zaman-cizgisi-i

Zaman çizgisinin tam ortasında durduğunuzu hayal edin. Tam olarak  kocaman şimdi yazısının üzerinde duruyor bedeniniz. Sağ tarafınızda geleceğiniz, sol tarafınızda da geçmişiniz duruyor. Siz geçmiş ve gelecek arasında “şimdi” diye tanımladığınız yerdesiniz. Gözlerinizi kapatın. Derin bir nefes alın. Omuzlarınıza dokunun. Sizi yoran, mutsuz eden, bedeninizi, ruhunuzu hasta eden, her geçen gün daha da ağırlaşan yükünüzü yere bırakın şimdi. Derin bir nefes alın tekrar. Kırgınlıklar, yaşanmamışlıklar, öfkeler, söylenememişler, gözyaşları, ayrılıklar, kayıplar, başarısızlıklar, yarım kalmış işler, neler neler biriktirdiniz görünmez sandığınızda?

Zaman çizgisinin “şimdi” noktasında bunları düşünürken bedeninizde neler oluyor, duygularınız neler, ne yaşıyorsunuz?

Tekrar kapatın gözlerinizi. Derin bir nefes alın ve geleceğinize doğru yürüyün; elinizde sımsıkı tuttuğunuz umutlarınız, hep yarına ertelediğiniz düşleriniz, sorumluluklarınız, yapılması gerekenler listesi, korkularınız, kaygılarınız, bilinmezliğin yüreğinizdeki ağırlığı ve bir gün mutlu olacağınıza dair inancınızla birlikte.

zaman-cizgisi-ii

Zaman çizgisinin “şimdi” noktasında geleceği düşünürken bedeninizde neler oluyor? Duygularınız neler? Kokular, ağzınızdaki tat, hayal edin bakalım.

İşte yaşamımızı geçmiş ve gelecek arasında sıkışıp kaldığımız adına “şimdi” dediğimiz sonsuz bir zamanda bu şekilde sürdürüyoruz.

Zamanın şimdi çizgisinde duruyor olsak bile hep geçmişte ya da gelecekte bir yerlerdeyiz. Sahip olduğumuz en değerli zamanı bu şekilde tüketiyoruz. Bunun farkına bile varamıyoruz.

Geçmişi olduğu gibi kabullenmek ve sırtımızdaki o görünmez yüklerden kurtulabilmek için kendimizi olduğumuz gibi kabul etmeyi ve sevmeyi öğrenmeliyiz.

Geleceği kontrol etmeye çalışmak boş ve yorucu bir çabadır. Hayat biz planlar yaparken başımıza gelenlerse, endişelerimiz ve korkularımız bizim istediğimiz hayatı yaşamamıza yardımcı olmaz. Sadece bizi mutsuz eder.

Derin bir nefes alın ve gözlerinizi şimdiki zamana açın. Çevrenizdeki her şeye ilk kez görüyor gibi bakın. Koklayın, tadın, dinleyin, dokunun. Beş duyunuzla, bedeninizle, ruhunuzla şimdi ve burada olmanın gücünü keşfedin.

Zamanın sonsuz şimdisinin tadını çıkarın!

 

Şükran Akgün

Share This