Negatif düşünceler, pozitif yaratımlar, olumlamalar, iptal etmelerin ötesinde bir konu var: Negatif zihin. Bizim sandığımızın aksine hiç de negatif değil. Tek derdi kişiyi korumak; tabii ki önce kendi yargılarından. Hele kişi dışarıdan gelen gözlemlere, yorumlara, eleştirilere açık bir insansa. Bu kişinin ilk fırsatta ayakları yere basan, aldığı kararları kendinden emin bir şekilde alıp, yaşayan bir insana dönüşmeyi dilemekten başka çaresi yok gibi.

En iyisi tam olarak anlatmak istediğimi örneklere boğayım da işim kolaylaşsın. Yapısı gereği duygulardan çok etkilenen, kararlarında net olamayan ve herkesin fikirlerine fazla önem veren birini düşünelim. Oğlumuz yepyeni bir işe girişecek ve tabii arkasında ona destek olacak (karar almasını kolaylaştırıcı yargılar sunacak) güvendiği insanlar istiyor. Yaratım için buna ihtiyacı olmadığını hikâyenin sonunda anlamasını umuyoruz. Girişeceği işe başlamadan analizler, olasılıklar, destekler, köstekler hepsi bir havuzda toplanıyor ki gece uyumadan önce elekten geçirilsin, o geceki rüyanın teması belirlensin. Bu fikirler yığını tabii ki en yakın sevdiklerin ve bilirkişilerin fikirlerinden besleniyor. Sabah uyandığında rüyalar görülmüş, gözünü ilk açtığındaki duygusu tartılmış, tadına bakılmış. O da ne? Kolu bile kalkmıyor, kahvaltıya iştahı yok, diğer bir deyişle çakralarını dış etkilerden koruyamamış.

Tabbi ki kimse bunun suçlusu sayılamaz; herkes kendi rolünün hakkını verdi; hiç bilinmeyen yolu için bizim çocuğu uyardılar, eleştirdiler, olasılıkları hatırlattılar, tabii biraz da korkuttular. Zaten aldığı kararlara pek güvenmeyip gelecekteki yapacağı işe de korkularını yığınca mutlaka destek almalıyım noktasına getirdi kendisini. Tanımsız duygu kanalları olayı değerlendirip kendisine gayet güzel bir sonuç çıkardı: “Bu işe atılırsam büyük ihtimalle başaramam. Daha önce hiç denemedim. Zaten beni aşar. Düzenimi neden bozayım? Şimdi ne gerek var? Dövizin hali de belli olmaz zaten…” diye o gün arayacağı kişileri aramamaktan tutun da halledeceği birçok işi halletmemeye varan, dersi ve yeni yolları bol bir gün geçirmiş oldu. Aslında çevresi onu olası bilinmezliklerden korumaya odaklanmıştı sadece; ama şişede durduğu gibi durmadı ki o yönlendirmeler, dağıldı gitti damarlarında bizim çocuğun korkuya dönüşerek. Çocuğun işi olmadı bu arada. Belki neler keşfedecek, ne büyük dalgalarda boğulma riskleri atlatacak, sonunda gemiyi suda yüzdürmeyi öğrenecekti. Şu negatif zihin yok mu hep bizi sevdiğinden yapıyor ne yapıyorsa…

Her şeyin sadece çiçekli kelebekli tarafını gören, olumsuzlukları fark edemeyen bir zihnimiz olsaydı bazı gülümsemelerin ardındaki yalanı, bazı renkli yolların sonundaki uçurumu, belki de sadece baş ağrısı gibi bir göstergesi olan büyük bir hastalığı fark edemeyebilirdik. Her zaman işin pozitifini gör negatifi umursama, sakın öfkelenme, bastır öfkeni, hep kaçayım koru beni pozitif zihnim gibi yaklaşımlar maalesef kişisel gelişimin yakınlarından geçmiyor. Evrende negatif olmadan pozitifin ne demek olduğunu anlamamız mümkün değil, belki de insanın kendi potansiyellerini fark etmesinin en güzel yöntemi bu; korkuların içinden geçebilmek, yin yang, gece-gündüz, aydınlık-karanlık gibi.

