Prof. Mikhail Tombak
Yiyecekler dünyasında yalnızca altı çeşit tat vardır. Bu tatları nasıl bir araya getirdiğimiz, yiyeceklerimizin bize enerji ve sağlık mı, yoksa aşırı yağlanma ve hastalık mı getireceğini belirler.
Yemek yerken, farklı lezzetlerin bedenimizi farklı şekillerde etkilediklerini düşünmeyiz. Yiyeceklerin lezzeti bu yiyeceklerin içinde bulunan enerjinin kalitesi hakkında bilgi verir. Tat alma organı olarak görev yapan dilimiz bu tür enerjileri tespit eder. Altı çeşit lezzet vardır: Tatlı, ekşi, tuzlu, acı, kekre ve keskin.
Tatlı
Bütün vücuda güç verir; kilo almayı tetikler; aşırı tüketilmesi halinde sümüksü maddeler ve yağ üretimini harekete geçirir; vücudun ısı üretme yeteneğini azaltır. Beslenme rejimleri çok fazla tatlı içeren insanlar tembel, cansız ve şişman olurlar. Tatlı yiyecekler başlıca şeker, bal, süt, kaymak, buğday ürünleri, meyveler, sebzeler, fasulye, bezelye, kabuklu yemiş ve ayçiçeği çekirdeğidir. Turunçgillerin lezzeti mayhoştur.
Ekşi
Canlandırıcı etkisi vardır; iştah açar; vücudun sıvıları tutmasını sağlar; entelektüel yetenekleri geliştirir, sindirim süreçlerini düzenler. Aşırı tüketilmesi kanın bileşimini bozar; ülsere, deride tahrişe ve mide ekşimesine neden olur. Yiyeceklerimizin arasında çok fazla ekşi besin bulunması aşırı hareketli, aşırı duyarlı ve çabuk öfkelenen insanlar olmamıza yol açar. Kefir ve pek çok peynir çeşidinin lezzetleri ekşi veya keskindir.
Tuzlu
Arındırıcı özellikleri vardır; küflerin atılmasını sağlar; iştah açar; sindirimi rahatlatır; sıvıların bedende tutulmasını, fazlalık sümüksü madde ve mide sıvılarının bedenden atılmasını sağlar. Eski Yunanlıların yemeklerden sonra tuz kristalleri yalayıp tuzlu tükürüğü tükürme alışkanlıkları vardı. Bazı dillerde “tuz” sözcüğü “güneş” anlamına gelen bir sözcükten türemiştir; tuz bedenimizdeki sindirim enzimlerini tetikleyerek “sindirim ateşini” yakar. Tuz mide sıvılarıyla birlikte kanımıza karışarak bedenimizi dolaşır ve yaşlı, kanserli, hasta hücreleri, sağlıklı olanlarına zarar vermeksizin ortadan kaldırır. Güncel araştırmalar bir yaşın altındayken bedenimizde yalnızca yüzde bir oranında yaşlı hücre bulunduğunu; on yaşında bu oranın yüzde yediye, elli yaşındayken ise yüzde kırka çıktığını göstermektedir. Başka bir deyişle, elli yaşındayken bedenimiz tam kapasitesinin ancak yüzde altmışına sahiptir, yani genç hücrelerin bedenimizdeki oranına denktir. Dengeyi genç hücreler lehine geliştirmek için doğal kaynaklardan gelen tuzlu gıdalar yememiz gerekir.
Her yemekten sonra dilinizin üzerine iki-üç tuz kristali koyup emdikten sonra tuzlu tükürüğü tükürün. Vücudunuz hastalıklı hücrelerden arınsın.
Acı
İştahı ve sindirimi artırır; bedeni ısıtır, sıvıların atılmasını tetikler; bedeni temizler ve kanı sulandırır. Acı gıdaların tüketilmesi kilo verilmesine yardımcı olur. Aşırı acı yenilmesi güç kaybına neden olur; endişe ve korku duygularını tetikler. Kavrulmuş çekirdekler, limon kabuğu, salatalık ve başka bazı sebzelerin lezzetleri acıdır.
Kekre
Kurutucu özelliği vardır; kanı ve cerahati kurutarak yaraların iyileşmesine yardımcı olur; tenin görünümünü güzelleştirir. Yeşil yapraklı sebzeler, armut, lahana ve patates kekre tatlı gıdalara örnektir.
Keskin
Mide-bağırsak kanallarının işlevlerini düzenler, iştah açar. Keskin lezzetli gıdalar arasında soğan, sarımsak, acı biber, turp, şalgam ve baharatlar vardır. Kefir ve çeşitli peynirler ekşi veya keskin lezzetlidirler.
Bedenimizdeki pek çok işlevi, yemeklerimizde değişik tatları ustalıkla karıştırarak etkileyebiliriz. Eğer sürekli üşüyorsak acı ve ekşi lezzeti olan yemekler yemeliyiz. Bu bileşim bedenimizin ısınmasını sağlar ve kilo vermeyi hızlandırır. Ekşi ve tuzlu tatları birleştirmek de ısıtıcı etki yapar ancak kilo almaya da neden olur.
Tatlı yiyeceklerin, tuzlu yiyeceklerle veya tatlı yiyeceklerin ekşi olanlarla birlikte tüketilmesi kilo almayı hızlandırır. İlki bedenimizde yağ oluşumuna, ikincisi ise kas kütlesi oluşumuna neden olur. Acı ve buruk tatları olan yiyecekleri birlikte içeren yemekler yemek bizi daha enerjik kılar. Bu tür yemekler hareket yeteneğimizi, fiziksel sağlığımızı artırır ve dolaşım güçlüğü olan düşük tansiyonlu insanlara tavsiye edilir.
Yiyeceklerin çok zengin çeşitlilikte olması, her şeyi sınıflamayı olanaksız hale getirmektedir ancak hepimiz içgüdüsel olarak ana lezzet gruplarını algılayabiliriz.