İlk çağlardan beri Türk kadını, erkeğinden hiçbir dönem ayrı düşünülmemiş, her zaman erkeğin tamamlayıcı unsuru ve dengi olmuştur. Gök Tanrı inancında kadının yeri yerin yedi kat yukarısı yani tengrinin yanıdır. Han ile Hatun (Katun) yer ile göğün evlatlarıdır ve birbirlerinden ayrılamazlar. Bu yüzden kadın, Türkler için kutsaldır. Bu kutsallığı Türk mitolojisinin kadın kahramanlarından anlamak da güç olmasa gerek.
Türk destanları ve tarihimiz de incelendiğinde, Türklerde kadının çok önemli bir yere sahip olduğu görülüyor. Türklerin çok eski zamanlarda anaerkil bir dönem yaşadıkları hakkında tarihçilerin fikir birliği vardır. Örneğin Oğuz hanın ilk karısı ışıktan, ikinci karısı ağaçtan doğmuş kutsal varlıklardır. Orhun abidelerinde ise çocukların ve hayvanların hamisi olan Umay ana gibi önemli ilaheler bulunur. Ay (Ata) gökyüzünün altıncı katında iken, Gün (Ana) yedinci katındadır. Bu da kadına daha çok değer verildiğinin göstergesidir. Devlet baba, vatan ana inancı ile kadınlar devlet yönetiminde hakanın yanında kurulan tahta oturmuşlar. Devletin sorumluluğu Hakan kadar Hatuna da aittir. Bu nedenle “Hakan emrediyor ki” şeklinde başlayan ifadeler geçersiz sayılır. “Hakan ve Hatun emrediyor ki” şeklinde yazılan ifadeler kabul edilir.
Anlatılarda toplayıcılık yapan kadının, doğurgan olmasıyla kutsallaştırıldığı görülür. Bu sebeple ağaçtan türemeler, balçıktan yaratılmalar, toplayıcılık ve tarım döneminin mitolojisini oluşturur. Ayrıca Ak Ene, Ana Maygıl, Umay, Ayııhıt (Ayııhıt Hotun) ve İeyehsit, Uluu Suorun Toyon, Altay ve Yakut mitolojisinde doğumla, annelikle ilgili kutsal ruhlardır.
Orhun yazıtlarında ülkeye hizmetten sonra, anneye hizmet etmenin öneminden bahsedilir. Türklerde ana hakkı, Tanrı hakkı gibi görülür ve çocuklar en sinirli oldukları zamanlarda bile annelerine karşı gelmemek için çaba harcar.
Hem geleneksel kültürümüz, hem de dinimiz anneliği önemser ve yüceltir. Bunun sonucu olarak annelik bizim kültürümüzde saygı gören bir yere sahiptir, kutsaldır. “Ağlarsa anam ağlar gerisi yalan ağlar; ana gibi yar olmaz; annelik hakkı” gibi deyimler ve atasözleri kültürümüzde anneye verilen önemi gösterir.
Annelik kutsal olmasına rağmen günümüzde anneler çok da mutlu değil. Koçluk için bana gelen kadınların çoğu eşleri veya çocukları tarafından anlaşılamamaktan şikâyetçi. Annelerin en çok ihtiyacı olan duygu “anlaşılma” duygusu. Kadınlar bu duyguyu önce eşlerinden görmek isterler. Mutsuz bir kadın, mutlu çocuklar yetiştiremez. Çocuğunun iyi yetişmesini isteyen adam, önce çocuğunun annesini mutlu etmeli ki çocukları da mutlu olsun.
Sana ruh üflendiğinde sen bir kadının karnındasın, ağladığında bir kadının kucağındasın, aşık olduğunda bir kadının kalbindesin. Ona güzel davran.
Aid el-Karni
Bir erkeği eğitirseniz, bir adamı eğitirsiniz. Bir kadını eğitirseniz, bir kuşağı eğitirsiniz.
Brigham Young
Türk milleti öyle analara sahiptir ki, her devrin büyük adamlarını bu analar yetiştirmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk
Banu Uzkut Onuk