gittiği Amerika’nın Kaliforniya eyaletinde on dört yıl sürekli, on iki yıl da aralıklarla yaşadı. Kaliforniya’da alternatif sağlık, alternatif eğitim, insan potansiyeli ve hümanistik psikoloji alanlarında eğitim gördü.<br /> Zihin Bilimi, Hipnoterapi, Reiki, Rebirthing, NLP ve kinesiyoloji eğitimleri aldı. California Jaycee’s organizasyonunda uzun yıllar bireysel gelişim alanında hizmet verdi. Sorunlu çocukların gittiği okullarda gönüllü çalıştı.<br /> International Council for Self-Esteem Türkiye temsilcisidir.<br /> Türkiye’de ilk kez 1993 yılında hipnoterapi yöntemiyle ağrısız ve ilaçsız, suda doğum yaptırdı.<br /> Basın dünyasında birçok dergide ve Güneş gazetesinde araştırmacı gazeteci ve köşe yazarı olarak çalıştı. Dört yıl Bilar ve Bilsak’ta haftalık konferanslar verdi. Değişik radyolarda (Enerji FM, Show Radyo, Best FM ve Radyo TRT1) Kuraldışı ve Ötesi adlı psikoloji ve bireysel gelişim eksenli programlar hazırlayıp sundu. TGRT’de hafta içi her gün, Nil Gün ile Yeni Bir Gün adıyla bir sohbet programı yaptı. Radikal gazetesinde psikoloji ağırlıklı dizi yazıları yayımlandı.<br /> Cine-5 kanalında Çekim Yasası programını hazırlayıp sundu. (2007)<br /> Amerika’da 1981, Türkiye’de 1989 yılından beri, bireysel ve kurumsal workshop çalışmaları yapıyor.<br /> Bireysel gelişim kavramının Türkiye’ye girmesinde ve birçok yayınevine yaptığı danışmanlıkla bu alandaki yayınların tanınmasında öncü oldu. Ayrıca uzun yıllardır ideali olan, okullara Özsaygı (Self-Esteem) derslerinin girmesi için ilk adımı attı ve özel bir okulda Özsaygı dersleri vermeye başladı.<br /> Çok sayıda kitabı, çevirisi; hipnomeditasyon, zihin programlaması, motivasyon ve çocuk eğitimi CD’si vardır. Ayrıca Bütünsel Kinesiyoloji alanında yaptığı çalışmaları içeren, Bedenin Bilgeliği adında kapsamlı bir DVD çıkarttı.<br /> Öncelikli hedefi, Bütünsel Kinesiyoloji (PiKi) eğitmenleri ve danışmanlar yetiştirerek eğitim, sağlık ve iş hayatı alanlarında topluma yararlı olmaktır.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This