Değişim zamanı gelir çatar. İşleyen çark artık aynı kalmayacaktır besbelli. Sadece çark mıdır değişime uğrayacak olan? Güvenli alanları mesken tutan çark sakinleri için de tehdit kapıdadır. Derin bir uykudan uyanmışçasına kafalarını kaldıran bu insanları seçmek hiç de zor değildir. Kasları güçsüz, gözleri yorgun, bedenleri öne doğru eğilmiş, yüzleri solgun ve donuk.
Epey zamandan sonra kendilerinden farklı gözüken yeni bir soluk girmiştir içeri. Farklı baktığı bellidir. Yaşı mı daha gençtir? Pek de değildir aslında. Kılık kıyafeti mi, duruşu mu? Nedir bu tanımlanamayan farklılık? Anlamlandıramazlar. Peki ya şimdi ne olacak? Kılıçlar havada çarpışacak, bilinene sahip çıkılıp savaş mı başlatılacak, yoksa geleni sineye çekip adım atmaya razı mı olunacak? Korku, fısıltıyla dillenir ve söylentiler tüm çevreyi sarar.
“Yeni biri ve yeni bir sistem, kesin birkaç kelle gider bu işin sonunda. Demedi demeyin.”
“Sanırım yeni bir teknoloji getireceklermiş, süreçlerde değişiklik olacak besbelli, bu bize yeni sorumluluklar verilecek demek, nerden çıktı şimdi bu ya!”
“Şimdi performans falan ölçmeye kalkarlar, aman ya güzel güzel gidiyorduk, emekliliğime de şurada ne kalmıştı zaten.”
Çarkın içinde yeni durumdan hoşnut olanlar yok mudur? Elbette vardır. Sayıları bir elin parmağını geçmeyen azınlık, sessizlikleri ile göze çarpar. İçlerinden birkaçı sevincini paylaşmaya kalkmıştır kalkmasına da muhalif sözlerle oracıkta cevabını alıvermiştir. Diğerlerine ihanet etme, karşı çıkma, taraf olma suçlarından hüküm giymektense sessiz sessiz sevinmeyi seçerler. Susup beklemek en iyi seçenektir onlar için.
Peki ya bilmediği bu dünyaya ayak basmış savaşçıya ne demeli? Onun kafası hepten karışır. İnancına öyle sadıktır ki anlam veremez çevresinde olup bitene. Uyuyanları mı ararsınız, bıyık altından kıs kıs gülenleri mi? Yıllarca öfkesini biriktirip dışa vuracağı anı beklermişçesine karşı çıkanları mı, umudunu kesmiş pervasızları mı? O yine de anlatır, duymaz çok kez sarf edilen “ama”ları…
“Bu dediklerin iyi güzel de uygulanır mı sanıyorsun?”
“Sen daha çok gençsin tabii, biz de böyleydik önceleri, pek bir hevesliydik.”
“Peki öyle kurgulayacağız dedin de, ya … olursa, bence gerek yok, biz hep böyle hallediyoruz.”
“Eski köye yeni âdet de neyin nesiymiş!”
Savaşçı, olacaklara hazırlıklı mıdır bilinmez ama varlığı değişimin habercisidir. Alışılmışın sona ereceğinin işareti. Konfor alanından çıkma zamanı gelmiştir. Bu herkes için yeni bir sayfa demektir. Bu yol zorlu bir yoldur; çabayı, uyumu, hareketi gerektirir.