Kuraldışı, buranın adını ilk 2007 yılında 10 yaşımdayken duymuştum. Teyzem hayatında problemler yaşadığı için gelmiş. Sürekli kitapları, eğitimleri anlatıyordu. Bilmiyordum tabii, acıyordum. O da, oraya giden herkes de deli gibi bir şeydi gözümde. Çocuktum tabii, anlamıyordum. Tek düşünebildiğim ”Allah oraya düşürmesin” cümlesiydi.
Sonra ergenliğimin en doruk noktalarında, lisenin ilk zamanları ailemle problemler, çatışmalar başladı tabii. Asi, saygısız, duyarsız, mutsuz çocuk. Ne yapsak bunu derken ilk o zaman “Kuraldışı’na yollanabilir, orda düzeltirler” gibi şeyler duydum. Sonrasında teyzemden 18. yaş hediyesi olarak bir NLP eğitimine yollayalım teklifi çıktı. Tabii inadım ya sırf onlar istiyor diye gitmeyeceğim. Ama bir yandan da içim bomboş, arayış içindeyim, kendimi geliştirmek istiyorum. Sonra tuttum 1 sene yurtdışında yaşamaya gittim. Yok, yine olmadı, olmuyor. Neyse, ben yine de gitmeyeceğim Kuraldışı’na.
İlk gün gittim yine asabiyim ya nasıl geçti diyorlar. Kötü, iğrenç, gönderdiniz beni buraya, boş yere dershaneyi de kaçırdım falan diyorum. Hâlbuki içten içten hoşuma gidiyor, nasıl mutluyum, çekti resmen. Aradığım soruların cevaplarının, aynı frekansta olduğum beni gerçekten anlayacak insanların burada olduğunu biliyordum. Kuraldışı benim için bir anda kendimi güvende ve rahat hissettiğim, olduğum gibi olduğum tek yer olmuştu. Sınav senemin bitmesini bekledim, her işimi hallettim kafam rahat bir şekilde koştur koştur geldim.
Evet, o ilk günkü kızla kesinlikle aynı değilim. Bu bitmeyecek gelişim sürecinin hâlâ başındayım belki, ama şuna yüzde yüz eminim ki kendisine, ailesine, çevresine, bütüne çok daha yararlı, çok daha bilinçli bir Naz var.
Ben burada sevginin ne olduğunu öğrendim. Gülmeyi, ağlamayı, şefkati, öfkeyi, affetmeyi samimiyeti her şeyin gerçeğini, içinde bulunduğumuz sanal dünyaya oranla gerçek bir şeyler öğrendim. Şu kapıdan girdiğimiz an kim olduğumuzun önemi yoktu. Öyle bir yer ki burası bazen en üzüldüğün, bazen en eğlendiğin yer haline gelebiliyor. Varmak istediğinde kendiliğinden daha da içine çekiyor, kaçamıyorsun. Hep farkındasın ve hep büyüyorsun.
Kim olmak istediğimi gördüm. Kendimden sonra bedenimin dilini çözdüm. Bir insanın, başka bir insana verebileceği bundan daha büyük bir hediye var mı? Tabii bu süreçte beni ite kaka yollayan ailem hala Yaşam Okulunu bitiriyor olmamın şokundalar. O tembel, mutsuz, isteksiz Naz’ın hâlâ buraya aylarca nasıl geldiğini anlayabilmiş değiller. Dediğim gibi burası farklı bir yer. Kuraldışı anlatılmaz anca yaşanır.
Öncelikle Nil ve Saim olmak üzere asistanlar ve katılımcı arkadaşlarımın hepsine teşekkür ederim. Bana beni kazandırdınız. Son olarak hayatımda tanışıp tanışamayacağım bu özel ve güzel insanlara tekrar teşekkür etmek istiyorum. Nil ve Saim iyi ki varsınız.
Naz Kılıç