Negatif zihnin bütün olayı, bizi olası tehlikelere karşı korumak. Bir çeşit tehlike alarmı diyebiliriz ona. Mottosu “hayır!” Kilometrelerce öteden kokusunu alabilir bir tehlikenin; tabi aranızdaki iletişim güçlüyse yani duygularınız dengedeyse, birinci ve üçüncü çakranız (onay alma ihtiyacı ve kararlarla da ilgilidir) tıkır tıkır işliyorsa. Bir köpek gibi sizin sadık koruyucunuzdur negatif zihin; dünyadaki yegane görevi sizi sadece korumaktır; sizi nasıl sevdiğini bir bilseniz. Hatta bazen işi koruyucu ebeveynliğe ya da komplo teorisyenliğine döküp hassas dengelerinizle bile oynayabilir. Sizi bu hayattan alıp çok uzaklara, daha güvenli (!) bir yerlere götürmeye çalışabilir. Tabi bu bahsettiğim o kadar kolay olmaz; fark edersiniz mutlaka ayağınızın altından kayan zemini. Sadece biraz dikkat ve iç sesi dinlemek yeterlidir negatif zihni faydamıza kullanabilmek için. Örnekteki gibi bir işe başlamak için ille de dış yönlendirmelere bağımlıysanız, onay almadan iş halledemez durumdaysanız biraz eğleneceksiniz demektir. Bu durumda negatif zihin sizi korumak için daha da çırpınır ve tabii ki korumacı ebeveynlerin çocuklarına neler olduğunu tahmin edersiniz. Kendimi eksik hissediyorum, ben bu hayatta kime güvenmeliyim sorusunun cevabı gerçek hayatta maalesef yok. Bu zihnin en büyük görevi bize bunu hatırlatmaktır. Doğumdan ölüme kadar aslında yalnızız ve en güvenmemiz gereken kişi sadece kendimiziz. Çoğu zaman bunu unutup güven duygumuzu insanlara eşyalara ya da bulunduğumuz mevkiye yüklesek de içimizdeki çocuk son nefese kadar bunu unutmadan yaşamaya ve negatif zihin vasıtasıyla bize hatırlatmaya devam edecektir. Bize öğretilenin aksine negatif diye olumsuz anlam yüklediğimiz kavram tamamen hizmetten ibaret. Ne güzel anlatmış değindiğimiz konuyu Stefano D’Anna: “Kötülük daima iyiliğin hizmetindedir. Kötü diye bir şey yoktur! Görünürde olumsuz olan her türlü aksilik veya yatay düzlemdeki insanın haksızlık dediği, aslında gerçekte, bir lütuftur… En haksız olaylar hareketler ve koşullar, varlığımızı daha yüksek bütünlüğe, birlik ve özgürlük seviyelerine yükseltmek için ortaya çıkarlar.”

<div class="social4i" style="height:82px;"> <div class="social4in" style="height:82px;float: left;"> <div class="socialicons s4twitter" style="float:left;margin-right: 10px;padding-bottom:7px"><a href="https://twitter.com/share" data-url="https://dergi.kuraldisi.com/kadim-birliktelik-pozitif-negatif/" data-counturl="https://dergi.kuraldisi.com/kadim-birliktelik-pozitif-negatif/" data-text="Kadim Birliktelik: Pozitif-Negatif" class="twitter-share-button" data-count="vertical" data-via=""></a></div> <div class="socialicons s4fblike" style="float:left;margin-right: 10px;"> <div class="fb-like" data-href="https://dergi.kuraldisi.com/kadim-birliktelik-pozitif-negatif/" data-send="true" data-layout="box_count" data-width="55" data-height="62" data-show-faces="false"></div> </div> </div> <div style="clear:both"></div> </div> <p><a href="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/SB.jpg"><img fetchpriority="high" decoding="async" class=" wp-image-11572 alignright" src="https://dergi.kuraldisi.com/wp-content/uploads/sites/4/2016/05/SB-320x480.jpg" alt="SB" width="264" height="396" /></a><br /> Yaptığı iş her ne olursa olsun eğlenerek yapsın derdinde, bu yüzden yoga ve reiki eğitmenliği yapıyor. Mandala meraklısı ve melek rehberi; her fırsatta yazıyor, çiziyor. Aslen endüstri ürünleri tasarımı eğitimi almış olsa da şimdilerde akademik eğitimini mandala çizmek için yan dal olarak kullanıyor hayatında. Bütün bu etiketlerin ve varılmaya çalışılan bir yer olduğu düşüncesinin altında peşinden koştuğumuz tekniklerin insanı eninde sonunda kendisine ulaştırdığının farkında.</p> <p>Ne zamandır eve koştura koştura gitme sebebi olan Kundalini Yoga&#8217;yı daha derin öğrenmek ve öğretmek için Fransa Amrit Nam Sarovar Yoga Okulu’nda eğitimine devam ediyor. Üç yıldır evrensel Kabbalah Bilgeliği dersleri alıyor.</p> <p>Keşfettikçe daha da büyüyen dünyasında ışığı paylaşmak için her bahaneyi değerlendiriyor. Şu sıralar duyma ve konuşma engeli olan insanlarla iletişime geçmek için işaret dili dersleri alıyor. Her dünya keşfedilmeye değer düşüncesiyle çıktığı yolda en büyük hedeflerinden biri kendini engelli zannettirilen insanlar: Engelsiz dünyalarını yaratırken onların yanında olmak.</p> <span class="et_social_bottom_trigger"></span>
Share This